Polat Holding İş Zekası ve Dijitalleşme Müdürü İsmail Çoban: “Dijital dönüşüm sürecimizi yalnızca teknolojiye yatırım yapılan bir dönem olarak değil; iş yapış biçimlerimizi, kurum kültürümüzü ve çalışan deneyimini kökten dönüştüren, insanı odağına alan stratejik bir yolculuk olarak tanımlıyoruz.”
Dijitalleşme artık sadece bir teknoloji meselesi değil; stratejik, kültürel ve insani bir dönüşüm süreci. Polat Holding, bu gerçeği kavrayarak dijital dönüşümünü yalnızca teknolojik araçlara yatırım yapmakla sınırlı tutmuyor; aynı zamanda kurum kültürünü, çalışan deneyimini ve toplumsal faydayı da bu sürecin merkezine yerleştiriyor. Enerji, gayrimenkul ve sanayi gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren Holding, her alana özel çözümlerle dijitalleşmeyi sürdürülebilirlik, etik ve insan hakları perspektifiyle birleştiriyor. Yapay zekadan RPA’e, sektörel yazılımlardan dijital ikiz teknolojilerine uzanan bu vizyoner dönüşüm yolculuğunu holdingin İş Zekası ve Dijitalleşme Müdürü İsmail Çoban’dan dinledik.
Polat Holding’in dijital dönüşüm yolculuğunda en büyük motivasyonu neydi ve bu yolculuk nasıl başladı?
Polat Holding için dijital dönüşüm, yalnızca teknolojik bir yenilenme ya da rekabet avantajı arayışı değil; insanı merkeze alan, uzun vadeli ve değer temelli bir gelişim süreci olarak kurgulandı. Dijitalleşmenin kaçınılmaz hale geldiği günümüz dünyasında, bu sürecin başarısı yalnızca teknolojiye değil, teknolojinin insanla birlikte ve insan için kullanılmasına bağlı.
Dijital dönüşüm yolculuğumuzun temel motivasyonları arasında verimlilik artışı, karar alma süreçlerinin hızlanması, müşteri ve çalışan deneyiminin iyileştirilmesi ve sürdürülebilirlik hedefleri yer alıyor. Grup bünyesindeki farklı sektörlerin ihtiyaçları, veriye dayalı karar alma kültürünü güçlendirme ve tüm iş birimlerinde ortak dijital bir yaklaşım oluşturma gerekliliğini beraberinde getirdi.
Süreç, altyapı modernizasyonuyla başladı: ERP sistemlerinin yenilenmesi, bulut teknolojilerine geçiş, siber güvenliğin güçlendirilmesi ve veri entegrasyonu gibi adımlar atıldı. Ardından yapay zeka gibi ileri teknolojilerle dijital kapasite geliştirildi. Ancak Polat Holding için dijitalleşme hiçbir zaman yalnızca teknolojik bir yatırım olmadı; aynı zamanda iş yapış kültürümüzü dönüştürme vizyonunun bir parçasıydı. Bu nedenle çalışanların dijital yetkinliklerini artırmak amacıyla kapsamlı eğitim programları, dijital okuryazarlık çalışmaları ve değişim yönetimi uygulamaları hayata geçirildi. Her bireyin bu sürecin aktif bir parçası olması, sürdürülebilir ve insan merkezli bir dijital dönüşümün ön koşulu olarak görüldü. Çünkü teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, onu anlamlı ve faydalı kılan her zaman insan faktörüdür.
Holdingin enerji, gayrimenkul ve sanayi-teknoloji alanlarında dijitalleşme stratejileri nasıl farklılaşıyor?
Polat Holding’in dijitalleşme stratejileri, faaliyet gösterdiği sektörlerin kendi dinamiklerine göre farklılık gösterse de tüm alanlarda ortak bir temel üzerine inşa ediliyor: İnsan faydasına çalışan, etik değerlere dayanan ve uzun vadeli bakış açısıyla geliştirilen çözümler.
Enerji sektöründe, dijitalleşme operasyonel süreçlerin ötesine geçerek çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal katkı boyutuna ulaşıyor. Polat Enerji bünyesindeki rüzgâr santralleri, yapay zeka destekli analizlerle üretim tahminleri, bakım planlamaları ve arıza öncesi uyarı sistemleri uygulanarak enerji kaynaklarının verimliliği artırılıyor. Bu sayede hem maliyetler azaltılıyor hem de karbon ayak izi düşürülerek daha temiz bir gelecek inşa ediliyor.
Gayrimenkul alanında, dijitalleşmenin odak noktası müşteri deneyiminin dönüştürülmesi. Yapay zeka tabanlı pazar analizleri, dijital satış platformları, sanal tur teknolojileri ve mobil uygulamalar ile müşteri yolculuğu uçtan uca dijitalleştiriliyor. Ancak burada da temel amaç sadece ticari verimlilik değil; insanların yaşam kalitesini artıran, erişilebilir ve sürdürülebilir projeler üretmek. Bu nedenle her teknolojik yatırım, şeffaflık ve insan odaklılık ilkeleri gözetilerek tasarlanıyor.
Sanayi ve teknoloji alanında ise dijitalleşme, akıllı üretim sistemleri ve veri analitiği çözümleriyle destekleniyor. Amaç yalnızca verimlilik değil; aynı zamanda çalışan güvenliği, ergonomi ve iş gücünün gelişimi. Üretim hatları, teknolojinin insanla birlikte çalıştığı daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir ortamlara dönüşüyor.
Tüm bu alanlarda Polat Holding için yapay zeka, yalnızca bir teknolojik trend değil; geleceğin iş modellerini şekillendiren, stratejik bir yatırım alanı. Ancak bu yatırımlar yapılırken her zaman etik değerler, şeffaflık ve insan haklarına saygı ön planda tutuluyor. Amaç, yalnızca rekabet avantajı değil; daha adil, sürdürülebilir ve insan merkezli bir dünya inşa etmek.
Sektörel yazılımlar sizce neden önemli? Sektör odaklı yazılım projeleriniz var mı?
Sektörel yazılımlar, her sektörün kendine özgü iş yapış biçimlerine, regülasyonlarına ve kullanıcı beklentilerine uyum sağladığı için büyük önem taşıyor. Polat Holding olarak biz de dijitalleşme yolculuğumuzu tek tip çözümlerle değil, her iş kolumuzun ihtiyaçlarına özel geliştirilen yazılım sistemleriyle sürdürüyoruz.
Enerji, gayrimenkul ve sanayi gibi farklı yapıya ve işleyişe sahip alanlarda, sektör odaklı yazılımlar süreçleri yalnızca hızlandırmakla kalmıyor; verimlilik, şeffaflık ve kullanıcı deneyimi açısından da dönüşüm sağlıyor. Örneğin; enerji alanında tahminlemeye yönelik analiz uygulamaları, gayrimenkulde CRM ve yatırım analiz sistemleri, sanayi tarafında üretim planlaması ve kalite kontrol yazılımları, doğrudan operasyonlara entegre çalışıyor.
Sektör odaklı yazılım projelerimiz, sadece iş akışlarını hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda çalışan deneyimini artırıyor, karar alma süreçlerini kolaylaştırıyor ve müşteriye daha fazla değer sunmamıza imkân tanıyor. Bu da bizi dijitalleşmede sadece teknoloji değil, kullanıcı ihtiyaçları ve insan deneyimi odaklı ilerlemeye teşvik ediyor.
RPA ve AI uygulamalarında hangi iş süreçlerinde başarı sağladınız? Hangi araçları tercih ediyorsunuz?
RPA ve yapay zeka uygulamaları, şirketimizin dijital dönüşüm sürecinde verimlilik ve kalite açısından önemli kazanımlar sağladı. Özellikle tekrarlayan, manuel işlerin otomatize edilmesi sayesinde hem hata payını minimize ettik hem de zaman açısından önemli ölçüde tasarruf elde ettik.
Finansal mutabakatlar, fatura işleme, belge kontrolleri gibi operasyonel süreçlerde RPA sistemleri kullanılarak zaman tasarrufu, hata oranlarında düşüş ve süreç verimliliği sağlandı. Yapay zeka uygulamaları ise daha çok öngörüsel analiz, karar destek, tahminleme ve optimizasyon alanlarında devreye giriyor.
Enerji sektöründe üretim verilerinin analizinde, gayrimenkulde pazar hareketlerinin modellenmesinde, sanayi tarafında ise kalite tahmini ve bakım planlaması gibi alanlarda AI uygulamaları aktif olarak kullanılıyor. Bu teknolojilerle sadece süreçleri hızlandırmak değil; aynı zamanda daha isabetli, bilinçli ve insana katkı sağlayan kararlar almak mümkün hale geliyor.
Polat Holding’in yaklaşımı, bu tür teknolojileri sadece işin hızını artıran araçlar olarak görmekten öte, çalışan deneyimini ve toplumsal faydayı güçlendiren sistemler olarak değerlendirmektir.
Yapay zeka başta olmak üzere, gelecekte hangi teknolojileri önceliklendireceksiniz? Devreye almaya planladığınız projeleriniz var mı?
Gelecekteki teknoloji yatırımlarımızın merkezinde yine insan yaşamını kolaylaştırma, toplumsal değer üretme ve sürdürülebilirliği destekleme ilkeleri yer alıyor. Yapay zeka, bizim için sadece güncel bir trend değil; uzun vadeli iş modellerimizi şekillendiren, stratejik bir odak alanı.
Önümüzdeki dönemde yapay zeka uygulamalarının daha öngörücü, kişiselleştirici ve karar destekleyici nitelik kazanacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda, enerji üretiminde tahminleme ve şebeke optimizasyonu, gayrimenkulde yatırım simülasyonları, sanayide ise üretim hatlarında gerçek zamanlı kalite kontrol gibi AI destekli sistemlerimizi daha da genişletmeyi planlıyoruz.
Bunun yanı sıra; dijital ikiz gibi alanlarda da çalışmalarımız gündemde. Ancak her teknolojik yatırımda olduğu gibi, önceliğimiz etik sorumluluklarımızı gözetmek, çalışanlarımızın bu sistemlerle birlikte gelişmesini sağlamak ve teknolojiyi insanın hizmetine sunmak olacaktır.

