Görüntüyle Gelen Şeffaflık: Karayolu Taşımacılığında Video Telematik Dönüşümü

Arvento CEO’su Özer Hıncal

Türkiye’nin lojistikteki konumunu ve güvenlik açısından sektörün karşı karşıya olduğu yeni dinamikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye bugün sadece bir transit ülke değil, aslında küresel lojistiğin kalbinde atan bir merkez. Asya’dan Avrupa’ya, Kafkasya’dan Ortadoğu’ya uzanan bu coğrafi köprü, milyarlarca insana ve trilyonlarca dolarlık ticarete yön veriyor. Karayolu taşımacılığı da bu
dev ticaret ağının omurgasını oluşturuyor.

2024’te 2 milyon 95 bin ihracat seferiyle kırılan rekor, Türkiye’nin lojistikteki dinamizmini açıkça gösteriyor. Fakat burada sadece hız ya da etkinlikten bahsetmiyoruz. Bu kadar yüksek değerli yükler taşındığında, güvenliğin sağlanması artık bir tedbir değil, tüm paydaşlar için ortak bir zorunluluk haline geliyor. Bugün bir tır, milyonlarca lira değerinde elektronik, ilaç ya da havacılık parçası taşıyabiliyor; bu yüzden güvenlik aynı zamanda sürdürülebilir büyümenin de ön koşulu.

Bir örnek vermek gerekirse, 1 Mart 2025’te ticari taksilerde yürürlüğe giren kamera ve acil durum butonu zorunluluğu, görüntü temelli güvenliğin bireysel taşımacılıktan lojistiğe kadar her alanda ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Tüm bu gelişmeler bize şunu söylüyor: Lojistikte rekabet artık yalnızca hızla değil, güvenliği en üst seviyede sağlayabilmekle kazanılacak.

Video telematik sistemleri, geleneksel telematik çözümlerden hangi yönleriyle ayrışıyor ve lojistik sektörüne ne tür avantajlar sağlıyor?

Geleneksel telematik çözümler bir dönem filo yönetiminde gerçekten devrim niteliğindeydi. Ama bugün lojistik dünyası öyle hızlı değişiyor ki artık tek başına yeterli değil. İşte tam bu noktada video telematik sistemleri devreye giriyor. Çünkü sadece aracın nerede olduğunu göstermekle kalmıyor; sürücünün davranışlarını, aracın çevresini ve kabin içindeki dinamikleri de aynı anda kayıt altına alıp analiz ediyor.

Böylece şirketler kazaları anında belgeliyor, sigorta süreçleri çok daha hızlı ilerliyor, hırsızlık ve manipülasyon riskleri büyük ölçüde azalıyor. Üstelik operasyonel hataları geriye dönük incelemek mümkün hale geliyor; bu da hem şeffaflığı artırıyor hem de sürekli iyileştirmeyi beraberinde getiriyor.

Bugün video telematik lojistiğin adeta oyun kurucusu konumunda. Artık sadece güvenlik için kullanılan bir teknoloji değil; maliyetleri düşüren, operasyonları daha verimli hale getiren ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen stratejik bir yatırım. Kısacası, sektörde rekabeti kazanmanın yolu sadece hızdan değil, aynı anda güvenliği ve verimliliği garanti edebilmekten geçiyor.

Yapay zeka, video telematik çözümlerinde nasıl bir rol üstleniyor?

Bugün video telematiğin kalbinde yapay zeka var. Arvento’nun DC-M20X ve DC-M42 kameraları da artık sadece görüntü kaydeden cihazlar değil; sürücü ve filo güvenliğini bir bütün olarak ele alan akıllı çözümler.

Burada iki katmanlı yapıdan söz etmek mümkün. ADAS, yani İleri Sürüş Destek Sistemleri, şerit ihlali, ani frenleme ya da takip mesafesi gibi dışsal riskleri analiz ediyor. DMS, yani Sürücü İzleme Sistemi ise sürücünün dikkat dağınıklığı, yorgunluğu, cep telefonu kullanımı veya emniyet kemeri ihlali gibi bireysel riskleri gerçek zamanlı tespit ediyor.

Bu sayede sürücüler anlık uyarılarla daha güvenli davranışa yönlendiriliyor, filo yöneticileri ise elde edilen verileri kullanarak hem eğitim süreçlerini şekillendirebiliyor hem de prim ve ödüllendirme sistemlerini daha objektif bir şekilde kurgulayabiliyor.

Arvento olarak biz, bu standardı yalnızca uygulamakla kalmıyoruz; sürekli geliştiriyoruz. Çünkü hem global trendleri yakından izliyoruz hem de Türkiye’nin ve bölgenin lojistik gerçeklerini çok iyi biliyoruz. İşte bu yaklaşım sayesinde, müşterilerimiz yalnızca güvenlik değil aynı zamanda sürdürülebilir verimlilik de kazanıyor.

Arvento’nun video telematik çözümleri hangi teknik özellikleriyle öne çıkıyor?

Arvento’nun video telematik çözümlerini öne çıkaran en önemli unsur, güvenlik ve operasyonel verimliliği aynı potada buluşturan güçlü teknolojik altyapı. DC-M20X modelimiz, geniş açılı çift yönlü kamerasıyla sürüş anındaki kritik detayları net şekilde kaydediyor. DC-M42 ise dört kameralı yapısıyla aracı 360 derece kapsayarak bütüncül bir güvenlik çözümü sunuyor.

Her iki sistemde de 4G LTE altyapısı sayesinde görüntüler ve veriler anlık olarak merkeze aktarılabiliyor. 512 GB’a kadar genişletilebilen hafıza uzun süreli kayıt imkanı sağlıyor. Gece görüş teknolojisi sayesinde de düşük ışık koşullarında dahi net görüntü elde etmek mümkün. Bunun yanında alarm bazlı tetikleme sistemi devreye girerek izinsiz erişim ya da acil durumlarda otomatik kayıt alıyor.

Kullanıcı dostu web arayüzü ve mobil uygulamalarla filo yöneticileri araçlarını anlık olarak takip edebiliyor ve gerektiğinde hızlıca aksiyon alabiliyor. Yani aslında Arvento’nun sunduğu şey, yalnızca kamera değil; güvenliği, şeffaflığı ve yönetilebilirliği bir arada sağlayan bütüncül bir çözüm.

Video telematiğin lojistik sektörüne güvenlik, operasyon ve ekonomi açısından sağladığı en büyük katkılar neler?

Video telematik sistemleri artık sadece bir donanım değil; güvenlik, operasyonel verimlilik ve ekonomik fayda sağlayan stratejik bir çözüm. Güvenlik tarafında, kazaların ya da hırsızlık girişimlerinin görüntüyle belgelenmesi hem sürücüler hem de şirketler için güçlü bir kanıt mekanizması sunuyor. Operasyonel açıdan, anlık veri ve görüntü aktarımı sayesinde süreçler çok daha şeffaf ve kontrol edilebilir hale geliyor; filo yöneticileri riskleri önceden görüp hızlıca müdahale edebiliyor. Ekonomik boyutta ise bu şeffaflık ve güvenlik, maliyet kayıplarını azaltarak şirketlere önemli avantaj sağlıyor.

Türkiye gibi lojistik açısından kritik bir pazarda video telematik artık bir tercih değil, sektör için zorunlu bir standart. Arvento olarak biz de müşterilerimize sunduğumuz ileri teknoloji çözümlerle bu dönüşümün yönünü belirliyor, sektörün geleceğini bugünden şekillendiriyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu