Neden önemli: Küresel üretim zincirleri enerji ve savunma sektörlerinde Çin’e bağımlı durumda. Yeni ihracat kısıtlamaları, nadir element ve batarya malzemelerinde arz dengesini değiştiriyor. Ayrıca düzenleme, otomotiv ve teknoloji üreticilerinin tedarik stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Çin ihracat kısıtlaması, stratejik ham madde rekabetinde yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Çin Ticaret Bakanlığı ve Gümrük İdaresi, nadir toprak elementleri ile lityum batarya malzemelerine yönelik yeni ihracat düzenlemelerini resmen ilan etti. 8 Kasım 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olan kurallar, bu stratejik ham maddelerin üretiminde kullanılan ekipmanları da kapsayacak. Çin yönetiminin bu hamlesi, küresel tedarik zincirlerinde yapısal bir dönüşüm sürecinin başlangıcına işaret ediyor.
Stratejik elementlerin ihracatında denetim süreci sıkılaştırılıyor
Pekin yönetimi nadir toprak elementleri listesini genişletti. Çin kurumu, holmiyum, erbiyum, tulyum, evropiyum ve iterbiyum gibi elementleri ilave ettiğini kaydetti. Bununla birlikte, MOFCOM kurumu, bu elementlerin çıkarımı ve ayrıştırılmasıyla ilgili teknolojilerin yalnızca devlet izniyle ihraç edileceğini bildirdi. Ayrıca Çin yönetimi, Çin ekipmanı kullanılarak üretilen nadir toprak ürünlerini ihraç eden yabancı firmaların da lisans alacağını açıkladı. Düzenleme, dış üretim zincirlerinde Çin menşeli girdilerin daha sık denetleneceği anlamına geldi.
Çin hükümeti neodimyum ve itriyum gibi manyetik özellikli elementlerin kritik olduğunu vurguladı. Pekin yönetimi, bu elementlerin elektrikli araç motorları ile ileri savunma sistemlerinde kullanıldığını kaydetti. Çin kurumu, işleme kapasitesi ve rafinasyon süreçlerinde kontrolün artırılacağını bildirdi. Dünya üreticileri bu adım sonrası tedarik alternatifleri arayacağını ifade etti.
Yeni düzenlemelerle Çin ihracat kısıtlaması batarya sektörünü doğrudan etkiliyor
Çin yönetimi, lityum-iyon piller ve grafit anot malzemelerine ilk kez ihracat kontrolü uygulayacağını açıkladı. MOFCOM yetkilisi, 300 Wh/kg ve üzeri enerji yoğunluğuna sahip pillere özel düzenleme getirildiğini belirtti. Çin kurumu, lityum demir fosfat katot malzemeleri ile NCM ve NCA öncül ürünlerinin de kontrol listesinde yer aldığını ifade etti. Üreticiler, ilgili malzemeleri ihraç etmek için yeni lisans prosedürlerine tabi tutulacak.
Çin yönetimi granülasyon reaktörleri, grafitleme fırınları ve kaplama ekipmanları gibi üretim makinelerini de izlenecek ekipmanlar listesine ekledi. Buna ek olarak, Pekin yönetimi kontrolün enerji depolama ve elektrikli araç tedarik zincirlerinde önemli etkiler yaratacağını öngördü. Öte yandan, Güney Kore hükümeti, Samsung Electronics ile SK Hynix gibi üreticilerle temas halinde olduğunu bildirdi. Şirket yönetimleri henüz resmi bir açıklama yapmadı.
Alınan kararlar küresel ticarette yeni bir gerilim dönemi başlattı
Çin yönetimi kararlarını ilan ettikten sonra ABD yönetimi karşı hamle yaptı. ABD, ek gümrük tarifesi ve yazılım ihracat kısıtlaması açıklamalarında bulundu. ABD Başkanı Trump, Çin politikasına tepki gösterdiğini ve ilave vergiler uygulayacağını açıkladı. Beyaz Saray yetkilisi, söz konusu vergilerin 1 Kasım tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğini iletti. Ticaret politikasında atılan adımlar, iki ülke arasındaki görüşme takvimini etkiledi.
Çin kurumu bazı ihracat lisans süreçlerinde kolaylaştırıcı önlemler sunacağını belirtti. Pekin yönetimi, lisans değerlendirmelerinde vaka bazlı esneklik sağlayacağını açıkladı. Ancak uluslararası şirketler bu açıklama ile birlikte belirsizliğin tamamen ortadan kalkmadığını değerlendirdi. Bu nedenle, analistler tedarik zincirindeki adaptasyon sürecinin zaman alacağını öngördü.
Çin yönetimi nadir toprak üretimi ve işleme alanındaki güçlü konumunu hatırlattı. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre Çin işleme kapasitesinin büyük kısmını elinde tutuyor. Dünya pazarları, alternatif tedarik kaynakları ve geri dönüşüm yatırımlarını yeniden değerlendirmeye başladı. Hükümetler, stratejik malzemeler için stoklama ve yerli üretim teşvikleri planladığını açıkladı.
Sonuç olarak Çin kararları, teknoloji ve otomotiv sektörlerinden savunma sanayine kadar geniş bir etki oluşturdu. Sanayi aktörleri tedarik stratejilerini gözden geçireceklerini bildirdi. Hükümetler, uzun vadeli arz güvenliği için yeni adımlar atacağını duyurdu.
