Veriden faydalanarak 5 adımda işinizi dönüştürebilirsiniz?
Dijital kurumlar, IT takımları ve gücünü veriden alan iş süreçleri üzerinden yükselir. Eğer kurumunuz dijitalde doğmadıysa, onu dijital bir işletmeye yakınlaştıracak ve yeni fırsatlar yaratacak 5 adımı keşfedebilirsiniz.
Yves de Montcheuil
Dijitalde doğan kurumlar, IT altyapısı üzerine kuruludur. Tüm iş süreçleri, IT tarafından yönlendirilir ve veri ile güçlendirilir. Attıkları her adım ve aldıkları her kararın temelinde; çalışanlar, müşteriler, hareket tarzları, etkileyici dış koşullar gibi konularla ilgili veri setlerinin işlenmesi yatar. Ancak her işletme ne yazık ki dijitalde doğmadı. Geleneksel bir işletmeye ve gelişimi belli bir düzeyde kalmış bir IT altyapısına sahipseniz, bu durumda şirketinizi dijital bir işletmeye nasıl dönüştürmek için neler yapmanız gerekir? Dijital değerler üzerinden nasıl yeni iş fırsatları yaratabilirsiniz?
Bunun için dijital liderlere 5 adım öneriyoruz:
İş zekâsını gerçek zamanlı hale getirin
Müşterileriniz ve gerçekleştirdikleri işlemlere yönelik verileri, veri ambarı veya veri deponuzda tutuyor ve bunları geleneksel bir şekilde analiz ediyorsunuzdur. Bunu da muhtemelen, her çeyrek dönem sonunda hangi satış temsilcilerini terfi ettirip hangilerini kovacağınıza karar vermek için veyahut da yeni ürün kataloğunuzu hangi müşterilerinize göndereceğinizi belirlemek için yapıyorsunuzdur.
Dijital işletme yolunda ilk adım, bu çıkarımları gerçek zamanlı olarak yapabilmekten geçiyor. Gerçek zamanlıdan kasıt, işin bir saniyeden kısa sürede yapılması değil elbette. Çıkarımı işinizi etkileyecek bir zamanda yapabiliyor musunuz? Buna bakmanız gerekiyor.
Satış temsilcilerinizin performanslarını, sadece insan kaynaklarına veri sunmak için analiz etmek yerine, en iyi temsilcilerinizi en iyi satışlara göndermek için neden kullanmayasınız? Bu, satış temsilcilerinizin genellikle hangi noktaya kadar iyi olabildiğini gösterebilecek bir zorluk testi sunabilir. Ya da uygulama içi promosyonları ve yazılı mesaj kuponları için müşteri segmentasyonu için kullanabilirsiniz. Tüm bunlar, doğru zamanda yapılabilecek çıkarımları gerektirir. Çeviklik ve anında davranabilmek, dijitalleşmenin beraberinde getirdiği artılardan biri.
Tüm iş süreçlerine analitiği enjekte edin
Gerçek zamanlı analitikten çıkarımlarda bulunmak sadece bir başlangıç. İş süreçlerinin, bu çıkarımların bir girdi olarak kabul edilmesini sağlayacak şekilde donatılması gerekiyor.
İş zekâsının moda olduğu dönemden bu yana aslında konsept aynı aslında. Sadece teknoloji değişti. Gerçek zamanlı analitik, kural motorları (rule engines), akıllı iş süreci yönetim araçları, iletişim protokolleri, çıkarımlar doğrultusunda kuralların devreye alınması ve değiştirilmesi ile hareketlerin tetiklenmesi ve değiştirilmesini sağlar.
Her zaman daha fazla veri peşinde olun
Veri depolamanın giderek ucuzladığı bir dönemden geçiyoruz. Amacınız kafanızda net olmasa bile, yeni nesil veri platformları sayesinde veri yığını yaratmak artık çok kolay. Etkileşimli sistemlere, denenmiş ve kanıtlanmış ana bilgisayarlardan uzak veri ambarına dayalı bir altyapıya ya da ilişkisel veri tabanı yönetim sistemlerine (RDBMS) geçmeye hazır olmayabilirsiniz. Olabilir… Ancak, yine de sistemlerinizi Hadoop üzerine kurulu veri havuzu ile tamamlamayı düşünmelisiniz. Böylece “karanlıktaki veriler”, belli bir çıkarımda bulunmak ve bunlara göre aksiyon alabilmek için kullanılabilirler. Hangi bilgilerin faydalı olabileceğini, verilere bu şekilde bakma şansını kullanmadan bilemezsiniz.
Verilerinizi kullanmak için yeni yollar keşfedin
Analistlerinize, tüm verileriniz için sınırsız erişim hakkı verin. Bazı sektörlere yönelik yasal düzenlemeler var ve tüm sektörler veri güvenliği konusunda dikkatli olmak zorunda. Ancak analistlerinize güvenebileceğinizi ve kötüye kullanımın önüne geçebilecek uygun yönetimin oluştuğunu farz edin, uzmanlarınızın veriyi keşfetmesine izin verin. Uzmanlarınız, yeni fikirler bulacaktır. Bunların bazıları işinizi görürken, bazıları işe yaramayacaktır.
İnovasyona yapılan yatırımın geri dönüşünü ölçmek her zaman zordur. Ancak inovasyon, insanların, fikirler peşinde gitmesine izin verildiği zaman hayat bulur. Google, çalışanların zamanlarının yüzde 20’sini, akıllarına gelen fikirleri gerçekleştirmek için harcamalarına izin vermesi ile çok doğru bir adım attı.