Site icon CIO Update

Mağazalarda hırsızlık vakalarını nasıl önlersiniz?

Perakendeciler mağazalarında gerçekleşen hırsızlık vakalarını önleyebilir veya en azından POS’lar üzerinden yürütülen hırsızlığa bağlı kayıpları ve daralmayı azaltabilirler. Önerilerimizi okumalısınız.

Bob Violino

Mağazalarda yaşanan hırsızlık vakalar, perakende sektörünün yaşadığı en yaygın problemlerden bir tanesi. Ekim 2014’te Checkpoint Systems tarafından yayınlanan “Global Perakende Hırsızlığı Barometresi 2013-2014”e göre Kuzey Amerika’da, perakendecilerin ilgili zaman diliminde karşılaştığı hırsızlık vakalarından toplam kaybı 42 milyar dolar. Kuzey Amerika, perakende de dünyadaki en yüksek kayıp oranlarına sahip olan bölge. Çalışmaya göre bunun nedeni diğer bölgelere nazaran en fazla sayıda perakende mağazasına sahip olması ve kaybı önlemeye yönelik harcamaların olması gerekenden daha düşük düzeyde gerçekleşmesi. Amerika merkezli indirim mağazaları, eczaneler ve süpermarket/bakkal zincirleri ürün hırsızlığı, çalışanlardan tarafından gerçekleştirilen hırsızlık ve organize perakende suçları gibi nedenlerden dolayı en yüksek kayıp oranlarına sahipti.
Rapora göre Amerika’daki neredeyse tüm perakende mağazaları sahtekar çalışan hırsızlığı ve mağaza hırsızlığından etkilenmişti. Perakendeciler bunu önlemeye yönelik için çalışmalar yürütebilir veya en azından satış noktasında POS’lar üzerinden yürütülen hırsızlığa bağlı kayıpları ve daralmayı azaltabilir. Size bu konuda sunabileceğimiz öneriler şu şekilde:

En son teknolojilerden yararlanın

Neyse ki, perakendeciler için hırsızlık ve kayıpları caydıracak teknoloji araçları bolca mevcut. Elektronik eşya gözetimi (EAS) teknolojisinin kullanımı kayıpların azaltılması çabalarında perakendecinin uygulanabilir çözümü olmayı sürdürüyor. Perakendede güvenlik ve kayıp önleme alanında uzmanlaşmış olan bağımsız Güvenlik Yönetimi Danışmanı Curtis Baillie, “Bu teknolojiler içinde hırsızlık karşıtı etiketler, ürün alarmları ve bazı mağaza hırsızlarının gözetim sistemini devre dışı bırakmak için kullandığı folyo poşetlerle EAS sinyal karıştırıcılarını tespit eden teknolojiler de yer alıyor” diyor. “Hırsızlık önleme sistemleri perakendeciler arasında popüler. Söz gelimi takı, gözlük ve iç çamaşırını korumak için tasarlanmış manyetik paslanmaz çelik mandallar gibi çeşitli cihazlardan yararlanılıyor” diye ekliyor.
Etiket ve okuyucuları kullanan Radyo Frekans Tanımlama (RFID) sistemleri bir nesne, mağaza içinde ya da dışına taşındığında bunu perakendecilerin takip etmesine imkan sağlıyor. Bu hırsızlığın önlenmesine yardımcı olabiliyor ve alınan ürün tipiyle ilgili bilgi sağlayabiliyor. Perakendeciler bağımsız nesneleri eşsiz olarak tanımlamak için EPC etiketlerini kullanabilir.
EAS ve RFID sistemlerini birleştirerek perakendeciler kayıp nesneler hakkında gerçek zamanlı bilgiye sahip olabilir. Çift EAS ve RFID etiketleri güvenliğin yanı sıra envanter görülürlüğü de sağlayarak perakendecilerin envanteri daha iyi takip etmesine imkan sağlayabilir.
Hırsızlığı önlemek için kullanılabilecek diğer teknoloji araçları kapalı devre televizyon (CCTV) gibi görüntüleme sistemleri. Bunlar satış noktasında ya da mağaza içinde başka yerlerde kullanılabilir. Perakendeciler yüz tanıma sistemlerini de saldırganların görüntülerini yakalamak için kullanabilir.
“Satış noktasında CCTV incelemesiyle birlikte video analitiklerinin kullanımı “İçeride gerçekleşen vakaların önlenmesini gerçek zamanlı olarak sağlayabilir” şeklinde konuşuyor dünyanın en büyük perakende ticaret birliği Ulusal Perakende Federasyonu (NRF) Kayıp Önleme Başkan Yardımcısı Bob Moraca. “Video analitiği, video yazılımı içerisine yerleştirilen bir dizi komut setidir. Bu sayede normal dışı bir şey gerçekleştiğinde video analiz edilerek gerçekleştiren kişinin bulunması sağlanabilir. Teknoloji nesneleri sayabilir, video üzerinde kasadan alınanları yerleştirebilir ve ardından kasadan alınanlar, iadeler gibi nesne sayımlarını takip edebilir. Hatta kasiyer çekmecesinin çok uzun süre açık kaldığı durumlarda bile devreye girebilir” diyor. “Bu tür düzensizliklerin çeşitlerini takip etmek POS noktasında ters gidebilen bir şeyin işaretçisi olabilir. Yönetim ya da kayıp önleme ekibi tarafından bir iç taleple takip edilebilir” açıklamasında bulunuyor.

Çalışanlarınızı iyi eğitin

Sektör birliklerinden biri olan Retail Industry Leaders Association (RILA) perakende operasyonları Kıdemli Başkan Yardımcısı Lisa LaBruno, “Mağazalarda çalışan insanlar hırsızlığın önlenmesine yardımcı olmak için çok şey yapabilir. POS noktasında kayıpları azaltmaya yönelik başarılı bir program hem teknoloji hem de eğitimden faydalanabilir” diyor.
LaBruno’ya göre eğitimin anahtar bileşenlerinden bir tanesi her bir çalışanın ürün kaybının meydana gelmesini önlemede sorumluluk sahibi olduğunu hissetmelerini sağlamak. “Çalışanlar paketlerin istiflenmesini önlemek için içerideki büyük konteynırları kontrol edecek ve hırsızlıktan şüphelendiklerinde iyi bir müşteri hizmeti uygulaması yapacak şekilde eğitilmeli” diyor. Bunun aynı sıra güçlü bir ürün bilgisine sahip olma konusunda cesaretlendirilmeliler. “Eğer sattıkları ürünler ve onların fiyatları hakkında sağlam bir altyapıya sahip olurlarsa, etiket değiştirme gibi uygulamaları belirlemeleri daha olası olur” açıklamasında bulunuyor LaBruno.
Bazı perakendeciler için satış noktasında devreye sokulan kayıp önleme prosedürlerinin çoğu, firmaların daha pozisyonlar için nitelikli aday arayışında başlayan sıkı bir kayıp önleme programının bir sonucu. “Bu aynı zamanda yeni başlayan ve hatta mevcut çalışanlar için oryantasyon ve eğitim fırsatlarının sunulmasını içerir” diyen Moraca, “Birçok firma için çalışanlardan gözlerini açık tutmalarını ve potansiyel ihlalleri rapor etmelerini istemek herhangi bir kayıp önleme programının büyük bir parçasıdır” diye belirtiyor.

Müşterilerle etkileşim kurun

Ters mühendislik taktiği olarak perakendeciler, mağazadaki müşterilerle daha fazla bir araya gelerek hırsızlığın önlenmesine yardımcı olabilirler. “Potansiyel bir hırsızlığın en etkin önleyicisi iyi bir müşteri hizmetleridir” diyen Baillie, göz teması kurmanın ve mağazaya girdiklerinde müşterileri tanımanın önemli olduğuna dikkat çekiyor. “Bir hırsızın en son istediği şey bir mağaza çalışanıyla etkileşim kurmaktır” diye belirtiyor.

Şaşırtma taktikleri uygulayın

Corrective Education Company (CEC) adlı bir firma mağaza hırsızlığından dolayı ilk kez yakalanmış saldırganlara yönelik bir program sunuyor. Program şöyle çalışıyor: Saldırgan yakalandığında ona CEC hakkında bilgi alma ve firmanın gönüllü eğitim programına katılma fırsatı sunuluyor. Bireyin kişisel bilgileri alınıyor ve kamu kayıtları ve veri tabanlarından doğrulanıyor. Böylece program perakendeci protokolü, yerel adli kuvvetler ve yerel savcı temelinde de kayda alınmış oluyor.
Programı öğrenmeyi kabul ettikten sonra saldırgana CEC hakkında dört dakikalık bir video gösteriliyor. Herhangi bir noktada saldırgan videonun durdurmasını ve programa katılmamayı seçebiliyor. Videonun bitiminde ise saldırgana altı saatlik bir programa katılma fırsatı veriliyor. Eğer saldırgan programı tamamlamada başarısız olursa, perakendeci kendisine yönelik suçlama seçeneğini kullanabiliyor. “Eğer saldırgan perakendecinin programına katılmak istemezse veya önceki illegal faaliyetleri sebebiyle uygun bulunmazsa konu perakendeci tarafından adalet sistemine yönlendiriliyor” diyor firma sözcüsü.
CEC programı, uygulamaya başlamadan önce perakendecileri bilgi ve destek almaları için yerel adli kuvvetlere katılmaya teşvik ediyor. Başlangıcından bu yana programa 20 bini aşkın katılımcı dahil oldu.

Doğru kurumsal kültürü oluşturun

Anti hırsızlık teknolojileri ve taktikleri faydalı, ancak yeterli değil. Danışmanlık firması Retail Loss Prevention Group (Perakendede Kaybı Önleme Grubu) Başkanı ve CEO’su Keith Aubele, “Dünyadaki tüm araçlar perakende kayıplarını önlemek, izole etmek ve çözmek için ihtiyaç duyulan en kritik temelin yerine geçmez. Bu temel kaybı önlemeye odaklanmış bir kurumsal kültürdür” diyor. “Ürün kaybının karlılık üzerindeki kayıpları, aynı zamanda perakende suçlarının birçok olumsuz sonuçlara neden olduğunu gerçek anlamda anlaşılmasını sağlayan bir yönetim kültürü var olduğunda, o zaman gerçek önleme meydana gelebilir” diye konuşan Aubele, “Bu kültürel bileşen önemli. Eğitim, farkındalık ve ortaklık üzerinden kayıpların etkisini anlayan çalışanlar bu işi başarabilir. Ardından uygulamaya konulabilecek başka araçların da çok büyük etkisi olabilir” açıklamasında bulunuyor. Sözlerini ise “Esasında dışarıdan yardım aramaya başlamadan önce siz kendi evinize bir bakın” diye noktalıyor.
Bu yazı IT PRO’nun 183. sayısında yayınlanmıştır.

Exit mobile version