Yeni yapay zeka sistemleri ile öğrenme kişisel deneyim haline geliyor

Otomasyonun işsizliğe neden olacağına dair olumsuz tablo son dönemde daha ılımlı ve umutlu bir hâl aldı. Kişisel fikriniz olumlu ya da olumsuz olabilir; ancak yapay zeka ve otomasyon iş dünyasını değiştirecek.

Dünya Ekonomi Forumu’nun paylaştığı güncel bir rapora göre 2020 yılında 75 milyon kişi otomasyon nedeniyle işinden olabilir. Ancak madalyonun diğer tarafında ise 133 milyon yeni iş pozisyonunun doğduğu gerçeğini de görmezden gelmeyelim. Bu tahminler doğrultusunda önümüzdeki 10 yıl içerisinde yeni meslekler doğacak ancak çalışan kesimin yeni yetenekler geliştirerek bu mesleklere uyum sağlaması şart. Hatta değişime hemen başlanmadığı takdirde değişen ekonominin etkisi altında yeni mesleklerde büyük aksamalar yaşanabilir.

Yapay zeka eğitim girişimi Ahura AI’ın kurucusu ve CEO’su Bryan Talebi’ye göre bizi işimizden eden ve yeni iş imkanları sunan teknolojiler aslında bu iki uçurumun arasını doldurup çalışanların lehine bir rüzgar estirebilir.

Ahura, çevrimiçi eğitim programlarında bilgisayar kullanan yetişkin öğrencilerin biyometrik verisini elde eden bir ürün üzerinde çalışıyor. Hedef, bu veriyi yapay zekanın kullanımına sunarak daha etkili eğitim metodu geliştirmek. Tabii ki hedef kitlenin bilgisayar üzerindeki işlemlerini takip altına almak içinde bulunduğumuz özel yaşam haklarının hiçe sayıldığı dijital dünyada tepki çekecektir. Ancak yine de iyi sonuçların ortaya çıkacağını bilenler bu kontrollü veri alımına göz yumacaklardır. Çünkü vaat edilen kişiye özel öğrenme stilinin gelişimi için fedakarlık yapmaya değeceğine inanıyoruz.

Talebi üzerinde çalıştıkları sistemin umut verici sonuçlar verdiğini söylüyor. “İlk testlerimize göre geliştirdiğimiz teknoloji geleneksel öğrenime göre öğrencileri üç ile beş kat hızlandıracak,” diyor Talebi.

Şu anda Ahura, öğrencilerin öğrenme programlarında tercih ettiği dizüstü bilgisayarlarda, tablet ve diğer mobil cihazlarda bir standart haline gelen kamera ve mikrofonu kullanıyor. Ahura bilgisayarın kamerası üzerinden yüz hareketlerini, mikro ifadeleri, göz hareketlerini ve genel olarak öğrenme sürecindeyken ne kadar hareket ettiğine dair her türlü veriyi ölçüyor. Mikrofon ise sesteki dalgalanmaları tespit ediyor ve bu sayede yapay zeka, öğrenim aşamasındaki kişinin kelime kullanımını değerlendiriyor. Elde edilen bu veriler Talebi’ye göre her bir bireye özgü optimum yolu saptamak için büyük kolaylık sağlıyor.

Öğrenim sürecinde kalitenin artırılması nasıl yapılır?

Bazıları video ağırlıklı bir öğrenmeyi daha kolay benimserken bazıları metin tabanlı daha deneysel ve yenilikçi metotlarla öğrenme sürecini hızlandırabiliyor. “Hedefimiz gerçek zamanlı olarak bilgiyi ve dikkati en üst seviyeye çıkarmak için içeriğin formatını değiştirmek” diyor Talebi. Ahura’nın asıl hedeflerinden biri öğrenciyi sosyal medya gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak tutarak öğrenim sürecinde kaliteyi artırmak.

“Artık elimizdeki veriyi kullanarak bir öğrencinin Facebook veya Instagram’a geçiş yapacağını 10 saniye öncesinden %60 doğrulukla tespit edebiliyoruz. Tabii ki bu sayı yeterli değil ancak doğruluğu %95’lere çekmek için adımlarımızı atıyoruz. Bu sayıya ulaştığımızda, fazla iddialı olmak istemem ama, öğrencinin kaçmasına engel olarak öğrenme sürecinde daha çok tutmayı başaracağımıza inanıyorum.”

Talebi, Facebook ve Twitter gibi platformların kullanıcıları sistemde tutmak için kullandıkları tasarım prensiplerini kendi sistemlerine entegre etmek gibi iddialı bir hedefe koştuklarının altını çiziyor. Talebi, yenilikçi olarak eğitimi ve öğrenme sürecini bağımlık yaratan eğitim programlarıyla mümkün hale getirmek istiyor. Sosyal medyaya karşı eğitimin cazibesi gerçekten bir hayli iddialı bir hedef.

Yaratıcı bir eğitim sisteminin kilidini açacak

Ahura olgunlaştığı takdirde bir gün iddialı ve bağımlılık yaratıcı bir eğitim sistemin kilidini açabilir. İşte bu nedenle özel haklar ve veri ihlali gibi kaygıları bir kenara koymak mümkün. Elbette verilerin sosyal manipülasyon gibi kötü amaçlarla kullanılma kaygısı dünya genelinde büyüyerek devam ediyor. “Elbette kullanıcılarımızın veriyi nasıl tükettiklerine dair gözlem yaptığımız için büyük bir risk olduğunun farkındayız. Amacımız doğrultusunda kişilerin içerikle nasıl etkileşime girdiklerine bizzat yakından bakmak zorundayız. Bizim için bu teknolojinin propaganda amaçlı kullanılmaması veya başka birilerine satılmaması son derece kritik önem taşıyor” diyor Talebi.

Şaşırtıcı olmamakla beraber birçok yatırımcı, yapay zeka sisteminin özelliklerini ürün satımını artırmak için kullanmak istiyor. Talebi’ye göre bu kaygı verici bir durum. Kendisi bu tip bir konu gündeme geldiğinde Cambridge Analytica örneğini veriyor. Bilmeyenler için Cambridge Analytica‘yı Trump’ın adaylar üzerinde kullandığı psikolojik ikna kampanyası olarak özetleyebiliriz. Son seçimlere gölge düşüren bu ve benzeri sistemler politikacılar ve yatırımcılar tarafından tercih ediliyor.

“Bu teknolojinin kötü emellere alet olmaması çok ama çok önemli. İşlerin hızlıca raydan çıkıp sarpa sarabileceğinin biz de farkındayız. Bu nedenle elimizden geldiğince toplumları incitmemek adına önlemlerimizi alıyoruz,” diyor Talebi.

Tabii Talebi iddiasının arkasında durmak istiyorsa ortaya son derece somut adımlar atması gerek. Ancak şu an Talebi yönetim kurulu ile birlikte, kapsamlı bir etnik altyapı oluşturuyor. Hem yönetici hem de genel kurulun dahil olduğu ve herkesin oy sahibi olduğu bir oylama gerçekleşecek. “Amacımız etnik açıdan son derece etkili, farklı, inanç ve cinsiyet gibi maddelerin ayrıştırıcı olmaktan çıktığı yeni bir zemin oluşturmak. Oluşturacağımız bu etik inceleme paneli ile rotamız etikten asla sapmayacak,” diyor Talebi.

Otomasyon ile iş gücünde hızlı bir değişim yaşanacak

Veri mahremiyeti Talebi için öncelikli bir sorun. Bunun dışında Talebi, sıklıkla Çin merkezli bir rakibinden bahsetmekten çekinmiyor. MIT Tech Review’da geçtiğimiz günlerce yayımlanan bir makaleye göre Çin’de yapay zeka destekli eğitim platformlarında büyük bir sıçrama yaşanıyor. Bu artışın altında batıya göre doğu toplumlarının veri mahremiyeti konusunda daha az hassas olması da rol oynuyor.

Ahura, şu an alfa aşamasında olan prototipini geliştirmekle meşgul. Yine de Ahura Ivy League Okulu öğrencilerinin verilerini onların rızası karşılığında elde ediyor. Bir sonraki adım ise beta sürüme geçmek ve 200 binin üzerinde kullanıcı ve ismi açıklanmayan kurumsal bir müşteri ile ortaklık etmek. Ancak o zaman Ahura’nın geniş bir kontrol grubu karşısında etkinliğinden söz etmek mümkün olacak.

Daha ileri gidecek olursak Ahura’nın biyometrik veri konusunda çok daha ısrarcı olacağını söylemek mümkün. Uzun vadeli planlar arasında Ahura’nın gözbebeği küçülüp büyümesini, yüz kızarmasını, kalp atışını, uyku düzenini ve sistemin daha iyi sonuçlar vermesini sağlayacak her türlü detayı takip etmesi yer alıyor.

Bilgi teknolojileri iş dünyasında otomasyonun ağırlığını her geçen gün artırırken iş gücünde de hızlı bir değişimin yaşanmasına neden olacak. Çok büyük bir olasılıkla aynı teknolojiler insanlara ihtiyaçları olan becerileri sağlama konusunda yardımcı olacak. İşte tabloya baktığımız zaman bu gelişmeleri otomasyonun karşımıza çıkaracağı zorluklar olarak sıralayabiliriz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu