SANKO Holding CIO’su Köksal Küçükada: “Verinin çok olması değil kullanılabilir, doğru olması önemli. Bu amaçla doğru ve ortak teknolojiler kullanıp, doğru süreçler ve kontrol mekanizmalarından veriyi akıtıp, herkesin ortak verisini üretebilmeliyiz.”
Dijital dönüşüm, günümüz sanayi ve üretim sektörlerinde rekabet avantajı elde etmenin en önemli unsurlarından biri haline geldi. Türkiye’de sanayinin bu dönüşüme nasıl adapte olduğu, karşılaşılan zorluklar ve fırsatlar, işletmelerin gelecek stratejilerinde belirleyici bir rol oynuyor. Bu bağlamda, SANKO Holding’in dijital dönüşüm sürecini, teknolojik altyapısını modernize etmek için attığı adımları ve sektördeki genel eğilimleri konuşmak üzere SANKO Holding CIO’su Köksal Küçükada ile bir araya geldik…
Köksal Küçükada kimdir?
1998 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Köksal Küçükada, kariyer yolculuğuna Kibar Holding’de MT (Management Trainee) olarak başladı. Henüz iş hayatının başındayken, bilgi teknolojileri alanında hemen hemen her rolde görevler üstlendi. 13 yıl boyunca Holding ve bünyesindeki birçok farklı şirkette, IT dünyasının hemen her köşesinde deneyim kazandı. Bir yandan iş hayatının temposuna ayak uydururken, diğer yandan akademik gelişimine de devam etti ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği yüksek lisansını tamamladı.
Teknolojiye olan tutkusu ve stratejik bakış açısı onu daha büyük sorumluluklara taşıdı. Tiryaki Grup’a CIO olarak katıldığında, 7 yıl boyunca 80’den fazla şirketin bilgi teknolojileri vizyonunu ve stratejisini İstanbul merkezli olarak yönetme şansını elde etti. Ancak Köksal Küçükada için teknoloji yalnızca bir araç değil, aynı zamanda insanların ve süreçlerin dönüşümünü sağlayan güçlü bir etkendi. Bu yüzden, Tiryaki Grup’taki son 4 yılında İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini de üstlendi. Böylece yalnızca IT süreçlerini değil, aynı zamanda organizasyonun insan odaklı dönüşümünü de yönetme fırsatı yakaladı.
Yücel Grup’a geçtiğinde, demir-çelik sektörü başta olmak üzere farklı sektörlerdeki şirketlerin bilgi teknolojileri platformlarını dünya standartlarına taşımak için çalıştı. Üç yıl boyunca büyük projelere liderlik ederek dijitalleşmenin sadece teknoloji yatırımı yapmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda iş yapış biçimlerini yeniden şekillendirmek anlamına geldiğini kanıtladı.
2019 yılında Köksal Küçükada için yeni bir sayfa açıldı. Türkiye’nin köklü gruplarından SANKO Holding, bilgi teknolojileri ve dijital dönüşüm alanındaki liderliğini güçlendirmek için onu CIO ve SANShine Digital Çözümler’in Genel Müdürü olarak bünyesine kattı. 11 farklı sektörde faaliyet gösteren, 14 bin çalışanı bulunan ve 120 yıllık bir geçmişe sahip bu dev organizasyonda, IT altyapısını merkezileştirme, global standartlarda teknolojik dönüşüm sağlama ve “doing digital” anlayışından “being digital” seviyesine geçiş konularında büyük ilerlemeler kaydetti.
Ancak Köksal Küçükada’nın yolculuğu sadece şirketlerle sınırlı kalmadı. Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ile sektöre katkı sağlamaya devam ederken, Kadir Has Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak BT dersleri veriyor ve Türkiye’nin ilk PMP sertifikasına sahip isimlerinden biri olarak proje yönetimi alanında eğitimler düzenliyor. Tüm bu profesyonel başarıların ötesinde, Köksal Küçükada için en büyük ve en anlamlı rol, iki çocuk babası olmak. Küçükada, kariyerinin her aşamasında olduğu gibi, bu rolü de tutkuyla ve özveriyle yerine getirmeye çalıştığını söylüyor.

Dijitalleşmenin Türkiye’deki sanayi ve üretim sektörüne uzun vadeli etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CIO’lar olarak uzun yıllardır teknolojiyi kullanmanın ve dijitalleşmenin, şirketlerin verimli olması, rekabet edebilmesi, daha düşük maliyetle daha yüksek kaliteyi üretebilmesi, müşteri ve pazar anlamında doğru kanallara ulaşması ve hızlı olabilmesi için çok gerekli olduğunu söylüyoruz ve bu konuda yoğun çalışmalar yapıyoruz. Lakin teknolojinin yapay zeka, RPA ve robotlarla geldiği noktaya bakınca “gerekli” kelimesi artık hafif kalıyor. Dijitalleşme artık tüm şirketler için bir şart, zorunluluk. Biz SANShine olarak sunumlarımızın son slaytına yüce önderimiz Atatürk’ün “Yerinde Duran Geriye Gidiyor Demektir. İleri, Daima İleri!” ve kurucumuz Sani Konukoğlu’nun “İşletmesini Yenilemeyenin, İşletmesi Sahibini Yeniler” cümlelerini koyuyoruz. Bu konularda adım atılmadığında, çok hızlı bir şekilde geriye düşüleceği, rekabet edilemeyeceği aşikâr. Hepimiz yeni teknolojileri takip etmeli, bu konulara yatırım yapmalı, Ar-Ge’ye önem vermeli ve hep dijitalleşerek mevcutun iyileşmesi yanında yeni ürünler, yeni pazarlar, yeni fonksiyonlar neler olabilir diye düşünmeliyiz. Bunu yaparken de bunu sadece bir satın alma gibi düşünmemek çok önemli. Koşu bandı alarak zayıflayamazsınız. Onun üzerine çıkıp koşmalı, yorulmalı, terlemelisiniz. Bu nedenle teknoloji ile beraber, süreç ve insan konularına kafa yormak çok önemli.
SANKO Holding’in dijital dönüşüm yolculuğu hangi aşamada? Şirketinizin teknolojik altyapısını modernize etmek için hangi adımları attınız?
SANKO Holding her zaman teknolojiyi iyi kullanan, bu konuda önderlik eden bir şirket oldu. 2020 yılında önce bizi geleceğe taşıyan, sektörel bazda çeşitliliği sağlarken holding bazında standartlaşmamızı sağlayacak, global standartlarda teknolojik dönüşümle daha sürdürülebilir bir BT altyapısı oluşturacak ortak bir ERP sistemine geçmeye karar verdik ve SAP S/4 Hana platformunu seçerek Kasım 2020 yılında dijital dönüşüm projemizi başlattık. 150’den fazla BT personelinin, 400’den fazla anahtar kullanıcının görev aldığı Türkiye’nin en büyük dijital dönüşüm projelerinden biri olan projeden sonra, bugün geldiğimiz aşamada 20’den fazla şirketimizi, 100’un üzerinde üretim yerini, 70’ten fazla fiziksel lokasyonu, 35’i aşkın satış organizasyonun tek bir SAP sunucusunun üzerinde koşturmayı başarabildik.
Bugün dijitalleşme için gerekli teknoloji, süreç, insan sacayağına bir de veri eklendi. Bu dönüşüm projesi ile doğru ve zamanında verinin üretimi için çok önemli adımlar attığımızı düşünüyorum.
Bu altyapıyı RPA, AI destekli MES ve planlama sistemleri, akıllı fabrikalar ve özellikle AI ile donattığımızı düşünüyorum. Özellikle AI konusunda yoğun çalışmalar yaptığımızı, çok fazla sektörde firması olan bir grup olarak birçok kullanım senaryosunda AI’ı kullanabildiğimizi belirtmek isterim. Bir şirketimizde hammadde kabulünde AI görüntü işleme teknolojileri ile malzemeyi tanıyıp, otomasyonla araçları içeri alırken, diğer bir şirketimizde AI ile kalite kusurlarını tespit etmeye çalışıyoruz. SAP ve diğer sistemlerdeki verileri soru – cevap şekilde sorgulayıp, aksiyon aldıracak SANWise dediğimiz botlarımız mevcut. SalesWise botumuz ile satışçılarımız müşteri yanına gittiğinde her türlü sorusunu sorup, cevaplarını alacak bir yardımcıya sahipler. İK tüm dokümanlarını AI’a öğreterek bir bot ile tüm çalışanlarımıza açmış durumda. Hastanemizde mamografi görüntülerini, sonuçları AI yorumluyor. Şu sıralar ise en çok bu kadar farklı modeli tek bir arayüzden sunan ve aksiyon aldıran bir botu tüm Holding genelinde devreye alıyoruz.
SANShine’ı da sormak isteriz. Hangi odakla kuruldu ve ne tür hizmetler veriliyor? Özellikle odaklandığınız bölgeler, sektörler ve işletme ölçekleri var mı?
SANShine aslında hep vardı, tüm grup şirketlerine fatura karşılığı hizmetler veriyordu. Şirketlerimizde BT departmanları yok. Şirketlerden, sektörlerden sorumlu BT departmanları olsa dahi tüm BT çalışanları SANShine çatısı altında çalışıyorlar. Böylece merkezileşme, “shared service” ile ortak kaynak yönetimi, bir şirketteki iyi uygulamayı, tecrübeyi diğer şirkete taşıma gibi birçok avantajı yakalamış durumdayız.
Türkiye’de hatta dünyada bir BT kaynak problemi olduğunu görünce proje döneminde birçok yeni mezun arkadaşımızı alıp yetiştirdik. Tabi bu arkadaşlar şu an 4 yıllık deneyime sahip, tekstil, enerji, çimento, ambalaj, sağlık, eğitim vb. birçok sektörde sektörün en büyük projelerini yapmış durumdalar. Bu arkadaşlarımıza 20+ yıllık SANShine’ın kıdemli danışmanları da eklenince 150+ kişilik hemen hemen her alanda tecrübeye sahip, sadece teori değil pratikte ilgili teknoloji kurmuş, yaygınlaştırmış bir ekip oluştu. Bu ekip bu tecrübeyi dışarı açmak konusunda uzun zamandır talepte bulunuyorlardı. Bu durum bugünün ekonomik şartlarında her alanda maliyet azaltımı ve verimi planlayan SANKO Holding stratejisi ile birleşince hem sektöre hem de SANKO Holding’e avantaj sağlayacak bu açılımı yapmak istedik. 26 Kasım’da Gaziantep’te başarılı bir lansman ile bunu duyurduk. Sani Konukoğlu’nun “İşin Hilesi Dürüstlüktür” mottosuyla, bizim de sektörel ve teknolojik tecrübemizle piyasada da fark yaratacağımıza inanıyorum.
Çapraz işlevli ekiplerle çalışırken veri bütünlüğü ve süreç uyumu nasıl sağlanıyor?
Veri artık çok büyük bir değer ve onun çok olması değil kullanılabilir, doğru olması önemli. “Garbage in garbage out” kavramını sürekli hatırlamaya çalışıyoruz. Bu amaçla doğru ve ortak teknolojiler kullanıp, doğru süreçler ve kontrol mekanizmalarından veriyi akıtıp, herkesin ortak verisini üretebilmeliyiz. Bu amaçla uzun zamandır altyapımızı iyileştirme projeleri yaptık. 11 farklı sektörde SAP kullansak da ayrı ayrı SAP sunucularını değil tek bir SAP ortamında tüm sektörleri yönetiyoruz. Bu sayede bir şirkette ürettiğimiz veriyi diğer şirketimizde çok rahat kullanıyoruz. Ayrıca tüm süreçleri ERP, RPA, EBYS, DYS vb. birçok sistemle dijitalleştirdiğimiz için veriyi daha kontrollü işleyebiliyoruz. Prosedürler ve komiteler ile de veri kontrol noktaları oluşturduğumuz için mümkün olduğunca veriyi doğru üretmeye çalışıyoruz.
Küresel ekonomik dalgalanmalar ve arz-talep belirsizlikleri, dijitalleşme projelerinizi nasıl etkiledi? Bu süreçlere esnekliği artıracak çözümler geliştirdiniz mi?
Dijitalleşmenin şirketlere en büyük katkısı verimlilik ve çeviklik. Bu kadar çaba, yatırım, birçok amaca hizmet etse de sonuçta şirketler bu iki ana amaca koşuyorlar diye düşünüyorum. Özellikle çeviklik, belirttiğiniz gibi ekonomik dalgalanmaların hemen hemen her gün yaşandığı, teknoloji ile de ürün yaşam döngüsünü bu kadar kısaltmış ve müşteri beklentileri, hız beklentisi bu kadar artmışken şirketlerin en büyük kaslarından biri haline geldi. Belirttiğim gibi uzun zamandır dijitalleşme ve sonucunda verimli, verilere göre karar veren ve çevik bir SANKO Holding için çalışıyoruz. Çok yol kat ettik ama hep gidilecek yol vardır tabii ki. Bu 5 yıl içinde başta pandemi olmak üzere tüm bu belirsizlikler ve dalgalanmalar dijitalleşme çalışmalarımızı çok etkiledi lakin hiç durmadan o durumlara da ayak uydurarak devam etmeyi başarabildik.
Bir CIO olarak, yönetim kurullarının teknolojiden nasıl beklentileri olacağını düşünüyorsunuz?
Yönetim kurulları hep verimli, akıllı, yüksek kaliteyi düşük maliyet ile üretebilen, verilere göre karar veren, çevik ve müşteriye çok hızlı servis veren şirketler hedefine koşuyorlar. Tabii bu taleplerinin yanında sürdürülebilir şirketler olarak sürekli gelişerek ve rekabetçi olma stratejisinin de desteklenmesini isterler. Bu taleplerini yapabilecekleri en güçlü silah bugünlerde tabii ki teknoloji ve dijitalleşme. O anlamda yönetim kurulları teknolojiyi artık küçük etkileri olacak bir yatırım değil yapmak zorunda oldukları bir yatırım olarak görüyorlar. En küçük şirketten en büyük şirkete artık bu gerçeğin görüldüğünü söyleyebilirim. Bunu yaparken tabii ki teknolojinin yanında insan (kültür), süreç ve veri sacayağını da geliştirmelerinin gerektiğinin farkındalar. Aksi takdirde istenen sonuca gidilemediğinin de farkındalar diye düşünüyorum.
Teknolojiyle iş birimlerini entegre ederken en büyük direnç hangi noktalardan geliyor?
Değişime karşı direnç her zaman vardı ve her zaman olacak. En çok duyduğumuz, biz eskiden bunu daha iyi yapıyorduk, şimdi daha zor ya da yeteri kadar iyi yapamıyoruz cümlesi. Teknolojiler değiştikçe, sistemler birleştikçe, yeni dünya da veri ihtiyacı arttıkça kişilerin sistemleri kullanım şekli ve süreci değişiyor. Daha çok veri girmeleri ve sonraki süreçleri düşünmeleri gerekebiliyor. İş birimleri en çok bu değişime tepki veriyorlar diye düşünüyorum. Bu durumu neden bu değişimi yapmak zorunda kaldığımızı anlatarak ve birçok noktada da RPA sistemleri ile girişleri kolaylaştırarak bu tepkileri aşmaya ve müşterilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Yakın gelecekte, hem sektörel hem de SANKO Holding odağında teknolojik dönüşümün en çok hangi alanları etkileyeceğini öngörüyorsunuz?
AI tüm dünyayı, iş yapış şekillerini, kültürleri değiştirmeye başladı ve çok da hızlı gelişiyor. Biz SANKO Holding olarak bunu görüp bu konuya yatırım yaparak ve RPA, raporlama vb. teknolojiler ile entegre ederek yoğun çalışmalar gerçekleştiriyoruz. AI sadece bir süreci, bir departmanı değil her alanı, her fonksiyonu etkiliyor. O anlamda SANKO Holding’de yakın gelecekte özellikle bir fonksiyonda değil de tüm alanlarda değişim ve gelişim görebileceğimizi, özellikle bizimle koşan, talep eden, destek veren iş birimlerinin daha çok gelişeceğini düşünüyoruz. Bu amaçla da iş birimlerinde bu farkındalığı artıracak etkinlikler yaptığımızı da belirtebilirim.

En çok hangi teknolojik cihazları kullanmaktan keyif alıyorsunuz?
Her türlü yeni teknolojik cihazı denemeyi, keşfetmeyi çok seviyorum. Bugünlerde ise AI destekli her cihaz ya da her uygulama çok fazla ilgimi çekiyor. Her kullandığımda da “yok artık” dediğim birçok an oluyor. En son hiç kumanda kullanmadan uçan, beni takip edip videomu çeken akıllı drone gerçekten beni şaşırtmıştı.
Kariyerinizde size en çok ilham veren kişi/yön veren liderlik deneyiminiz ne oldu?
Üniversiteden sonra işe başladığımda Kibar Holding’de kendi ERP’mizi yazıyorduk. Bu süreçte her departmanı, her fonksiyonu anlama ve öğrenme şansım oldu. Yıllardır o günlerin ekmeğini yiyorum çünkü teknoloji liderlerinin teknoloji ile beraber iş süreçlerini ve yönetim ihtiyaçlarını da çok iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum. MT (Management Trainee) olduğumuz o dönemde başta Mustafa Küsem olmak üzere tüm yöneticilerimiz bize büyük destek verdiler, önümüzü açtılar. SANKO Holding’deki SAP ERP projemizde benim için çok öğretici bir deneyim idi. 2,5 yılda tüm SANKO Holding’in tekstil, enerji, çimento, ambalaj başta olmak üzere tüm şirketlerinin altyapılarını uçtan uca geliştirme şansımız oldu. 250 BT personeli, 400 key user’ın çalıştığı, pandemi döneminde bile durmadan devam eden hem teknoloji hem süreçler hem de proje yönetimi anlamında büyük bir tecrübeydi diyebilirim. İşe başladığım günden bugüne kadar da SANKO Holding Yönetim Kurulunun bize olan desteği, vizyonu, bizi yönlendirmesi de her geçen gün liderlik deneyimimi değiştiren bir süreç oldu diye belirtebilirim.
Hobileriniz neler?
Film seyretmek her zaman ilgi alanım olmuştur. Futbol ve Fenerbahçe de tutkularımız arasında ama son zamanlarda bizi yoran bir hobi olduğunu söyleyebilirim. Teknoloji ve yeniliklerin takibi ise işimin yanında her zaman keyif aldığım bir uğraş olmuştur.
Farklı bir meslek yapıyor olsaydınız bu hangisi olurdu?
BT konularının her alanında çalıştım ya da çalışabilirim. Onun dışında ne iş yaparım, çok uzun zamandır hiç düşünmediğim bir soru ama cevap vermeye zorlarsam daha önce yaptığım için insan kaynakları ya da iş geliştirme düşünebileceğim alanlar olurdu.
Zaman yönetimi konusunda kendinize özgü stratejileriniz var mı?
Teknoloji bu kadar hızlı değişirken hem mevcut sistemlerin yönetimi hem de yeni teknolojilerin takibi derken tanımlı olan zaman hiçbir zaman bize yetmiyor. “Do the Important Things First” kuralına uygun olarak sürekli bir planlama ve bu konuda dijital araçları kullanarak dinamik bir zaman yönetimi yapmaya çalıştığımı belirtebilirim.