“Autonomous” sistemlerle veri tabanındaki zafiyetleri daha hızlı kapatıyoruz!

Bulut ortamları üzerinde “autonomous” kendi kendini yöneten çözümlerBT kullandıklarını ve bu sayede veri tabanlarında oluşabilecek herhangi bir zaafiyeti daha hızlı kapattıklarını söyleyen Ford Otosan CDO’su Hayriye Karadeniz, “Test veri tabanlarımızı tamamen “Autonomous” kullanarak aslında neredeyse veri tabanı yöneticilerimizin ciddi bir biçimde üzerindeki tüm yükleri aldık. Bunu her alanda artırma hedefindeyiz” dedi.

Pandemi ve sonrasında süreci nasıl yönettiklerini anlatan ve bu noktada da Kendi kendini Yöneten “Autonomous” verBTabanları ile dijBTal dönüşüme yönelik görüşlerini paylaşan Ford Otosan CDO’su Hayriye Karadeniz, BT dünyasında sürekli felaket senaryolarının çalışıldığını ve iş sürekliliğinin nasıl sağlanacağına dair planları olduğunu söyleyerek, “Bunu hem BT hem de şirket genelinde de aslında çok titizlikle uygulayan bir firmayız. Bir sürü senaryolar, iletişim noktaları var. Fakat şunu da söylemek lazım genelde bu senaryolar hep bir olay üzerinedir. Bir yerde bir deprem olur, felaket olur, bir yer çalışmaz, bir yerde bir hasar olur, onu nasıl ayağa kaldıracağız ya da başka yerden nasıl yapacağız gibidir.  Ama bu salgın senaryosu elbette vardı ama bu boyutta herhalde hiçbir zaman için bu şekilde tasarlamamıştık. Demek istiyorum ki her şey aslında çalışıyor; bütün alt yapılar, sistemler, fabrikalar, her şey var ama insanların burası ile buluşturmamız mümkün değil” dedi.

Salgın senaryosunda aslında hiçbir şeyin çökmediğini ancak insanlarla sistemlerin buluşturulamadığını ifade eden Karadeniz, felaket senaryolarında her zaman salgının olduğunu; fakat bu kadar geniş kapsamda bir senaryonun kapsam dahilinde olmadığını belirtti. Karadeniz şöyle devam etti: “11 bin kişiyiz. Yani 11 bin kişinin birden ofislerden ayrı olarak  evden çalışması çeklinde bir senaryo yoktu. Bir taraftan da gene kendimizi öyle şanslı görüyorum. Biz dijital dönüşüm için işini 2015’ten bu yana ele alan bir şirketiz. Bu durumda büyük bir faydası olduğunu düşünüyorum. Digital work place dediğimiz yani çalışanları zaten dijital ortamda çalıştırmak pek çok sistemi değiştirmek , mobili her şeyden önde tutmak gibi konular zaten epeydir gündemimizde olan, hizmet verdiğimiz noktadaydı.  Amacımız zaten iş sürekliliğini ve üretkenliğin devam etmesiydi. Bunu da sağlamış olduk. Bunun yanında; veri sürekli için biz hibrit yapıları zaten bir süredir deneyimliyoruz. Hem kendi veri merkezimizde hem de çeşitli bulut ortamlarında veriler ve çalışmaları yürütmek anlamında. Buna erken başlıyor olmamız bizim için bir avantaj oldu.”

“Dijital dönüşüm her boyutta değerlendirilebilmeli”

Dijital dönüşümü planlarına alan, önceliklendiren, bu konuya yatırım yapan şirketlerin  bu dönemde daha fazla avantajlı olduklarını dile getiren Hayriye Karadeniz, “Dijital dönüşümü önemsemeseydik, bizim senaryomuzdan gidersek personelimiz evden çalışamayacaktı. İnanılmaz bir kayıptan bahsediyoruz. Bunu sadece iş kaybı olarak düşünmemeliyiz. Motivasyon olarak da düşünmek gerekiyor. Bunun hazırlığını yapmış olan şirketlerin bir avantaj kazandığını düşünüyorum. Ama her yerden her şekilde çalışabilir olma konusunda zorlanmalar oldu” diye konuştu.

Kendilerinin ‘bağlı çalışan’ dedikleri dijital öncelikleri olduğuna dikkat çeken Karadeniz, dijital dönüşümün her boyutta değerlendirilebilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. “Yani çalışan da bunun bir parçası, müşteri tam ortasında duruyor. Üretimimiz de ürünümüzle her şeyimizle aslında bir parçası” diye Karadeniz’e göre; dijital dönüşüme bütünsel bakmak ve gerektiğinde hızlı adapte olabilmek önemli.

“Autonomous” noktasında da çalışmalarından bahseden Hayriye Karadeniz, “Özellikle insan kaynağımız uzmanlığımızı daha iyi kullanmak adına kendi kendini yöneten araçları ya da neyi otomatize edebiliyorsak hepsine  ciddi bir şekilde eğildik. Hem BT sistemleri için hem RPA gibi ürünlerle bir sürü çalışmamız var. Örneğin; veri dediğimiz zaman biz yine bulut ortamları üzerinde éAutonomous” Kendi Kendini Yöneten tabanları kullanıyoruz. Bu Autonoous veri tabanlarını kullandığımız zaman gerçekten pek çok özellik de kullanabiliyoruz. Hem güvenli: veri tabanlarında oluşabilecek herhangi bir zaafiyeti daha hızlı kapattığımız için finansal anlamda risklerimizi azaltıyoruz. Test veri tabanlarımızı tamamen “Autonomous” kullanarak aslında neredeyse veri tabanı yöneticilerimizin ciddi bir biçimde üzerindeki tüm yükleri aldık. Bunu her alanda nasıl artırabiliriz stratejik başlıklarımızdan biri de bu şu anda” dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu