Otonom silah sistemleri ya da daha yaygın ifadeyle “katil robotlar” geçen sene ilk defa Libya’da kullanılmış olabilir. Bu olayın tetiklediği etik kaygılar nedeniyle Avrupa Birliği birkaç kez konuyu gündeme taşıdı. Amaç, robotların insanları öldürmek veya onlara zarar vermek için asla kullanılmaması yönünde genel bir yasa çıkarmaktı.
Daha önce 1983 yılında faaliyete geçen anlaşma gereği napalm gibi yanıcı silahlar ve bubi tuzakları yasaklanmıştı. Beş yılda bir güncellenen anlaşmada ne yazık ki bu sene robotların, öldürücü silah olarak kullanılmasının önüne geçilemedi.
Gündeme gelmeyen robotik saldırılar
Sadece ABD’nin 2016 ve 2020 yılları arasında askeri amaçlı robotlara 18 milyar dolar bütçe ayırması, genel bir yasanın çıkmasına en büyük etken olarak gösteriliyor. Diğer taraftan, çeşitli insan hakları kuruluşları Avrupa Birliği’ne baskı yapmaktan geri durmuyor. Bu tarz kuruluşların temel dayanağı ise robotik saldırıların nükleer tesisleri hedef alarak sivil yaşamına kast edici şekilde programlanma riski.
Ayrıca vicdan, özgür irade gibi kavramların robotlarda bulunmaması başka bir soru işareti. Yanlış bir istihbarat sonucunda robotların sivillerden oluşan bir grupla gerçek hedef arasında ayrım yapıp yapamayacağı muamma. Uzmanlar özellikle Afganistan’da son dönemde droneların yanlış hedeflere yani sivillere yöneldiği ancak bu konunun yeterince gündem olmadığına dikkat çekiyor.
