Google’ın yıllardır süren arama motoru hakimiyeti ilk kez ciddi bir şekilde sallanıyor. Yapay zeka destekli arama araçları ChatGPT gibi yeni nesil çözümler, kullanıcıların bilgiye ulaşma alışkanlıklarını kökten değiştiriyor. Bu değişim, Google’ın pazar payında son aylarda gözle görülür bir düşüşe neden oldu. Bu gelişme sadece teknoloji dünyasında değil, yatırım çevrelerinde de büyük yankı uyandırmış durumda.
Google’ın 20 yıllık hakimiyetinde ilk büyük kırılma
Google, internet aramalarında uzun yıllar boyunca %90’ı aşan bir küresel pazar payıyla neredeyse rakipsizdi. Ancak Mart 2025 verileri, bu mutlak üstünlüğün artık geçerliliğini yitirmeye başladığını gösteriyor. Statcounter’a göre Google’ın arama pazarındaki küresel payı %89,71’e geriledi. Bu oran, Ekim 2024’te başlayan düşüş eğiliminin devamı niteliğinde.
Avrupa’da durum daha da dikkat çekici. Masaüstü kullanıcılar arasında Google’ın pazar payı Mayıs 2023’te %87 iken, Mart 2025 itibarıyla %77,78’e kadar düştü. Kullanıcılar, artık Google dışındaki seçeneklere daha fazla yöneliyor. Özellikle Avrupa’daki “deGoogling” akımı, yani Google’dan uzaklaşma eğilimi, bu tabloyu destekliyor.
Rakamlar küçük, etkisi büyük
“%1 düşüşten ne olur?” diyenler olabilir. Ancak internet kullanıcı sayısının 5 milyar olduğu düşünülürse, bu oran 50 milyon insanın artık Google yerine farklı arama motorlarını tercih ettiği anlamına geliyor. Bu da dijital dünyada büyük bir kırılmaya işaret ediyor.
Bu değişim geçici değil; veriler trendin kalıcı olduğunu gösteriyor. Kullanıcılar artık gizliliğe, bağımsızlığa ve veri güvenliğine daha fazla önem veriyor. Google’ın veri toplama politikaları ve reklam temelli yapısı, bu yeni beklentileri karşılamakta zorlanıyor.
Alternatif arama motorları yükselişte
Google’ın düşüşü, alternatiflerin yükselişi anlamına geliyor. Microsoft’un arama motoru Bing, bu süreçten kârlı çıkan oyunculardan biri. Öte yandan gizlilik odaklı alternatifler de kullanıcı ilgisini çekiyor. Örneğin, Almanya merkezli Ecosia, 2024’ün sonundan bu yana kullanıcı sayısını %250 artırdı.
Bu da gösteriyor ki kullanıcılar yalnızca büyük firmalardan uzaklaşmakla kalmıyor; aynı zamanda çevre dostu, şeffaf ve veri odaklı olmayan çözümleri de tercih etmeye başlıyor.
Google’a karşı artan hukuki baskı
Google’ın yaşadığı bu gerileme sadece kullanıcı tercihleriyle sınırlı değil. Şirket, dünya genelinde ciddi hukuki baskılarla karşı karşıya. 2024’te ABD’de bir federal mahkeme, Google’ın tekelci uygulamalarla rekabeti engellediğine hükmetti. Apple ve Mozilla gibi firmalara yapılan ödemeler sayesinde Google’ın tarayıcılarda varsayılan arama motoru olarak kalması “hukuka aykırı” bulundu.
Avrupa Birliği de benzer bir adım atarak, Apple’ın kullanıcılarına Safari dışında başka bir tarayıcıyı varsayılan olarak seçme imkânı sunmasını zorunlu kıldı. Bu gelişmeler, internetin kapılarını tutan teknoloji devlerine karşı küresel ölçekte yürütülen denetimin daha da sıkılaştığını gösteriyor.
Peki ya sonrası?
Google’ın iş modeli, büyük ölçüde kullanıcı verilerinden elde ettiği gelir üzerine kurulu. Ancak veri güvenliği ve dijital mahremiyetin önem kazandığı bu yeni dönemde, bu model sürdürülebilirliğini yitiriyor olabilir.
Bu düşüş, sadece Google için değil, dijital dünya için de bir fırsat sunuyor. Daha adil, şeffaf ve kullanıcıyı merkeze alan bir internet mümkün olabilir. Google’ın liderliğini kaybetmesi, rekabetin ve inovasyonun önünü açabilir.
