Kate Crawford, Microsoft bünyesinde yapay zekanın sosyal ve politik etkileri üzerine çalışan ve aynı zamanda Southern California Üniversitesi’nde İletişim ve Teknoloji profesörü olarak görev yapan bir araştırmacı. Yeni yayımlanan Atlas of AI (Yapay Zekanın Atlası) isimli kitabıyla özellikle kamuoyunda yaygın olarak bilinen yargıları düzeltmeye çalışan Crawford, insanların yapay zeka arkasındaki insan faktörünü göz ardı ettiklerini dile getiriyor. Bir başka örnek de duygulardan geliyor. Crawford’a gör, yüz tanıma ile duygu yorumlama gibi teknolojiler yapay zeka ile asla tam anlamıyla başarılamayacak.
Henüz yeterince yeşil değil
“Çoğu zaman internet üzerinden sesli bir komut kullanarak tuvalet kağıdı siparişi verildiği örneğini görmüşsünüzdür. Son kullanıcı olarak bu heyecan verici bir deneyim olsa da işin aslında sizin komut vermenizle ürünün size teslim edilmesi arasında geçen süreç yapay zeka açısından henüz yeterince çevreci değil.” diyen Crawford’a göre, şu an yapay zeka adı altında belli bir düzenleme olmadığı için birçok marka ve birçok ürün hızla piyasada yer alıyor. Crawford, “Oysaki yakın gelecekte belli bir kanun ya da işleyiş olması gerekecek. Ancak global standartları oturttuktan sonra dünyamızı etkileyecek bir teknolojiden bahsedebiliriz. Fakat şu aşamada bu vizyona sahip değiliz.” diyor.
Ön yargıları delmek
Bilindiği gibi, ön yargıların yapay zeka ile algoritmalar üzerine taşınması, kadınların baskı nedeniyle iş hayatında daha az yer alması ya da siyahi insanların daha fazla suç işlediğine dair fikirlerin değişimi veya ayıklanması konusunda Crawford kitabında somut bir öneride de bulunuyor: “Genellikle ön yargı ile mücadele etmek için uzmanlar daha fazla veriye ve zamana ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar. Ancak doğru bir metodoloji ile yaklaşıldığında algoritmalar bugünden başlayarak düzeltilebilir. Microsoft laboratuvarlarında yaptığımız çalışmalardan edindiğim somut tecrübeleri kitabımda herkesin kullanımına sundum.”
