Kurumsal alanda yapay zeka: Sorumluluk kimde olmalı?

Yapay zeka teknolojilerinin kurumsal alanda yaygınlaşmasıyla birlikte yönetim ve raporlama konusundaki detaylar kasvetli bir hal almaya başlayabilir.

Kurumsal alandaki her seviyede uygulamaların makine öğrenme algoritmalarıyla desteklenmesiyle birlikte yapay zeka teknolojilerinin çok daha yaygın hale geldiği şüphe götürmez bir gerçek.

Peki ama yapay zeka teknolojilerinin kurumsal alanda dağıtımını kim gerçekleştiriyor? Ve dağıtımı gerçekleştiren kişiler kime raporlama yapıyor? Veri bilimciler, kurumsal mimari oluşturanlar ve sayısal analistler filizlenen yapay zeka teknolojilerinin müdavimleri olarak ön plana çıkmalarının ötesinde bazı durumlarda IT departmanlarında; daha doğrusu çoğu zaman IT departmanlarının dışında yer alıyor olmaları üzerinde durulması gereken noktaların başında geliyor.

Araştırma şirketi IDC’de sezgisel sistemler ve içerik analizi direktörü Dave Schubmehl, IT bütçelerinin düşürülmesinden dolayı IT departmanlarının yeni sorumlulukları alabilecekleri kaynağa sahip olmadıklarının altını çizerek şunları söylüyor: “Yapay zeka konusunda iş dünyasında yaygın olarak karşılaştığımız yaklaşım makine öğrenme teknolojileriyle ilgili olarak daha hızlı geliştirmeler yapılabilmesi adına doğrudan dış kaynaklı çözümlere yönelmek olduğunu görüyoruz.”

Yapay zeka teknolojileri konusunda adım atan şirketlerin kısa vadede artacağını söylemek mümkün. Bu kapsamda IDC tarafından yapılan araştırmalarda 2018 yılına gelindiğinde geliştirilen uygulamaların yarısının yapay zeka teknolojilerini kullanacak olması ve bu süreç içerisinde 2010 yılından bu yana yapay zeka teknolojilerini kullanarak edinilecek faydaların ABD’deki şirketlere 60 milyar dolar civarında kazanç sağlayacağının öngörülmesi önemli bir detay olarak ön plana çıkıyor.

Gerçek yapay zeka senaryoları

Peki ama yapay zeka teknolojileriyle ilgili yaşanılacak gelişmeler neticesinde kurumsa alandaki organizasyonlar nasıl şekillenecek? Bu sorunun cevabı dünyada yapay zeka konusunda önemli adımlar atan Pitney Bowes, General Electric ve CIT Group tarafından gerçekleştirilen organizasyon değişikliklerinde kendini gösteriyor.

Organizasyon dahilindeki davranışlarda şirketlere göre farklılıklar olması sıkça karşılaşılan bir durum olarak dikkat çekiyor. Yapay zeka teknolojileriyle ilgili çalışmaların yapıldığı şirket yöneticilerinin bir kısmı makine öğrenme algoritmaları üzerine çalışmalar yaparken kaynakların coğrafik olarak dağıtılmasının ve kurumsal sınırların ötesine ulaştırılmasının öneminin farkına vardığını söylemek mümkün.

Yapay zeka teknolojisinin lojistik operasyonlarda kullanıldığı Pitney Bowes şirketinin başkan yardımcısı ve CIO’su Roger Pilc, teknoloji altyapısının aralarında veri bilimcilerinin, makine ve elektrik mühendislerinin, yazılım geliştiricilerin ve tasarım uzmanlarının yer aldığı veri analizi konusunda uzman bir ekip tarafından oluşturulduğunu belirtiyor.

Pitney Bowes şirketinde oluşturulan grubun en önemli özelliği üç kıtadaki çalışma alanlarından edinilen bilgi birikimini geliştirme becerileriyle birleştirmesiyle birlikte Pilc’e raporlama yapması olarak dikkat çekiyor. Pitney Bowes, GE tarafından yapay zeka teknolojisinin büyük hacimde verileri toplamak ve yönetmek üzere geliştirilen Predix endüstriyel işletim sistemine ve IBM’in bulut ortamından uygulama geliştirilmesini ve barındırılmasını sağlayan Bluemix platformuna ilk adaptasyon sağlayan şirketler arasında yer alıyor.

Algoritmaların oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapan mühendisler şirketin dijital altyapısından sorumlu olan IT departmanı ile yakın ilişkilerde bulunuyor olması önemli detayların başında geliyor. Pitney Bowes tarafından yapılan lojistik operasyonlarda kullanılan makine öğrenme algoritmaları 30 milyarı aşkın çağrı üzerinden edinilen veriler doğrultusunda geliştirilmiş olmakla birlikte yaklaşık olarak dört yıldan bu yana kullanılıyor.

Pitney Bowes şirketinin stratejik teknoloji departmanı başkan yardımcısı Art Parkos, bu alandaki rekabetin önemli bir kısmının veri mühendisliği konusundaki becerilere dayandığını ifade ediyor. Parkos’a göre merkezi IT yapısının ve mühendislik çalışmalarının bir arada yürütülmesi yapay zeka teknolojisine yönelik çalışmalarda göz ardı edilmemesi gereken en önemli nokta.

GE’nin dijital dönüşümü

Eylül ayında yapay zeka teknolojilerine yönelik çalışmalar yapan General Electric, GE Digital bünyesinde 1200 yazılım uzmanından oluşan geliştirme birimleri oluşturdu. Dijital dönüşüme yönelik olarak tamamlayıcı nitelik taşıyan GE Store for Technology birimi ile 3 bin 600 araştırmacının ve mühendisin endüstriyel çalışmaları yürütmesi sağlanıyor. Oluşturulan organizasyonda GE Digital yazılım uzmanlığı, GE Store farklı alanlara yönelik destek ve yeniliklerin GE’nin bireysel çalışmalarda yeniliklerin bir an önce uygulamaya koyulmasını sağlıyor.

GE yazılım araştırmaları departmanı başkan yardımcısı Colin Parris, kurumsal sürece katkı sağlayabilecek herhangi bir detayı yakalamaları halinde hemen bağlantı oluşturduklarını, bu kapsamda GE Store’nin kendileri için teknoloji ve inovasyon akışında merkez olma niteliği taşıdığını belirtiyor.

CIT grup bünyesindeki kiralama, borç verme ve bankacılık işlemleriyle ilgili bazı operasyonlar şirket organizasyonunda yapay zeka teknolojilerinin kullanıldığı projeleri bulunmamasına karşın bu alanda çalışan bazı veri uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir.  Şirket CTO’su B.J. Fesq önümüzdeki bir veya iki yıl içerisinde CIT olarak OneWest Bank satın alma sürecini tamamladıktan sonra yapay zeka teknolojilerinin kullanıldığı altyapıların daha yaygın hale geleceğini belirtiyor.

Yapay zeka teknolojilerinin organizasyonun pek çok bölümünde uygulanabileceğini dile getiren Fesq, bu sayede kurumsal verinin ve analiz grupların sinerji oluşturarak pratikte oldukça iyi sonuçlar ortaya koyabileceğini ifade ediyor. Fesq, yapay zeka teknolojileri konusunda dış kaynaklı çözümleri değerlendirerek farklılıkları göz önünde bulundurmanın önemli olduğunun söylüyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu