Site icon CIO Update

Takip edilmesi gereken giyilebilir teknoloji trendleri

Hareket takip cihazları pazardaki konumunu korumaya devam edebilecek mi? Tüketiciler sezgisel tabanlı ve hareket verilerinin toplandığı cihazları tercih etmeye devam edecek mi? Giyilebilir teknoloji cihazlarıyla toplanan verilerin güvenliği yeterli mi? Giyilebilir teknoloji uzmanları tüm bu sorulara verdikleri cevaplarla 2016 yılında yaşanabileceklere dair öngörülerini ortaya koyuyor.

2015 yılında giyilebilir teknoloji dönüşümünde adından fazlaca söz ettiren Apple Watch; 2016 yılında piyasaya sürülmesi beklenen Apple Watch’ın 2. Nesli ile gündemdeki yerini koruması muhtemel görünüyor. Geliştirilen ve piyasaya sürülen yeni cihazlara rağmen tıpkı Apple Watch’da olduğu gibi Fitbit’in popülaritesini koruyacağını söylemek mümkün. Giyilebilir teknoloji gündemi, giyilebilir teknolojilerin popülaritesi ve üreticilerin girişimleri gibi konularda fikir belirtebilmek mümkün olmasına karşın hareket takip, sağlık ve fitnes cihazlarının geleceğine dair pek çok detay hala belirsizliğini koruyor.

Uzman analistlere, giyilebilir teknoloji cihazı üreticilerine ve ilgili alanlardaki uzmanlara giyilebilir teknolojilerle ilgili 2016 yılına dair beklentilerini sorduk. İşte size analistlerin, üreticilerin ve uzmanların görüşleri doğrultusunda 2016 yılında giyilebilir teknolojiler pazarında neler olabileceği konusundaki görüşleri.

eMarketer verilerine göre 2015 yılında ABD’de 18 yaş ve üzerinde 39.5 milyondan fazla genç aralarında akıllı saat ve fitnes takip cihazlarının yer aldığı giyilebilir teknoloji cihazlarını kullandı. Araştırma şirketi eMarketer’a göre giyilebilir teknoloji cihazlarının kullanımı bir önceki yıla göre yüzde 57.7 oranında artış gösterirken; bu oranın 2016 yılında artmaya devam ederek 2018 yılında 81.7 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Aralık ayında The Wall Street Journal gazetesinde yer alan makaleye göre pek çok endüstri izleyicisi tarafından Apple Watch’ın fitnes bant sektörünü ortadan kaldıracağına yönelik gelişmeler beklenilenin aksine gerçekleşmedi.

IDC verilerine göre geride kalan iki çeyrek içerisinde Apple tarafından 7.5 milyon Watch satılırken, aynı zaman diliminde Fitbit 9.2 milyon fitnes takip cihazı satmayı başardı. Fitbit tarafından gerçekleştirilen bu satış 2014 yılının aynı dönemde satılan cihaz sayısının iki katına karşılık geliyor.

IDC giyilebilir teknolojiler ve mobil telefonlar araştırma departmanı yöneticilerinden Ramon Llamas, pek çok kişinin çok fonksiyonlu cihazların tek işlevi yerine getirebilen spesifik cihazları ortadan kaldıracağına yönelik düşünceye sahip olduğuna dikkat çekerek, kendisinin böyle bir gelişmenin ne 2016 yılında ne de sonrasında yaşanacağını düşünmediğini belirtiyor. Llamas’a göre her iki kategorideki ürünlerin aynı anda varlığını sürdürebilmesi mümkün.

Tüketicilerin ortalama olarak 100 ile 200 dolar arasında etiketli, göreceli olarak uygun fiyata sahip hareket takip cihazlarını daha çok tercih ettiğini belirten Llamas; buna karşın genellikle 300 dolar ve üzerinde fiyatı olan akıllı saatlerin henüz fiyatının karşılığını vermediği düşüncesinin yaygın olduğunu vurguluyor. Llamas, kullanıcıların akıllı saat almadan önce akıllı telefonumda yapamadığım neyi akıllı saatimde yapabilirim sorusunu kendilerine sorduğunu dile getiriyor.

NPD Group tarafından yayınlanan 2015 Tüketici ve Giyilebilir Teknoloji Raporuna göre Fitbit hareket takip cihazları markaları arasındaki liderliğini korumaya devam edecek. Yayınlanan raporda Fitbit sahibi olma oranının 2015 yılının Şubat ile Ekim ayları arasında yüzde 13 oranında artış göstermiş olması bu bilgiyi doğrulayan detaylar içerisinde yer alıyor. Raporda yer alan bilgilere göre kullanıcılar tarafından tanınırlık Fitbit’in tek hareket takip cihazı markası olmasında özellik ve görünüm konusundaki detaylar önce gelen en önemli etken olarak ön plana çıkıyor.

IDC tahminlerine göre Çin merkezli Xiamo, hareket takip cihazı satışlarının yüzde 97’sini kurulduğu ülkede yani Çin’de gerçekleştiriliyor. Xiaomi’nin Mi Band cihazı 15 dolarlık fiyatı ile kullanıcılar için cazip bir seçenek olarak ön plana çıkması ve benzer şekilde 60 dolarlık fiyatıyla Fitbit’ten daha uygun fiyata satılan Zip’in başarılı olması halinde, her iki markanın küresel anlamda Fitbit’e önemli birer rakip olabileceklerini söylemek mümkün.

Navigasyon cihazlarıyla bilinen Garmin ise Fitbit’e potansiyel rakip olabilecek alternatif üreticiler arasında yer alıyor. IDC’ye göre koşu, golf, yüzme, tırmanma ve su sporlarına yönelik giyilebilir teknolojiler geliştirilmesi Garmin’in daha sağlam bir şirket olmasını sağlayacak gelişmeler olarak dikkat çekiyor. Detaylı ve geniş ürün portföyünün yanında farklı fiyat seçenekleri Garmin’in değişik segmentlerde iyi konumlanmasını sağlıyor. Garmin, tüm bu detaylar doğrultusunda bant ve saatler üzerine çalıştığı Vivo markasıyla fitnes takip kategorisinde ürünler piyasaya sunuyor.

Garmin şu anda atletler tarafından tercih edilen popüler bir marka olma niteliği taşıyor. 2015 yılının Kasım ayında Piper Jaffray tarafından yapılan ve ABD’de 221 atletin katıldığı anket sonuçlarına göre atletlerin yüzde 91’i koşarken saat takmayı ve marka olarak yüzde 70’inin Garmin’i tercih ettiğini ortaya koyuyor. Aynı anket sonuçlarına göre fitnes bantlarını kullanan kullanıcıların yüzde 73’ünün Fitbit’i tercih ediyor olması ise önemli bir detay.

Fitbit CEO’su James Park, kısa süre önce Time ile yaptığı röportajda şirketin gelecekteki ürün çizgisiyle ilgili bazı detaylar verdi.

Park, verdiği röportajda şirket olarak hiç şüphesiz kullanıcıların gündelik hareketlerini daha doğru şekilde ölçmenin ötesinde yeni ölçütler sunacak cihazlar piyasaya süreceklerini dile getiriyor. Piyasaya sürülecek cihazlarla ilgili detaylar vermekten kaçınan Park, yakın gelecekte kullanıcıların tansiyon, stres veya atletik performanslarıyla ilgili daha fazla veriyi ölçmek isteyeceğine dikkat çekerek piyasaya sürecekleri cihazlarda bu özellikleri sağlamaya odaklanacaklarını belirtiyor.

Fitbit olarak daha önceleri Tory Burch ile olduğu gibi moda markalarıyla iş birlikleri kurmayı planladıklarını Time’a söyleyen Park, gelecekteki daha gelişmiş Fitbit cihazlarında üçüncü parti geliştiricilere kendi yazılımlarıyla entegrasyon sağlama imkanı sunacaklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Üçüncü parti geliştiricilere her daim kullanıcıların bileğinde olan bir cihazı kullanabilme imkanını sunacağız.”

Bir Fitbit temsilcisi şirket olarak sağlık ve spor konusunda hareket düzeyi, uyku, beslenme gibi kritik detayları göz önünde bulundurduklarını ve tüm dünyayı etkileyen kronik hastalıklarda (diyabet, kalp krizi, obezite, vb.) kullanıcıları daha iyi noktalara taşıyacak konuların öncelikleri arasında olduğunu belirtiyor.

Hareket takip cihazları üreten şirketler tarafından sunulan ve üçüncü parti yazılımlarla çalışma gibi yeni özellikler sağlayacak olan uygulamalar önümüzdeki süreçte daha gelişmiş hale gelerek diyet ve farklı fitnes kategorilerine uyumlu hale gelecek. NPD Group bağlantılı bilgi toplama teknolojileri direktörü Weston Henderek, uygulamaların hareket takip cihazlarındaki sensörlerin sağlayacağı avantajı kullanacağını ve kullanıcıların bulut tabanlı olarak verilerini depolamasının nasıl daha sağlıklı olabileceklerine dair ipuçları veren bir altyapının oluşacağını dile getiriyor.

Ancak hareket takip cihazlarındaki fiyatlarda 2016 yılında yaşanacak kıyasıya rekabet nedeniyle üreticiler için kar etmenin daha zor olacağını vurgulayan Henderek, karlılıktaki düşüşe dengeleyebilecek etkenlerden birisinin ayrıcalıklı servis veya veri imkanı sunan aylık üyelik ücretli servisler olabileceğini söylüyor. Şu anda Fitbit tarafından sunulan yıllık 50 dolar ücretle daha detaylı uyku raporlarının, fitnes programlarının servise benzer nitelikteki servisler bazı üreticiler tarafından sunuluyor.

Intel Security Group sanal güvenlik ve gizlilik direktörü Bruce Snell, giyilebilir teknolojilerin daha popüler hale gelmesiyle korsanların giyilebilir teknoloji cihazlarını daha fazla hedef alacağını belirtiyor. Giyilebilir teknoloji cihazlarının tipik olarak çok miktarda basit veriyi topladığını ve mobil uygulamalarda verilerin işlendiğini dile getiren Snell, cihazlardan telefonlara veri aktarımı için yaygın olarak net bir şekilde ortaya koyulmuş güvenlik açıkları bulunan, her sürümle birlikte daha fazla güvenlik açığın meydana gelmesi muhtemel olan Bluetooth LE teknolojisinin kullanıldığını söylüyor. Snell, yetersiz şekilde yazılmış giyilebilir teknoloji cihazı kodlarının akıllı telefonlarda arka kapılar oluşturabileceğinin altını çiziyor.

Snell, giyilebilir teknolojiler pazarındaki önemli cihazlarla ilgili güvenlik ihlallerinin önümüzdeki 12 ile 18 aylık süreçte hedef odaklı kimlik avı şeklinde gerçekleşebileceğini düşünüyor. Fitnes takip cihazına bağlı olan koşu uygulamasından edinilen konum bilgilerinin hedef odaklı kimlik avı saldırılarında kullanılması söz konusu olabilir. Bu sayede okumanızın daha mümkün olduğu e-postalar oluşturulabilmesi ve ilginizi çeken bir içerik üzerinden güvenlik ihlalinin kurbanı olmanız ihtimaller arasında yer alıyor.

ISACA tarafından yapılan IT Risk/Ödül Barometre çalışması, IT profesyonellerinin dörtte üçü korsanların organizasyonlardaki nesnelerin interneti teknolojisine sahip cihazları hedef aldığına inandığını ortaya koyuyor. ISACA’nın uluslararası başkanı ve Intralot’un bilgi güvenliği grup direktörü Christos Dimitriadis, özellikle nesnelerin interneti cihazlarının veri fidyeciliği (ransomware) saldırıları planlayan korsanlar için ideal bir hedef olduğunu belirtiyor.

Citrix baş güvenlik stratejisti Kurt Roemer, 2016 yılında şirketlerin “giyilebilir teknoloji cihazlarına erişim düzeylerini yönetebilecek ağ politikaları belirlemesi gerektiğini” söylüyor. Bu konuda çalışanların sağlık verilerini daha iyi takip etme gibi nedenlerden dolayı birden fazla giyilebilir teknoloji cihazı kullanacağını belirten Roemer, cihazların sürekli olarak veri gönderdiği sektörlerde korsanlar tarafından gerçekleştirilebilecek saldırıların önlenmesi için kritik verilerin şifrelenmesi ve doğrulama protokolleri oluşturulması gerektiğini ifade ediyor.

Juniper Research tarafından yapılan çalışmalar 2015 yılında 3.3 milyar dolar kazandıran giyilebilir teknoloji pazarının 2020 yılında 10 milyar dolardan fazla satış hacminin olduğu bir pazar haline geleceğine dair ipuçları veriyor. Araştırma verilerine göre satışların üç katına çıkması profesyonel spor takımları tarafından kullanılan yüzlerce hatta binlerce giyim cihazları ve bileklik olarak satışa sunulan takip cihazları ile sağlanıyor olacak.

Şu anda hali hazırda antrenmanlarda performans takibi için kullanılan akıllı kıyafetler müsabakaların önemli birer parçası haline geleceğine dikkat çeken Juniper, NFL’nin Microsoft ve Zebra Technologies ile verinin görselleştirilmesi ve fanatiklerin her oyunu kavrayabilmesi konularına yönelik yeni yöntemler üzerine çalışmalar yapmasının bunun önemli bir işareti olduğunu belirtiyor.

Ortalama kullanıcılar için akılı giyimin değeri henüz yeterince belirgin olmamasına dikkat çeken Henderek, akıllı giyim teknolojilerini kullanmanın yeni bir eğilim olmanın ötesinde profesyonel olarak yapılan spor branşlarında sporculara ait antrenman verilerinin daha iyi bir şekilde incelenmesi, antrenman programlarının belirlenmesi ve sakatlıklardan kaçınılması bakımından önem arz ediyor.

Farklı markaların akıllı giyim teknolojisinin yer aldığı farklı spor ürünleri seçenekleri bulunuyor. Ralph Lauren tarafından yaklaşık olarak 300 dolarlık etiket fiyatıyla satışa sunulan PoloTech tişört tüketicilere sunulan “akıllı giyim” ürünleri arasında yer alıyor. PoloTech tişört nabız, nefes alma derinliği, denge ve diğer biyometrik ölçümleri yaparak Bluetooth özellikli siyah kutu üzerinden iPhone veya Apple Watch uygulamasına veri transferi gerçekleştirebilen bir akıllı giyim ürünü olma özelliği taşıyor.

 

 

Günümüzün üst düzey hareket takip cihazları genelde otomatik olarak belirli ölçüde uyku takibi yapabiliyor. Ancak yapılan uyku takibinde edinilen ve uygulamalara ya da sağlayıcı web sitesine aktarılan veriler uyku süresi, uyku esnasında kaç kez uyanıldığı, derin uyku hali ve hafif dinlenme durumu gibi oldukça temel veriler olma niteliği taşıyor.

Henderek, giyilebilir teknoloji cihazlarının daha fazla sensöre ve işlemci gücüne sahip olmasıyla birlikte uyku anında daha detaylı bilgi sunabileceğini belirtiyor ve ekliyor: “REM uyku anında kalp atışı verilerinin izlenebilmesi yakın gelecekte mümkün görünüyor.”

Uyku takibine yönelik olarak farklı özelliklerin geliştirilmesinin dışında sadece uyku ve uyuma ortamına yönelik geliştirilen teknolojilerin yaygınlaşacağını söylemek mümkün. Bu konudaki ilk örneklerden birisi olan Nuyu Sleep System, kullanıcının vücut sıcaklığına düzenleyerek uyku kalitesini arttıran bir sistem olma özelliği taşıyor.

2016 yılında belirli amaçlara yönelik ölçüm yapacak şekilde tasarlanan ve özel hareket sensörlerine sahip daha fazla giyilebilir teknoloji cihazı geliştirilecek. Bayanlar için özel olarak geliştirilen güneş etkisini ölçerek mobil uygulama üzerinden UV ışınlarına maruz kalmayı önleyecek bildirimler sunan 129 dolarlık etiket fiyatına sahip Neatamo June bilezik bu konuda örnek verilebilecek cihazlar arasında yer alıyor. IEEE üyesi ve Texas A&M Üniversitesi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Roozbeh Jafari, Neatamo June cihazının tüm dünyada melanom ile ilgili rahatsızlıkları azaltabilecek bir icat olduğunu ve işlevinin yanında pazardaki ürünlerle rekabet edebilecek düzeyde şık bir görünümü bulunduğunu belirtiyor.

Bir Apple Watch kullanıcısı bulunduğu yerde 50 dakika boyunca hareket etmediğinde cihaz tarafından verilen titreşimli uyarı kullanıcıya hareket etmesini hatırlatan bir bildirim olma özelliği taşıyor. Garmin vivosmart HR gibi bazı özel hareket takip cihazlarında da benzer özellikler yer alıyor. Henderek, 2016 yılında daha fazla hareket takip cihazının bu tür işlevlerle kullanıcılara sunulacağını belirtiyor.

2015 yılında “bağlantılı zaman araçları” kategorisinde yeni saatlerin piyasaya sürülmesi geleneksel saat üreticilerinin akıllı telefonlardan bildirimler alabilme ve adım sayabilme gibi özelliklere sahip saatler geliştirmeye başlayacağına dair işaretler veriyor. Şu an için Timex Metropolitan+ (125 dolar) ve Guess Connect (yaklaşık olarak 400 dolar) bu konudaki ilk örnekler olarak pazarda yer alıyor. Henderek, 2016 yılında diğer saat üreticilerinin benzer özelliklere sahip hibrit cihazlar piyasaya süreceğini ifade ediyor.

Giyilebilir teknoloji üreticisi Mio Global şirketinin CEO’su Liz Dickinson, 2016 yılından daha ileriki zaman diliminde giyilebilir teknolojilerin daha çok implantasyon şeklinde kullanılacağını dile getiriyor. Günümüzün giyilebilir teknolojilerinin geçiş niteliği taşıdığına dikkat çeken Dickinson, giyilebilir teknoloji cihazlarının geliştirilmesindeki asıl amacın insan vücuduna entegre ve implantasyon uygulamalarında kullanılan cihazlar geliştirilmesi olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Gelecekte daha çok bağlantı seçeneklerine sahip ve vücudumuza entegre sistemlerle çevremizdeki değişkenlerin psikolojik, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarımızı otomatik olarak düzenlendiği bir ortam bizi bekliyor.”

Exit mobile version