2022 yılında müşterinin dediği olacak!

Müşteri memnuniyetinin merkezinde saha servis hizmetlerinin yer aldığını söyleyen IFS Türkiye CEO’su Ergin Öztürk, “Müşteriler, istedikleri hizmet veya ürüne istedikleri her yerden ulaşmak isteyecek. Bunu ise teknoloji aracılığı ile yapacaklar. 2021 ve 2022 yılları kullanıcıların yılları olacak” dedi.

Geçen yıldan bu yana süren pandeminin kısa sürede sona ermesinin mümkün olmadığını gördüklerini söyleyen IFS Türkiye CEO’su Ergin Öztürk, planlarını da bu doğrultuda yaptıklarını kaydetti. Pandemi öncesinde var olan hedeflerinde önemli değişiklikler olmadığını vurgulayan Öztürk, müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap verecek, rekabet koşullarına uygun yeni teknolojilerle uygulamalarını geliştirmeye, müşterilerini kriz dönemlerinden hızlı ve zarar görmeden çıkarmaya, aynı zamanda sürdürülebilir şirketler olmalarını sağlayacak çözümler üretmeye ve geliştirmeye devam ettiklerini belirtti.

Ergin Öztürk ile pandemi sürecindeki müşteri beklentilerini, bu alanda IFS’in çözümlerini ve ilerleyen dönem ajandalarını konuştuk…

Ergin Bey öncelikle pandemi sürecini nasıl karşıladığınızı merak ediyoruz. Bu süreçte çözümlerinizde dönüşümler ya da geliştirmeler oldu mu? Müşteri beklentilerinde değişimler gördünüz mü?

2020 yılına damgasını vuran ve hâlâ devam eden pandemi, tüm dünyanın resmi olarak yeni bir düzene geçmesine neden oldu. Bu yeni dünya düzeni istisnasız her ülkede politik, ekonomik, sosyolojik anlamda tüm yaşamı, iş alanlarını ve alışkanlıklarını etkiledi. Şirketleriyle, kurumlarıyla, hatta tek tek bireyleriyle tüm toplumlar dijital dönüşümde büyük bir hız kazandılar. Yapay zekâ, bulut servisleri, blokzinciri, mobilite ve veri analitiği gibi teknolojiler artık sadece büyük şirketler veya teknoloji şirketleri için değil, endüstri şirketleri için de zorunluluk haline geldi. Müşterilerimizin önemli bir kısmı, aksayan süreçleri baştan ele alıp, geliştirilmesi gereken süreçlere ağırlık verdiler. Şirketler, bu süreçte Kurumsal İş Uygulamaları’nda bulut hizmetlerini kullanma konusunda da geçmişe oranla çok daha istekli bir yaklaşım gösteriyorlar. Çünkü, iş süreçlerinin yönetimi ve operasyonların aslında sadece bir-iki kişiye bağlı olduğunu yine bu süreçte gördüler. Bütün bunlar, biz ve bizim gibi teknolojiyi kullanarak şirketlerde fark yaratmaya, işlerini iyileştirmeye ve faydayı artırmaya çalışan şirketlerin zaten bildiği, anlattığı konulardı. Kullanıcı şirketler, bu teknolojilere ihtiyaç duyduklarını artık daha iyi kavradılar ve ilk defa kendi içlerinde uygulamaya başladılar. Süreç içerisinde tüm bu hareketliliği yaşayarak gördük ve görmeye devam ediyoruz. Şirketlerin yatırımlarında dijital dönüşüme öncelik vereceklerini, Kurumsal İş Uygulamaları büyümesinin hızla devam edeceğini öngörüyoruz.

Pandemi döneminde sizin de uzmanlığınız olan bulut tarafında neler değişti? Buluta yatırımda önemli farklılar gördünüz mü bu dönemde? Bunun yanında; Türkiye’de de acil ve hızlı bir dijitalleşme süreci gördük. Siz, müşterilerinizi akıllı şirkete dönüştürme vizyonuyla hareket eden bir şirket olarak bu dönemde dijitalleşme noktasında ne tür eksikler görüyorsunuz? Bu bağlamda önerileriniz neler olur?

Mart ayında yaptığımız büyük bir dijital etkinlikle IFS Bulut’u tüm dünyaya tanıttık. Pandemi döneminde işlerini kesintisiz bir şekilde devam ettirmek, verimliliği yukarı taşımak, kar avantajı sağlamak, üretkenliği artırmak ve rekabette öne çıkmak isteyen işletmeler bulut teknolojilerine yöneldiler. Bu nedenle bulut teknolojilerine yapılan yatırımlarda bu dönemde dünya genelinde gözle görülür bir yükseliş yaşandı. Ülkemizdeki şirketler de bu süreçte Kurumsal İş Uygulamaları’nda bulut hizmetlerini kullanma konusunda geçmişe oranla çok daha istekli bir yaklaşım gösterdiler.

Dijital dönüşümle ilgili sorunuza gelirsek, dijital dönüşüm günümüzde sadece teknolojiye yapılan bir yatırım değil, aynı zamanda bu dönüşümü gerçekleştiren şirketlere verimlilik sağlayan ve kârlılıklarını artıran yaşayan bir süreç. IFS’e yatırım yapan şirketlerin yalnızca beş yıl içinde yaptıkları yatırımı yüzde 400 oranında geri kazandıklarını görüyoruz. Dijital dönüşüm sürecini başarıyla sürdüremeyen şirketler, özellikle pandemi sürecinde büyük zorluklarla karşılaştılar. Bu nedenle şirketlerin çağa uyum sağlamak, verimliliklerini artırmak, operasyonel süreçlerini hızlandırmak ve etkili hale getirmek, insan kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmak, rekabette öne çıkmak ve en önemlisi hayatta kalabilmek için dönüşmeleri gerekiyor. Pandemiyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de işletmelerin öncelikleri değişti ve dijital dönüşüm yatırımları hem hızlandı hem de büyük bir artış gösterdi. Dolayısıyla IFS olarak sunduğumuz çözümlere olan talep ve ilgi belirgin bir şekilde arttı. Vizyoner şirketler bu tarz kriz dönemlerinde süreci fırsata çevirip, yapay zekâ ve veri analitiği gibi teknolojileri de içerecek şekilde yatırımlara başladılar.

Savunma Sanayii ve Havacılık sektörüne de çözümler sunduğunuzu biliyoruz. Pandemi süreci ve beraberinde havacılıkta meydana gelen durağanlık sizin yatırımlarınızı ve hizmetlerinizi etkiledi mi?

IFS olarak temelde beş ana sektörde hizmet veriyoruz. Savunma sanayii bizim uzman olduğumuzu ana sektörlerden bir tanesi. Savunma ve havacılık endüstrisi kalite gereksinimleri, sertifikasyonları, güvenlik ve proje tabanlı çalışmalar gerektirmesi nedeniyle diğer sektörlerden çok farklı bir sektördür. IFS olarak savunma sanayii ve havacılık sektörünün tüm gerekliliklerini sağlıyoruz. Savunma sanayisinde çok büyük referanslarımız olduğunu söyleyebilirim. BAE Systems, ABD Hava Kuvvetleri, ABD Donanması, Lockheed Martin, General Dynamics, İngiliz Hava ve Deniz Kuvvetleri, SAAB, Rolls-Royce gibi alanında büyük isimler referanslarımız arasında bulunuyor.  Bu şirketlerden bir kısmı aynı zamanda partnerimizdir. Örneğin Lockheed Martin vasıtasıyla satışı gerçekleştirilen bir F-16’da bakım yönetimi olarak IFS kullanılmaktadır.

Ülkemizde 2004 yılından beri 40’ın üzerinde savunma sanayii şirketinin dijital dönüşümlerinden büyük rol oynadık. Bunların içerisinde FNSS, Havelsan Teknoloji Radar, Küçükpazarlı, SDT, CES, TR Mekatronik, Dearsan, Sefine, ADİK gibi firmaları sayabiliriz. Dearsan tersanesinde üretilen Türkiye’nin ilk savaş gemisi IFS uygulamalarımız kullanılarak hayata geçti ve bizi oldukça gururlandırdı.

Havacılık sektörü pandeminin en çok etkilediği sektörlerden biri oldu. Alınan önlemler, kapanmalar, sınırların kapatılması havacılık sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Bu doğrultuda havacılık sektöründe hizmet veren şirketler yatırımlarını durdurmasalar da yavaşlatmak durumunda kaldılar. Ancak tüm dünyada devam eden aşılama çalışmaları doğrultusunda havacılık sektörünün yıl sonuna kadar eski günlerine yeniden dönmesini ve yatırımların kaldığı yerden devam etmesini bekliyoruz.

Hizmet ve çözüm sunduğunuz sektörler dışında mutlaka bizim çözümlerimizden yararlanmalı dediğiniz sektör/alan var mı? Bu noktada siz de odaklandığınız alanları genişletmeyi düşünür müsünüz?

Söylediğim gibi; beş ana sektörde hizmet veriyoruz. Birincisi savunma ve havacılık, ikincisi üretim, üçüncüsü proje tabanlı endüstriler, dördüncü tesis&ekipman yönetimi ağırlıklı endüstriler, beşincisi ise saha servis ve hizmet gibi alanlar.  Bu alanlarda faaliyet gösteren 10 binden fazla müşterimiz var. Hizmet ve servis sektörü şu an için en çok önem verdiğimiz alanlardan biri. IFS, bağımsız bir araştırma şirketi olan Gartner’a göre son 5 yıldır Saha Servis Yönetimi çözümlerinde pazar lideri konumunda yer alıyor. Dünyada servis alanında yükselen bir trend söz konusu. Açıkça görülüyor ki servis ve hizmet sektörü, önümüzdeki dönemin parlayan yıldızlarından olacak. Şirketler, ürün satmaktan hizmet satmaya doğru bir dönüşüm içerisindeler. Türk şirketleri için de bu konu öncelikli hale geldi. Telekom’dan beyaz eşyaya, enerji üreticilerinden gıdaya ve perakendeye kadar, sahada servis sunan pek çok şirkete, Saha Servis Yönetimi uygulamamızla katkıda bulunmayı, dünyadan elde ettiğimiz bilgi birikimini Türkiye’deki şirketlere sunmayı hedefliyoruz. 

Son olarak yılsonu ve 2022 rotanızı da öğrenmek isteriz. Ajandanız yeni neler olacak?

Genel ekonomi açısından baktığımızda 2020 yılı tüm sektörler için zorlu bir yıl oldu. 2021 yılına da bu olumsuzlukların gölgesinde ve ekonomik belirsizliklerle girdik. Ancak bu süre zarfında olumsuzluklar ve belirsizlikler gölgesinde yaşamayı öğrendik. Geçmişte krizlerden çok ders çıkarmış bir ülke olarak 2020’ye nazaran 2021 yılına biraz daha iyi başladık. Şu an ülkemizde ve tüm dünyada büyük bir aşılama kampanyası yürütülüyor. Bu aşılama kampanyası sonrasında yıl sonuna doğru krizin daha da hafifleyeceğini ve büyüme ivmesinin yukarı döneceğine inanıyoruz. IFS olarak baktığımızda pandemi sürecinde şirketlerin dijital dönüşüme yatırım yapmaları gerektiğini anladıklarını ve bu nedenle Kurumsal İş Uygulamaları’na yönelik yatırımlarını artırdıklarını görüyoruz. IFS olarak yılın ilk yarısında müşteri sayısı ve iş hacmi açısından iyi bir başlangıç yaptık. 2021 yılında da büyümeyi sürdürdük. Yalnızca gelir açısından değil büyümemizle doğru orantılı bir şekilde ekibimizi de büyüttük. Önümüzdeki dönemde ekibimizi biraz daha büyüterek daha da güçlenmeyi hedefliyoruz. Bir başka hedefimiz ise zaten güçlü olan Türkiye’deki iş ortağı ekosistemimizi daha da büyütmek.

Kurumsal İş Uygulamaları dendiğinde akla gelen şirketler arasında olmayı başardık. IFS olarak hedefimiz bunu sürdürmek ve Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), Saha Servis Yönetimi (FSM) ve Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM) denildiğinde, yeni nesil bir şirket olarak akla gelen ilk isim olmak. Şirketlerde artık eskisi kadar kaynak yok, fazla zaman ayıramıyorlar ve çok daha hızlı olmak zorundalar. Rekabet avantajı elde edebilmelerinin tek yolu daha yenilikçi, daha hızlı, daha vizyoner şirketler olmak. Biz en yenilikçi teknolojileri şirketlerin iş süreçlerine entegre ederek, bu yaklaşımın dünyadaki en başarılı örneklerinden biri olmaya devam edeceğiz.

Müşteri deneyimi artık her zamankinden önemli bir hale geldi. Müşteri memnuniyetinin merkezinde ise saha servis hizmetleri yer alıyor. Müşteriler, istedikleri hizmet veya ürüne istedikleri her yerden ulaşmak isteyecek. Bunu ise teknoloji aracılığı ile yapacaklar. Artık beklenti düzeyi çok daha yüksek olduğu için şirketler müşterilere yetişmek zorunda kalacak. Kısacası 2021 ve 2022 yılları kullanıcıların yılları olacak. IFS olarak biz de bu konuda müşterilerimizi başarıya ulaştırmak için büyük rol oynayacağımıza inanıyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu