Türkiye’deki dinamizmi Asya’ya taşıyacağız

Redington Asya Bölge CEO’su Cem Borhan ile Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu, Asya’daki fırsatları ve şirketin yeni yapılanmasını konuştuk.

Redington Türkiye’de uzun yıllar Genel Müdür görevini icra eden ve yakın zamanda Redington Asya Bölge CEO’su olarak Singapur’a atanan Cem Borhan, hem Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu hem de Redington’ın yeni stratejik yapılanmasını anlattı. Borhan, “Türkiye’de yarattığımız başarı hikayelerini Asya’ya taşıyacağız.” dedi.

Türkiye bilişim sektörünün deneyimli isimlerinden Cem Borhan, uzun yıllar Redington Türkiye’nin liderliğini yürüttükten sonra şirketin Asya Bölge CEO’su olarak Singapur’a atandı. Borhan, hem Türkiye’deki bilişim pazarının geldiği noktayı hem de Redington’ın global ölçekte geçirdiği dönüşümü değerlendirdi. Röportajımızda Türkiye’nin dijitalleşme hızından Asya pazarındaki fırsatlara, distribütörlerin ekonomik zorluklardaki rolünden Redington’ın Türkiye’ye verdiği öneme kadar birçok konuyu konuştuk…

Uzun yıllar Türkiye ve CIS bölgesinin liderliğini yaptınız. Bugün Türkiye’de değişen bir pazar var. Değişen dinamikleri geçmişe ve geleceğe bakarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye çok dinamik bir ülke. Bu dinamizm dijitalleşme ve bilişim dünyasında da aynı şekilde görülüyor. Adaptasyonumuz çok hızlı. Potansiyelimiz yüksek; kimi alanlarda iyi kullanıyoruz, kimi yerde zorlanıyoruz. TÜBİSAD verilerine baktığımızda 2024’te pazar büyüklüğü 1,2 trilyon TL’ye, yani yaklaşık 30 milyar dolara ulaştı. Bu oldukça önemli bir rakam. Fakat milli gelirle kıyaslandığında hala gerideyiz. Yani büyüme alanımız çok.

Bugünün trendleri ise yapay zeka ile başlıyor. Siber güvenlik de çok önemli hale geldi çünkü dijitalleşmenin artışıyla birlikte güvenlik açıkları da çoğalıyor. Sonrasında analitik yazılımlar geliyor. Türkiye hala donanım odaklı bir pazar; cihaz merkezli bir yaklaşım hâkim. Ama yavaş yavaş yazılım ve servis odaklı bir modele kayıyoruz. Gelişmiş ülkelerden biraz gerideyiz ancak dinamizmimizle bu açığı kapatabileceğimize inanıyorum.

Yakın zamanda bir görev değişikliğiniz oldu. Bu değişiklik Redington’ın global stratejisi açısından ne ifade ediyor?

Redington globalde kendini “emerging markets multinational” olarak tanımlıyor. Yani gelişmekte olan pazarlarda çok uluslu bir şirketiz. Avrupa, Amerika ve Çin’de ofisimiz yok ama gelişmekte olan ülkelerde oldukça güçlüyüz.

Yeni yapılanmamızda ise ülkeler artık yalnızca coğrafi yakınlığa göre değil, ekonomik modellerine göre de gruplandırılıyor. Benzer iş yapış biçimlerine sahip ülkeler bir araya getiriliyor. Bu da ciddi bir sinerji yaratıyor. Bu dönüşümün bir parçası olarak ben de Asya Bölgesi’nin başına geçtim. Bu, sadece Redington’ın organizasyonel yapısında değil, aynı zamanda bölgesel stratejilerinde de önemli bir dönüşümün işareti.

Yeni görevinizle Singapur’a taşınıyorsunuz. Sorumluluk alanınızdaki ülkeler hangileri olacak? Ayrıca Türkiye’deki yerel üreticiler için bu bir fırsat doğurur mu?

Evet, Singapur’a taşınıyorum. Türkiye’den uzak gibi görünse de bilişim açısından çok hızlı gelişen bir pazar. Ben Asya Bölgesi CEO’su olacağım. Sorumluluk alanım üç ana gruptan oluşuyor:

  • ASEAN ülkeleri: Singapur, Malezya, Endonezya, Tayland, Vietnam, Filipinler.
  • Güney Asya: Bangladeş, Sri Lanka, Nepal gibi beş ülke.
  • Gelişmiş Asya ülkeleri: Tayvan, Kore, Avustralya, Yeni Zelanda (ilerleyen dönemde).

Önümüzdeki 6 ay–1 yıl boyunca ASEAN ve Güney Asya’ya odaklanacağım. Bu süreçte yeni ofisler açacak, ekipler kuracağız. Türkiye açısından da büyük fırsatlar var. Çünkü Asya pazarı Türkiye’de yeterince tanınmıyor. Oysa bu bölgeler özellikle Çin ve Hindistan’ın öncülüğünde hızlı bir bilişim büyümesi yaşıyor. Biz Türk üreticilerle iş birliği yaparak onların da bu pazara açılmalarına katkı sunmak isteriz.

Türkiye’de son bir yıldır ekonomik olarak zorlu bir dönemden geçiliyor. Bu süreçte katma değerli hizmet sunan distribütörlerin rolü nasıl değişti?

Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik sıkıntılar periyodik olarak yaşanıyor. Biz distribütör olarak ekosistemin birleştirici gücüyüz; üretici, iş ortağı ve son kullanıcı arasındaki köprüyüz.

Bu zorluk dönemlerinde finansal gücümüzü kullanarak iş ortaklarımızı destekliyoruz. Esnek ödeme modelleri sunuyoruz. Ayrıca abonelik ve bulut tabanlı modellere geçişi teşvik ediyoruz. Bunu anlatırken hep Netflix örneğini veriyorum: Bireysel hayatta yaşadığımız abonelik modelleri artık kurumsal dünyada da uygulanıyor. Yazılımda, bulutta, distribütörlükte… Bu finansal esneklik sağlıyor. Ama teknik tarafta da ciddi bir know-how ve yetkinlik geliştirmemiz gerekiyor. Biz de bu geçişe liderlik etmeye çalışıyoruz.

Türkiye’de kısa sürede üç liderin global görev alması Redington’ın Türkiye’ye daha fazla önem verdiğini mi gösteriyor?

Aslında bu, Türkiye’de yaptığımız işlerin başarısının bir göstergesi. Burada yarattığımız best practice’leri globalde paylaşma şansımız oluyor.

Redington üç ana bölgeye ayrıldı:

  1. Hindistan & Orta Doğu
  2. Türkiye, CIS ve Afrika
  3. Asya (benim sorumluluğumda)

Türkiye’de başarıyla uyguladığımız iş modellerini Asya’ya da taşıyacağız. Uzun yıllardır Türkiye’de CFO rolünü üstlenen Barış Korku, Global Chief Treasury Officer olarak Dubai’ye geçti. Yine ekibimizde Satış Direktörü pozisyonunda birlikte çalıştığımız Bora İncir, Türkiye ve CIS Genel Müdürü rolünü üstlendi. Bu değişiklikler Türkiye’nin global ölçekte önemsendiğinin en net göstergesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu