Site icon CIO Update

CIO’ların Geleceği: Beklenenler ve Sunulanlar

Daha iyi bir geleceğin temelini atmak için yeterince zaman var. Ancak yapılan araştırmanın detayları 2015 ve sonrasındaki yıllarda en önemli konuları oluşturacağını ortaya koyuyor.

CIO’ların dijital mücadele sürecinde yeni beceriler edindiği aşikar.  Araştırma sonuçları CIO’ların edindikleri beceri ve sağladıkları fayda doğrultusunda öz kaynak kullanımının yüzde 7, görev süresinin 6 yıl civarında ve CEO’ya raporlama oranının yüzde 44 olduğunu ortaya koyuyor.

Fakat detaylar ayrıntılarda gizli. Araştırma sonuçları detaylı olarak incelendiğinde 2015 yılında IT birimlerinden beklenen ve CIO’ların sağladığını düşündüğü konular arasındaki farklılıklar dikkat çekiyor. IDC tarafından IT birimi dışındaki 304 ve IT biriminde yer alan 558 yöneticinin katılımı ile gerçekleştirilen anket sonuçları iki taraf arasındaki görüş farklılığını açıkça gösteriyor.

CIO’lar büyük projelerde her daim süreçteki “sıkıntılı noktaları” tespit ederek problemleri çözmek durumunda olduklarını dile getirirler. Bu durum IT yönetiminin olmazsa olmaz konularından birisidir. Ancak anket sonuçları gerçekte CIO’ların IT birimi ile şirketin diğer birimlerinin etkileşiminde problemleri tamamen çözemediğini ortaya koyuyor. Anket sonuçlarına göre IT birimi dışındaki yöneticilerinin yüzde 54’ü IT birimini süreçlerin tamamlanmasında engel olarak görürken CIO’ların sadece yüzde 33’ü bu düşünceye sahip. Yöneticilerin en büyük beklentisi ise CIO’ların teknolojiyi kolaylaştırması yönünde. Bu yönde atılacak adımlar CIO’ların şirket içerisindeki ilişkilerini geliştirmede en önemli nokta olarak değerlendiriliyor. IT ekibinin dış müşterilere odaklı çalışmasını daha kolay hale getirecek şekilde yeniden organize edilmesi IT birimi dışındaki yöneticilerin en çok dile getirdiği konular arasında yer alıyor.

Şirket birimlerinin beklentileri doğrultusunda bazı CIO’ların IT birimlerini müşteri odaklı çalışmalara yönlendirdiğini söylemek mümkün. Alman lojistik ve dağıtım şirketi Deutsche Post DHL bunlardan birisi. DHL, beş yıldan bu yana tümleşik dijital sisteme geçiş sürecinde bulunuyor. DHL Express Americas CIO’su Pablo Ciano, bu sürecin müşteri odaklı kültüre geçiş sürecindeki genel bir felsefe olduğunu söylüyor.

DHL Express Americas CIO’su Pablo Ciano, müşteri ziyaretlerinin iki faydası olduğunu söylüyor. IT ve satış arasındaki sıcak ilişkiler kurulur ve müşteri sadakati artar.

Anket sonuçları CIO’ların dijital dönüşüm çalışmalarında yeni sistem geliştirme ve kurumsal süreçleri yeniden oluşturma gibi zorlu süreçlerde daha fazla rol aldığını ortaya koyuyor. Bu durumun doğal bir sonucu olarak CIO’ların yeni ticari fırsatların belirlenmesi gibi stratejik konularda daha az etkin oldukları rollerde bulunması gerçeğinin ortaya çıktığını söylemek mümkün. Anket sonuçlarına göre kurumsal strateji çalışmalarında CIO’ların geçtiğimiz yıl yüzde 34’ü, bu yıl yüzde 27’si sürece dahil olduklarını belirtiyor. CIO’ların yüzde 36’sı değişim süreçlerindeki problemlerde diğer üst düzey yöneticilere karşı mücadele verdiklerini dile getiriyor.

Anket sonuçları CIO’ların geleceğinin CIO’ların bugünü nasıl yönettiğine bağlı olduğuna dair işaretler veriyor. Projelerde başkanlık görevinde bulunan yöneticiler CIO pozisyonunun farklı IT servis sağlayıcılarının düzenlendiği sanal bir yönetim pozisyonu haline geldiğini belirtiyor. CIO’ların yüzde 49’unun bu düşünceye katılması, yüzde 51’inin bu düşünceye karşı çıkması CIO’ların fikir birliği olmadığını ortaya koyuyor.

Daha iyi bir geleceğin temelini atmak için yeterince zaman var. Ancak bahsettiğimiz detayların 2015 ve sonrasındaki yıllarda en önemli konuları oluşturacağını göz ardı etmemek gerekiyor.

IT’yi daha kolay hale getirin

Teknolojik gelişmelerin son derece cazip ve edinilen cihazların kullanımın sezgisel olması IT biriminin çalışılması daha kolay yapıda olması yönündeki çalışan taleplerini beraberinde getirmektedir. CIO’ların bir kısmının ortaya çıkan ihtiyaçlara karşılık yenilikçi adımlar atmaya başladığını söylemek mümkün. AES Corp. şirketinin geçtiğimiz yıl uygulamaya başladığı proje bunlardan birisi. IT biriminin çalışma şeklinin Apple Genius Bar’a benzer şekilde organize edildiği proje ile IT birimini daha ulaşılabilir hale getirmesi dikkat çekiyor. Oluşturulan yapının en önemli yapısını şirket çalışanlarının teknoloji problemlerini çözmek için başvurabileceği yardım masaları oluşturuyor. AES Corp. CIO’su ve 15.9 milyar dolar değerindeki şirketin global kurumsal servislerden sorumlu başkan yardımcısı Elizabeth Hackenson IT departmanı olarak şirket çalışanlarının bu noktalara problemlerinin çözümü için başvurmasının tek beklentileri olduğunu söylüyor.

Teknolojik gelişmeler ve çalışan beklentileri doğrultusunda IT biriminin geleneksel geri hizmet yaklaşımından erişilebilir ve açık bir birim haline gelme süreci başlamış görünüyor. Hackenson, başlayan dönüşüm sürecinin başlangıç aşamasında IT çalışanlarının rahatsızlık duyduğunu ancak sürecin ilerlemesiyle ilgi ve etkileşimden hoşnut hale geldiğine dikkat çekiyor.

Yaklaşık olarak bir yaşına ulaşan herhangi bir IT uygulamasının şirket içerisinde etkisini kaybetmesi karşılaşılan genel durumlar arasında yer alıyor. Nitekim pek çok yönetici ve çalışanın sağlanan hızlı kazanımdan pek fazla etkilenmemeye başladığını söyleyebiliriz. Küçük ancak etkisi büyük olan bir projenin tamamlanması IT biriminin yetkinliklerini ortaya koymak adına alışılmış bir beceri olarak görülüyor. Ancak CIO’ların yüzde 51’i, yöneticilerin sadece yüzde 31’i kısa sürede edinilen kazanımların IT biriminin diğer birimlerle ilişkilerini geliştirmek için önemli bir nokta olduğunu düşünüyor. Maalesef bu konuda da CIO’lar ve IT birimi dışındaki yöneticiler arasında bir görüş birliği bulunduğunu söylemek mümkün değil.

916 milyon dolar değerindeki Wayfair şirketinin CIO’su Jack Wood, sürdürülebilir değişimin önemine dikkat çekiyor. Diğer birimlerle ilişkileri geliştirmek için farklı yaklaşımlar benimseyen Wood, her ay IT birimi çalışanlarının oluşturduğu bir ekibin teknolojiler ve geri bildirimler konusunda farklı birimlerle görüşmeler yaptığını söylüyor. Geçtiğimiz yıl IT biriminin müşteri hizmetleri gibi çalıştığı yeni bir modeli uygulamaya koyduğunu belirten Wood, 800 çalışanla IT birimi iletişiminin tek noktadan gerçekleştirildiği daha iyi bir organizasyon oluşturulduğunu dile getiriyor. Oluşturulan yapıda problemlerin giderilmesinden sorumlu IT birimine ulaşılamaması halinde doğrudan Wood’a ulaşılabilmesi mümkün.

Wood, vasat olan ilişkileri düzeltmekten yana problem yaşayan CIO’lara birimler arası bir çalışan grubu oluşturma tavsiyesinde bulunuyor. Bu konuda yeni bir proje başlangıcında projeyle ilgili ekiple IT biriminde projenin yönetiminden sorumlu olabilecek adaylar konusunda iletişimde bulundukları örneğini veren Wood, şirket içerisindeki etkileşimlerin iletişim ve ortak çalışmayı kolaylaştırdığını söylüyor. Proje yöneticilerinin bulundukları ekipteki teknolojik gelişmeleri sahiplenmesi ve yeni teknolojiler konusunda heyecan duyması sürecin sağladığı faydalar arasında yer alıyor.

Benzer bir uygulamaya imza atan Armstrong World Industries, önemli IT çalışanlarını şirket içerisindeki gruplara ilişki yöneticisi olarak görevlendiriyor.

Yaklaşık olarak 2.7 milyar dolarlık üretime sahip şirketin global kurumsal servislerinden sorumlu başkan yardımcısı ve CIO’su Tony Lombardi, IT departmanı dışındaki iş arkadaşlarının IT fikirlerine büyük önem veriyor. IT biriminin ortaya koyduğu yaklaşım ve satış birimlerinin önerileri ışığında müşterilerin distribütörlere ve perakendecilere sipariş verebildiği yeni bir aracın Armstrong web sitesine eklenmesi geçtiğimiz yıl yapılan iyileştirmeler arasında yer alıyor. Lombardi, IT birimi tarafından geliştirilen mobil uygulamayı bu konudaki bir diğer örnek olarak veriyor. Geliştirilen mobil uygulama sayesinde görsel olarak önceki Armstrong ürünleri ile yeni Armstrong ürünleri arasında eşleştirme yapılabiliyor. Yapılan iyileştirmelerle her daim düşük maliyeti sağlayabildiklerine dikkat çeken Lombardi, IT biriminin şirketin yapılandırılmasında yer alabileceğini belirtiyor.

IT’yi daha akıllı hale getirin

Geride bıraktığımız yıllarda CIO’ların IT departmanına müşterilerle ilgili bilgi edinme, müşterilerin para harcamasını ve her daim mutlu hissetme sağlama konusunda imkanlar sunduğunu söylemek mümkün. Ancak IT birimi dışındaki yöneticilerin bu konuda daha fazlasını istediği bilinen bir gerçek. Yöneticiler IT çalışanlarının daha çok müşteri odaklı olmasını ve CIO’ların sağladığı IT birimi iş ilişkisinin en az iki kat daha iyi olmasını bekliyor. CIO’ların yüzde 30’u IT biriminin iş ilişkisini sağladıklarını düşünürken IT birimi dışındaki yöneticilerin sadece yüzde 16’sının bu görüşe katılması düşünce farklılığını ortaya koyuyor.  Anket sonuçlarına paralel olarak IT çalışanlarına dış müşteriler tarafından ulaşılabilme oranının yüzde 21’den yüzde 9’a düşmesi IT birimlerinin bu konuda geliştirilmeye açık bir yönü bulunduğuna dair işaretler veriyor.

DHL CIO’su Ciano, IT biriminin müşterilerle olan ilişkilerini geliştirmesinde müşterileri ziyaret etmenin iki önemli fayda sağladığına dikkat çekiyor. Ciano’ya göre IT ve satış birimlerinin ılımlı ilişkiler geliştirmesi ve kazanca dönüştürülebilen müşteri bağlılığının sağlanması sağlanan faydalar olarak ön plana çıkıyor. Orta ölçekli ve büyük şirketlere satış ekibi tarafından yapılan ziyaretlere katılan Ciano, telefonla satış ekibinin görüşmelerine dahil olarak müşteri problemlerinin çözülmesine katkı sağlanabileceğini söylüyor.

Yapılan müşteri görüşmelerinden birisinde dünyanın farklı bölgelerine gönderim yapacak olan müşterinin talebi üzerine vergi ve dağıtım ücretlerini sunulabilmesinin IT departmanı olarak sağladıklarını söyleyen Ciano, görüşmeye katılmanın satış elemanının bilmediği detayları sunabilme imkanı sağladığına dikkat çekiyor. Ciano, yapılan çalışma neticesinde sağlanan aracın müşterinin web sayfasına entegre edilmesiyle müşteri ihtiyaçlarına karşılık verilebildiğini söylüyor.

Bu işlemin DHL’e ekstra gelir kazandırmamasına rağmen müşteri memnuniyeti ve uluslararası lojistik konusunda farklı bir DHL ürününe öncülük ettiğini belirten Ciano, fayda sağlamanın en iyi yolunun müşteri ile aynı ortamda bulunmak olduğunu vurguluyor.

IT birimi ve şirket birimleri ilişkilerinin iyileştirilmesine yönelik olarak Wayfair şirketinde Cyber Monday kampanyaları sürecinde IT çalışanları ve müşteri hizmetleri birlikte çalışıyor. Şirket içerisinde rotasyon olarak adlandırılan görev değişikliğinde IT departmanının müşteri hizmetleri departmanına “dahil edilmesi” sayesinde IT desteğiyle düzeltilebilecek noktalar belirlenebiliyor. Wood, yapılan rotasyonlardan birisinde Wayfair.com üzerinde ürün özelliklerini fark edemeyen bir müşterinin büyük bir kanepe satın aldıktan sonra yaptığı geri bildirimle IT birimi tarafından ürün özelliklerinin web sayfasındaki konumuyla ilgili yapılan iyileştirme örneğini veriyor

Sürecin tekrarlanmasını sağlamak Wayfair’in büyümesindeki en önemli nokta olarak ön plana çıkıyor. Wayfair için son derece önemli olan bu sürecin takibi adına yapılan analizlerde müşteri sadakati ve bir çeyrekte birden fazla alışveriş gerçekleştirme oranı gibi detaylar yakından takip ediliyor. Rakamlar 2011 yılında bir müşteri edinmenin maliyetinin 36 dolar iken 2013 yılında bir edinmek için 46 dolar olduğunu, ancak her bir müşteriden edinilen gelirin 10 dolardan daha fazla artarak 265 dolardan 311 dolara yükseldiğini ortaya koyuyor.

IT biriminin müşteri geri bildirimine aç olduğunu söyleyen Wood, müşteri geri bildirimindeki her detayın kendileri için önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Web sitesinde 4 milyondan fazla araba ilanına ve aylık yaklaşık olarak 30 milyon ziyaretçiye sahip olan Cars.com CIO’su Bill Swislow, IT çalışanlarını şirketin yeni web sitesi özelliklerinin test edildiği iş geliştirme laboratuvarında ürün geliştiricileri ile birlikte çalıştırıyor. IT çalışanlarının araba satış bayilerini ziyaret etmesi ve çağrı merkezinde müşteri hizmetleri çalışanının gölgesi olması Cars.com’da IT departmanının birimler arası ilişkileri geliştirmek adına yapılan uygulamalar olarak dikkat çekiyor.

Swislow, IT birimi olarak web trafik ve çevrim oranı konusunda hedefler belirlediklerini ve şirketin ihtiyaçlarını karşılamak için belirlenen hedeflere ulaşılmasında en az diğer birimler kadar sorumlu olduklarını belirtiyor.

Cars.com bu yıl içerisinde IT birimi ve diğer şirket birimlerinin birlikte yürüteceği çalışmalar kapsamında araç sahipleri ile bayileri buluşturacak yeni bir hizmet oluşturmayı planlıyor. Geliştirilecek hizmetle Cars.com üzerinden bakım maliyetlerinin sürprizlere neden olmayacak şekilde garanti edilmesini hedeflediklerini söyleyen Swislow, IT ve ürün geliştiricilerinin bir arada çalışması sayesinde yeni servisler geliştirilebileceğine dikkat çekiyor.

İş ve IT biriminin ayrı tutulması fikrinin sağlıklı olmadığını dile getiren Swislow, böyle bir fikrin web tabanlı şirketlerin ötesinde tüm şirketler için sürdürülebilir nitelik taşımadığını belirtiyor.

Kendi geleceğinizi oluşturun

CIO’ların karşısına CDO ve CTO gibi yeni pozisyonların çıkması CIO’ların stratejik değerinin düştüğü yönündeki düşünceleri beraberinde getirmiş gibi görünüyor. Gerçekten CIO’lar stratejik değerlerini kaybediyor mu?

Cadbury, Chips Ahoy ve Ritz gibi 53 markanın yer aldığı yemek şirketi Mondelez International’ın global şirket hizmetlerinden sorumlu başkan yardımcısı Caroline Basyn daha önce üç yıl Bacardi’de CIO olarak görev yaptı. Mondelez’e 2018 yılına kadar en az 1,5 milyar dolar tasarruf sağlaması planlanan yeniden yapılanma süreci için transfer olan Basyn, CIO etiketini geride bırakan yöneticilerden birisi olma özelliği taşıyor.

Tekrar CIO etiketini alacak olursa ne olacağına dair herhangi bir fikri olmadığını belirten Basyn, halinden memnun olma fikrine karşı birisi olarak organizasyon kurma ve dönüşümde yer almanın kendisi için bir zevk olduğunu söylüyor.

Ancak tüm CIO’ların Basyn gibi stratejik noktalarda olduğunu söylemek şu an için oldukça güç. Nitekim anket sonuçlarına göre CIO’ların yüzde 36 gibi önemli bir kısmı IT dışındaki şirket birimlerinin teknoloji pastasında her geçen gün daha fazla paya sahip olmasından dolayı diğer üst dizey yöneticilerle karşı karşıya geldiklerini belirtiyor. IT birimi dışındaki yöneticilerin yüzde 47’sinin bu görüşe katılıyor olması CIO’ların içerisinde bulundukları durumu doğruluyor. Stratejik noktalarda bulunmak konusunda farkında olarak veya olmayarak bazı CIO’ların mücadelede geride kaldığını söyleyebiliriz. Ankete katılan CIO’ların sadece yüzde 20’si üst düzey yönetici olarak merkezi bir rolde bulunmadıklarını belirtirken IT birimi dışındaki yöneticilerin yüzde 37’sinin CIO’ların belirleyici role sahip olmadığını düşünüyor olması yönetim sürecinin geleceği konusunda önemli işaretler veriyor. Bu anlamda CIO’nun kenar çizgide kalmasının doğal olarak IT biriminin gölgede kalmasına neden olarak hangi sonuçları doğurabileceğini ortaya koymak oldukça zor.

Ancak yoğun baskılara iyi planlanmış hareketlerle karşılık verebilmek mümkün. Lombardi, bu yıl için CIO pozisyonunda yeni atananların CEO güvenini ve memnuniyetini sağlamasının son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Sağlanacak güven ve memnuniyet ışığında IT birimi için bütçe ve işgücü taleplerinin daha kolay karşılanabileceği bilinen bir gerçek.

2015 yılında yaşanılacaklara bağlı olarak pozisyon kaybedebilecek bir noktaya varılabileceğini belirten Lombardi, Armstrong yönetim toplantılarında düzenli olarak sunum yapılmasının talep edildiğine dikkat çekerek IT birimi çalışmalarının yakından takibinin herkes için söz konusu olduğunu dile getiriyor.

Yoğun baskılara karşılık verebilmek için yapılabilecek bir diğer hamle ise eleman seçiminde akıllı davranmak. IT birimlerinde CIO’ların eleman ihtiyaçlarının giderilmesi değişen iş koşulları ve müşteri beklentilerine cevap verme konusundaki zorluklardan dolayı oldukça güçtür. Cars.com CIO’su Swislow, IT biriminin eleman ihtiyaçlarını öngörmenin yıl boyunca iş yükü belirli düzeyde olan muhasebe biriminin eleman ihtiyaçlarını öngörmekten çok daha farklı olduğuna dikkat çekiyor. Değişen ve gelişen teknoloji şartları IT biriminin daha fazla destek sağlaması ihtiyacını beraberinde getiriyor.

İnovasyon ve genişleme stratejisi olarak teknoloji dünyasında üst sınır olmadığının altını çizen Swislow, her daim yeni fikirler ve yeni müşteri ihtiyaçlarının ortaya çıkabileceğini söylüyor.

Eleman seçiminde telafi edilmesi zor noktaların başında tecrübe geliyor. Bu konuda Armstrong CIO’su Lombardi, şirketinin IT birimindeki 145 çalışanın yüzde 25’inin emekli olabilecek nitelikleri taşıdığına dikkat çekiyor. Bu çalışanların teknoloji ve iş deneyimi olarak önemli birikime sahip olduğunu söyleyen Lombardi, edinilen deneyimin kısa sürede sağlayabilmenin mümkün olmadığını vurguluyor.

Lombardi iş dünyasındaki ve IT birimindeki değişimin eleman seçimi felsefesinde belirleyici olduğunu dile getiriyor. İkili ilişki oluşturma ve inovasyon konusunda becerikli olan IT uzmanlarıyla çalışmak istediklerini söyleyen Lombardi, diğer etkenlerin önemini göz ardı etmemesine karşın iletişim kurma becerisinin önemli bir nokta olduğunu belirtiyor.

IT becerilerinin edinilmesinde 2015 yılının daha zorlu geçeceğini söylemek mümkün. CIO’ların yüzde 56’sı 2015 yılında IT becerilerinin edinilmesinden problem yaşanılacağını düşünüyor. Büyük veri, güvenlik, programlama ve mobil platform alanları IT becerileri bakımında problem yaşanılacak alanlar olarak belirtiliyor.

CIO’ların yönetmesi gereken en önemli konulardan bir diğeri ise maliyet. Hackenson, finansal konularda CIO becerilerinin daha önemli hale geldiğine dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıllarda IT biriminin ve diğer birimlerin maliyetlerini düşürme konusunda önemli çalışmalar yürüten Hackenson, IT harcamaları kontrolünün 2015 yılındaki öncelikli konulardan birisi olacağını söylüyor. AES’te bu yılki projeyle yeni muhasebe sistemi ve sanal tabanlı performans değerlendirme uygulamasının geliştirilmesi planlanıyor.

Çalışanlar IT ile çalışmanın kolay olmasını isterler. Bunun için AES CIO’su Elizabeth Hackenson teknisyenler ve son kullanıcılar arasındaki etkileşimi geliştirmek için yardım masasında değişiklik yaptı.

 

2015 yılında IT biriminin maliyetlerinde artış olacağını ancak şirket genelinde birimlerin maliyet düşüşü veya üretkenlik konusunda geliştirmeler kaydedebileceğini söylemek mümkün. Hackenson’a göre bu konuda CFO ve CEO’ların her bir birimin mal tablosuna bakmanın ötesinde şirket genelindeki mali tabloya bakarak değerlendirme yapması önem taşıyor. Bazı birimlerin proje maliyetlerini kabullenmesi gerekiyor. Bu kapsamda CIO’ların proje maliyetlerinde işlerin tamamen IT birimi üzerinden yürütülemeyeceğini belirtmesi gerekiyor.

Wayfair CIO’su Wood, iş ile ilgili beceriler edinmenin CIO’nun değerini arttırabileceğini söylüyor. Şirketinde perakende satış stok takibi için oluşturulan altyapının kendisine IT birimi ve şirketin tamamı için finansal modelleme oluşturma yönünde yeni becerileriler kazandırdığını örnek gösteren Wood, bu sayede veri merkezi oluşturulması gibi projelerde kısa ve uzun vadeli finansal etkiyle ilgili üst düzey stratejik görüşler edindiğini dile getiriyor. Wood, edindiği becerilerle IT biriminin şirket içi ve şirket dışı operasyonlarda hangi noktada gecikmeye neden olduğunu tespit edebilmenin mümkün hale geldiğini söylüyor.

Şu anda bir CIO için en önemli konu dik durmak. Bu durum özellikle doğrudan patrona raporlama yapan CIO’ların yüzde 44’ü için geçerli.

CIO olarak CEO’ya raporlama yapıyor olmak varlığınızın önemsendiği anlamına gelmesine karşın geleceğinizi garantilemeyeceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Nitekim CIO’ların görev süresinin CIO-CEO ilişkisinin kalitesine bağlı olduğunu söylemek mümkün. Zaman içerisinde organizasyon yapısında CIO’ların raporlama yaptığı pozisyonlar değişiklik gösterebiliyor. COO’ya 3 yıl süre ile raporlama yaptıktan sonra 2012 yılında AES CEO’su Andres Gluski’ye raporlama yapmaya başlayan Hackenson bu konudaki örneklerden sadece birisi. CIO’ların önemli bir bütçeyi yönettiklerine dikkat çeken Hackenson, CIO olarak her daim güvenilir, makul fikirler veren ve somut sonuçlar ortaya koyan birisi olmanın önemli olduğunu belirtiyor.

CIO’lar teknoloji dönüşümü ve yönetiminin ötesinde şirketin karşılaştığı engellere ayrıca ilgi göstermelidir. Hackenson’a göre kurumsal strateji, büyük finansal yatırımlar, yatırımcı ilişkileri gibi pek çok konu CIO’ların ilgi alanları içerisinde yer alıyor. IT departmanının dahil olabileceği çözümler konusunda hassas davranan Hackenson, telepresence teknolojisinin şirket içerisinde kullanımını sağlayarak şirketine yılda 40 milyon dolar civarında kazanç sağlamayı başardı.

Veri güvenliğinde daha az endişe

Son nokta ve veri merkezlerinde yaşanılan felaketlere rağmen perakende sektörü CIO’ları sanal güvenliğe gösterdikleri ilgi konusunda ortalamanın altında kalıyor.

Yaşanılan veri ihlallerinden dolayı güvenlik konusu CIO anketlerinde dikkat çekilen konuların başında geliyor. Anket sonuçlarına göre güvenlik konusu CEO’ların 2015 yılında CIO’lardan beklediği çalışmalarda ilk sıralarda yer alıyor. Ancak anket sonuçlarında dikkat çeken noktalardan bir diğeri ise toptan satış ve dağıtım sektörlerinde faaliyet gösteren şirket CIO’ları diğer sektörlerde çalışan CIO’lara göre güvenlik konusuna daha az öncelik veriyor olması.

Genel olarak bakıldığında CIO’ların yüzde 23’ü sanal güvenliğin IT yatırımlarında belirleyici olacağını değerlendiriyor. Ancak sektör bazında yapılan değerlendirmelerde perakende sektöründe çalışan CIO’larda sanal güvenlik yatırımlarının öncelikli olduğu düşüncesinin yüzde 18’lere kadar düşüyor olması dikkat çekiyor. Buna karşın ileri teknoloji sektöründeki CIO’ların yüzde 41’i, finans sektöründeki CIO’ların yüzde 29’u ve hükümet veya kar amacı gütmeyen topluluk kuruluşlarındaki CIO’ların yüzde 29’u sanal güvenlik konusunun yatırımlarda belirleyici olduğunu dile getiriyor.

Perakende sektörü CIO’larının önem verdiği projeler arasında kurumsal süreç geliştirmeleri, müşteri kazanma ve müşteriyi elde tutma ile ilgili projeler yer alıyor.

Yönetim danışmanlık şirketi olan Retail Prophet şirketinin başkanı Doug Stephens yaygınlaşmanın sonucunda ortaya çıkan riskle perakende şirket yatırımlarının satış veya karlılık sağlayacak alanlar dışına yönelmesinin oldukça zor olduğunu söylüyor.  Stephens’a göre perakende şirketlerinin veri güvenliği gibi alanlara yapacakları yatırımlarda geri kazanımla ilgili öngörülerin yeterli olmamasına karşın müşteri bilgilerinin gizliliği nedeniyle veri güvenliğine olan ilgi artış gösterebilir. Müşteri bilgilerinin gizliliği konusundaki detaylar rekabet ortamını ve tedarikçiler tarafından sağlanan teknolojilerdeki yatırımları beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Ancak perakendeciler için şu anda odak noktasının kazançlar olduğunu belirten Stephens, mevcut rekabet ortamında perakendecilerin ciddi baskı altında olduğunu belirtiyor. Tüketicilerin e-ticaret pazarındaki büyümeyle beraber daha acımasız hale gelen fiyat rekabeti doğrultusunda satın alma davranışlarında daha bilinçli ve detaycı olduğuna dikkat çeken Stephens, perakende sektöründeki bilgi güvenliği yaklaşımını şu şekilde özetliyor: “Acımasız rekabetin yaşandığı ortamda güvenlik, sürdürebilirlik ve çalışan huzuru gibi konular ikinci planda kalıyor.”

Perakende sektöründeki pek çok CIO güvenlik konusunu en önemli konu olarak görmemesine rağmen tamamen göz ardı etmediğini söyleyebiliriz. 916 milyon dolarlık sanal perakende satış şirketi Wayfair’in CIO’su Jack Wood, ABD’de perakende satıcılarında yaşanılan veri ihlalleri sonrasında veri güvenliğinin daha öncelikli hale geldiğine dikkat çekiyor.

Güvenlik rekabetinin geniş bir sahada gerçekleştiğini söyleyen Wood, tehditleri meydana getirebilecek pek çok etken olduğunu belirtiyor. Wood’a göre tehditlerin tamamına odaklanmak maliyet ve uğraş bakımından oldukça zor. Wayfair’in teknoloji altyapısı ve risk değerlendirmeleri üzerinde kontroller yaparak doğru yatırımlar yapmak güvenliğin değerlendirilmesinde önem taşıyor.

Exit mobile version