Yapay zeka endişesi Türkiye’de belirgin düzeyde ölçüldü

Küresel araştırma katılımcılarının üçte biri “hem merak hem kaygı” duyarken, Türkiye’de oranlar daha dengeli görünüyor.

Pew Research Center‘ın gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, dünya genelinde yapay zeka teknolojisine yönelik endişeleri gözler önüne serdi. Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların %43’ü bu teknoloji karşısında hem merak hem de kaygı duyduğunu ifade ediyor. %34’lük bir kesim ise yapay zekadan açıkça endişe duyduğunu belirtiyor.

Teknolojiyi heyecan verici bulanların oranı sadece %16’da kalıyor. Bu veriler, küresel ölçekte yapay zeka gelişmelerine karşı temkinli bir yaklaşımın hâkim olduğunu işaret ediyor. Araştırma kapsamında 32 ülkeden 40.000’den fazla kişiyle görüşüldüğü açıklandı.

Türkiye yapay zeka endişesi konusunda dengeli bir tutum sergiliyor

Türkiye’deki yapay zeka algısı, küresel ortalamalardan farklılık gösteriyor. Araştırma verilerine göre Türk halkının %26’sı yapay zeka teknolojisinden endişe duyuyor. %35’lik bir kesim hem endişe hem de heyecanı bir arada yaşadığını ifade ediyor. Katılımcıların %19’u teknolojiden tamamen heyecan duyuyor.

Bu sonuçlar, Türkiye’nin yapay zeka konusunda küresel listede orta sıralarda yer aldığını gösteriyor. Türk toplumunun teknolojiye adaptasyon sürecinde dengeli bir yaklaşım benimsediği anlaşılıyor. Ülkemizdeki eğitim seviyesi ve teknoloji okuryazarlığının bu sonuçlara etki ettiği değerlendiriliyor.

Amerika ve İtalya yapay zeka endişesinde başı çekiyor

Küresel araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biri, gelişmiş ülkelerdeki yüksek endişe oranları oldu. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde halkın yarısı, yapay zeka teknolojisinden korku duyduğunu açıkladı. Buna karşılık ABD’de yalnızca yüzde 10’luk bir kesim, bu teknolojiden heyecan duyduğunu ifade etti.

İtalya, Amerika’yı yakından takip ederek benzer bir endişe profili çizdi. Ayrıca Kanada’da heyecan duyanların oranı yüzde 9’a kadar geriledi. Bununla birlikte Avustralya, Brezilya ve Yunanistan’da da benzer endişe eğilimleri gözlemlendi. Sonuç olarak hiçbir ülkede yetişkin nüfusun çoğunluğu yapay zekayı “heyecan verici” olarak tanımlamadı.

Eğitim ve gelir seviyesi yapay zeka algısını şekillendiriyor

Araştırmanın ortaya koyduğu önemli bulgulardan biri, sosyoekonomik faktörlerin yapay zeka algısı üzerindeki etkisi oldu. Yüksek gelirli ülkelerde yaşayan bireylerin yapay zeka farkındalığı daha yüksek seviyelerde seyrediyor. Eğitim seviyesi düşük olan katılımcılar ise bu teknolojiden daha fazla korku duyduklarını belirtiyor.

Katılımcıların önemli bir bölümü, hükümetlerin yapay zeka teknolojisini yeterince denetleyip denetleyemeyeceği konusunda kararsız kaldı. Bu durum, teknolojik gelişmelerle birlikte düzenleme mekanizmalarının da aynı hızda ilerlemesi gerektiğini ortaya koydu. Güney Kore gibi teknolojiye yatırım yapan ülkelerde ise heyecan oranlarının nispeten daha yüksek olduğu görüldü.

Küresel çaptaki bu araştırma, yapay zeka teknolojisinin toplumsal kabulü konusunda önemli veriler sunuyor. Teknolojik ilerlemenin hızı ile toplumların adaptasyon kapasitesi arasındaki dengenin kritik önem taşıdığı anlaşılıyor. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının, yapay zeka teknolojisinin sağlıklı bir şekilde benimsenmesinde kilit rol oynayacağı değerlendiriliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu