2024’te internet tarihinde bir dönüm noktası yaşandı: Artık çevrimiçi trafiğin yarısından fazlası insanlar tarafından değil, otomatik sistemler tarafından üretiliyor. Kötü niyetli botlar tek başına tüm trafiğin üçte birinden fazlasını oluştururken, insan eliyle üretilmiş içerik hızla ortadan kayboluyor. 2013’te var olan sayfaların bugün %38’ine ulaşılamıyor. Bu tablo, “ölü internet” tartışmasını uçuk bir teori olmaktan çıkarıp, güvenlikten içerik yönetimine kadar her kurumun gündemine giren somut bir sorun haline getiriyor.
Ölü internet teorisi nedir?
Bir dönem internet, insan yaratıcılığının sınırsız bir yansıması olarak görülüyordu; paylaşımlar, tartışmalar ve içerikler büyük ölçüde gerçek kullanıcıların ürünüydü. Ancak zamanla tablo değişti. “Ölü internet teorisi” tam da bu dönüşüme işaret ediyor: İnternetin giderek daha az insan üretimi içerik barındırdığı, yerini botların ve yapay zeka sistemlerinin otomatik akışlarına bıraktığı fikri. İlk kez 2021’de forumlarda dillendirilen bu teori, başta marjinal bir iddia gibi görünse de artan bot trafiği ve yapay zeka destekli içerik patlamasıyla bugün çok daha ciddiye alınır hale geldi.
Botların dijital istilası
Imperva’nın 2025 Bad Bot raporu, 10 yıl sonra ilk kez otomatik trafiğin insan trafiğini geçtiğini doğruluyor. Geçtiğimiz yılın verileri, otomatik trafiğin %51’le insan etkinliğini aştığını, kötü botların ise tek başına toplamın %37’sini oluşturduğunu gösteriyor. Asıl çarpıcı olan ise saldırıların yön değiştirmesi: gelişmiş botların %44’ü artık API uç noktalarını hedef alıyor. Bu, modern işin “bağ dokusu” sayılan API’lerin aynı zamanda en iştah kabartan hedefe dönüştüğünün net bir göstergesi.

İnternetin bir başka yarası ise hızla çöken dijital arşiv. Pew Research Center’ın verilerine göre 2013’te var olan sayfaların %38’i bugün ulaşılamaz durumda. Haber sitelerindeki bağlantıların yaklaşık dörtte birine, devlet kurumlarının sitelerindeki bağlantıların ise beşte birine artık erişilemiyor. Wikipedia maddelerinin yarısından fazlasında kaynaklar çalışmıyor. Bu kayıp yalnızca nostaljik bir mesele değil; gazetecilikten akademiye, regülasyonlardan kurumların uyum süreçlerine kadar uzanan zincirde güvenilirliği zedeliyor.
“Ölü internet”i hayata bağlayan ekonomi
2024’te Facebook’ta yayılan “Shrimp Jesus” görselleri, “etkileşim = para” denkleminin otomasyonla nasıl ölçeklendiğini net biçimde gösterdi. Bot destekli hesaplar, düşük maliyetli ama yüksek hacimli görsel akışlarıyla gerçek kullanıcıları içeri çekti; beğeni/yorum şişkinliği, algoritmik keşfi besleyerek bir tür etkileşim çiftçiliğine dönüştü.
Mesele yalnız görsel akış değil. NewsGuard, Mayıs 2025’te neredeyse tamamen yapay zekayla içerik üreten binin üzerinde “haber” sitesi tespit etti; bunların 167’si, kendini “yerel Rus haber sitesi” gibi gösterip Ukrayna savaşı hakkında ağır biçimde yanıltıcı iddialar yayıyordu. 2025 Eylül’ünde yayımlanan başka bir bulgu, popüler sohbet botlarının güncel olaylarda yanlış bilgi üretme oranlarının bir yıl içinde %18’den %35’e yükseldiğini gösteriyor.

Saldırı yüzeyinin yeni merkezi: API’ler
Kurumsal mimarilerde API’ler; ürün–kanal entegrasyonunun, mobil deneyimin ve veri paylaşımının omurgası. 2024’te gelişmiş bot trafiğinin %44’ü API’leri hedef aldı; uygulamalara yönelen gelişmiş bot trafiği yalnızca %10’da kaldı. API’lere dönük bu kayma; dolandırıcılık (fraud), stok/manipülasyon, veri kazıma (scraping) ve iş mantığı suistimallerinin (business logic abuse) bir üst lige taşınması anlamına geliyor. Toplam saldırıların %75’ten fazlası finans, iş hizmetleri, telekom ve sağlık sektörlerine yönelmiş durumda.
2024’te hesap ele geçirme (ATO) saldırıları %40 artış gösterdi. Vaka dağılımında finans sektörü öne çıkıyor; tüm saldırıların beşte biri bu alanda gerçekleşti. Bu tablo, parola odaklı güvenliğin artık tek başına yeterli olmadığını kanıtlıyor. Günümüzde etkili bir savunma; risk-skorlu çok faktörlü kimlik doğrulama, oturumlarda anomali takibi ve kimlik bilgisi doldurma (credential stuffing) gibi girişimlerin erken tespitiyle kurulan çok katmanlı bir yaklaşım gerektiriyor.
İçerik kaybı: Bağlantı çürümesinin gerçek maliyeti
Pew’in verileri, kaybın “tüm site kapanması”ndan ziyade sayfa taşınması/silinmesi nedeniyle yaşandığını gösteriyor. Bu, medya ve kurum siteleri için üç somut riske dönüşüyor:
- Hukuki dayanak zafiyeti,
- SEO ve kullanıcı deneyimi kaybı,
- Kurumsal hafızanın aşınması (arşivlerinizin yok olması).
Ajanslar ve büyük yayınevlerinin, kalıcı bağlantı (permalink) ve arşiv kopyası üretimini (ör. Perma.cc benzeri) içerik üretim sürecine gömmesi artık lüks değil, mecburiyet.

Türkiye’de durum ne?
Küresel tabloya baktık, ama Türkiye’deki dijital dinamikleri de ele almak şart. İnternet kullanımının yaygınlığı, sosyal medya bağımlılığı ve zaman zaman gündeme gelen erişim kısıtlamaları, buradaki ekosistemi hem benzersiz hem de kırılgan kılıyor. Bu ortamda botların ve yapay zeka destekli içeriklerin etkisi çoğu zaman göründüğünden daha derin hissediliyor; kırılganlığın boyutları ise farklı verilerle daha net ortaya çıkıyor.
- Dijital 2025 Türkiye: İnternet ve sosyal medya kullanımındaki güncellenmiş rakamlar, Türkiye’de platform bağımlılığının yüksekliğine işaret ediyor; bu da bot kaynaklı etkileşimin içeriği görünenden daha fazla eğip bükebileceği anlamına geliyor.
- Erişim ve özgürlük: Freedom House’un Freedom on the Net 2024 raporuna göre Türkiye, “Özgür Değil” kategorisinde ve çevrimiçi ifade ile erişime ilişkin yapısal sınırlamalar sürüyor. Bu ortam hem dezenformasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor hem de meşru içeriğin görünürlüğünü azaltıyor.
- Güncel kısıtlamalar: 7 Eylül 2025’te X, YouTube, Instagram, Facebook, TikTok ve WhatsApp’a erişimde bölgesel kesintiler raporlandı; VPN kullanımında %500+ artış görüldü. Şebeke düzeyindeki bu tür müdahaleler, organik ve bot trafiği ayrıştırmayı daha da güçleştiriyor.
Yakın tarihli araştırma bulguları
- Akademik inceleme (2025, DergiPark): Teyit.org’un verileri kullanılarak yapılan bir araştırma, yapay zeka ile üretilmiş sahte haberlerin sosyal medyada nasıl yayıldığını ve hangi kalıplar üzerinden dolaşıma girdiğini ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor.
- Politika ve strateji raporları: Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) 2024 Çalıştay raporu gibi yerel çalışmalar, kurumların yapay zeka güvenliği ve yetkinlik geliştirme ihtiyacını vurguluyor; aynı zamanda yanlış bilginin ve otomatik içeriklerin riskleri konusunda farkındalığın arttığını gösteriyor.
- Daha önceki akademik katkılar: Oxford Internet Institute ve Edinburgh Üniversitesi’nin Türkiye’deki bot ağları ve siyasal iletişim üzerine yaptığı araştırmalar, yöntem ve örnek vakalar açısından değerli referanslar sağlıyor. Ancak bu çalışmalar geçmiş yıllara ait olduğu için, güncel tabloyu yansıtmak adına yeni veri setlerine ihtiyaç olduğu açıkça görülüyor.
Botların ilk hedefi: Seyahat sektörü
Imperva’nın 2025 verileri, kötü bot saldırılarında yeni lideri işaret ediyor: seyahat sektörü. 2024’te perakendeyi geride bırakan sektör, artık en yoğun saldırıların hedefi. Seyahat sitelerine gelen trafiğin neredeyse yarısı (%48) kötü botlardan oluşuyor; insan trafiği %47’de kalırken, iyi botların payı yalnızca %5. Daha da çarpıcı olan, basit bot saldırılarının bir yılda 534’ten %55’e çıkması. Dinamik fiyatlama, koltuk ve envanter yönetimi ile mil-puan programları, saldırganlar için doğrudan gelir kaynağına dönüşmüş durumda.

Sonuç: “Ölü internet” bir kader değil, yönetim meselesi
İnternet bugünkü hâline bir gecede gelmedi. Yıllar içinde otomasyonun yükselişi, ekonomik teşviklerin bot üretimini kârlı hale getirmesi ve dijital arşivin giderek kırılganlaşması, ağı yavaş ama istikrarlı bir şekilde insan merkezinden uzaklaştırdı. Artık botlar yalnızca çoğunluğu temsil etmiyor; kötü botlar başlı başına dev bir ekonomi ve yeni bir saldırı yüzeyi oluşturuyor. Yine de bu tablo değişmez bir kader değil. Uygulama ve API güvenliğini tek çatı altında birleştiren mimariler, kanıt zincirini ve arşiv disiplinini güçlendiren yaklaşımlar, insanî etkileşimi ödüllendiren ölçütler ve yerel veriye dayalı politikalar sayesinde bu gidişatı tersine çevirmek hala mümkün.
Öne çıkan bulgular
- Otomatik trafik insanları geçti: 2024’te internet trafiğinin %51’i botlardan oluştu; bunun %37’si kötü niyetli botlardı. Gelişmiş botların %44’ü API’leri hedef alırken, hesap ele geçirme (ATO) saldırıları bir yılda %40 arttı.
- Dijital hafıza eriyor: 2013’ten kalan sayfaların %38’i bugün erişilemez durumda. Haber sitelerinin %23’ünde, devlet sitelerinin %21’inde geçersiz bağlantılar var. Wikipedia maddelerinin yarısından fazlasında kaynaklar artık çalışmıyor.
- AI destekli etkileşim çiftçiliği: “Shrimp Jesus” olayı, bot destekli içeriklerin algoritmaları manipüle ederek nasıl görünürlük kazandığını somut biçimde gösterdi.
- Dezenformasyonun yeni yüzü: NewsGuard, yapay zeka içerikleriyle yayın yapan binden fazla site tespit etti; bunların 167’si Rusya bağlantılı ve Ukrayna savaşı hakkında yanıltıcı içerikler yayıyor. Popüler sohbet botlarının yanlış bilgi üretme oranı %35’e yükseldi.
- Türkiye tablosu: 2025’te sosyal medya platformlarına erişim kesintileri tekrarlandı, VPN kullanımında patlama yaşandı. Aynı dönemde yapılan yerli akademik bir çalışma, yapay zeka ile üretilmiş sahte haberlerin sosyal medyada nasıl yayıldığını sistematik biçimde belgeledi.





