Teknoloji sektöründeki iş ilanlarının pandemi öncesine kıyasla neredeyse üçte bir oranında gerilemiş olması, son birkaç yıldır “işten çıkarma dalgası bitti mi, işe alımlar geri geliyor mu?” sorusuna verilen en net yanıtlardan biri. Indeed’in takip ettiği ilan verileri, geçen yılki dalgalı seyre rağmen teknoloji sektörünün artık daha temkinli bir döneme geçtiğini ve işe alım tarafında kalıcı bir frene bastığını gösteriyor.
Indeed Hiring Lab’in değerlendirmesine göre sektör şu anda “az işe alım, yer yer işten çıkarma” çizgisinde ilerliyor ve bu tablo, teknoloji şirketlerinin 2022’den bu yana benimsediği temkinli yaklaşımın devamı niteliğinde. Pandemi döneminde dijitalleşmenin hızlanmasıyla oluşan talep patlaması, şirketleri çok hızlı ve kimi zaman ihtiyaçlarının da ötesinde kadro büyütmeye yöneltti. Bugünkü yavaşlama ise o dönemde yapılan fazla işe alımın dengelenmesi gibi okunuyor. Yani sektör yalnızca frene basmıyor; pandemi yıllarında şişen kadroları daha sürdürülebilir bir seviyeye indirmeye çalışıyor.
Bu dengeleme eğilimi, rakamlarda da açık. Veri ve analitik rolleri geçen yıla göre %13 azalırken, BT sistemleri ve çözümleri ilanlarında %9’u aşan düşüş var. Bunlar küçük oynamalar değil; şirketlerin hem ürün önceliklerini hem de bütçe dağılımlarını yeniden tasarladığını gösteren sert işaretler. Daha da önemlisi, eğilimin önümüzdeki yıl da sürmesi beklendiği için hızlı bir toparlanma yaşanacağı fikri şimdilik zayıf görünüyor.
Teknoloji istihdamında temkinli dönem
İlan verileri, teknoloji sektöründe işe alımın artık sadece dönemsel bir dalgalanma yaşamadığını, daha temkinli ve uzun soluklu bir faza girdiğini gösteriyor. Şirketler pandemi sonrası dönemde büyüme hızını geri çekmiş durumda; bu da ilan sayılarının eski tempoya kısa vadede dönmesini zorlaştırıyor.
Bu yavaşlamanın arkasında iki temel dinamik öne çıkıyor. Birincisi, yapay zeka ile gelen verimlilik beklentisi: AI araçları kullanılmaya başlandıkça özellikle giriş seviyesi ve tekrarlayan işler daha kolay otomasyona gidiyor, bu da yeni pozisyon açma ihtiyacını azaltıyor. İkincisi ise belirsizlik; şirketler hangi görevlerin ne ölçüde dönüşeceğini tam kestiremediği için kadro planlamasında frene basmayı tercih ediyor.
Bu nedenle daralma herkesi aynı ölçüde etkilemiyor. Düşüş en net şekilde giriş seviyesi rollerde görülüyor; “geliştirici” veya “analist” gibi daha başlangıç odaklı pozisyonlar diğerlerine göre daha hızlı geriliyor. Aslında bu, sadece teknolojiye özgü değil, genel iş piyasasında da belirsizlik dönemlerinde önce junior rollere kısıtlama geliyor. Şirketler işleri daha çok mevcut deneyimli kadroyla çevirmeye yöneliyor.
Büyük oyuncuların yeniden yapılanması
İş ilanlarındaki soğuma, sektördeki geniş çaplı yeniden yapılanma dalgasıyla paralel ilerliyor. AWS, Intel ve Microsoft gibi devlerin on binlerce kişiyi işten çıkarması yalnızca maliyet düşürme hamlesi değildi. Bu şirketler, organizasyonlarını yapay zeka merkezli yeni stratejilere göre baştan kurduklarını da açıkça ortaya koydu. Böyle dönemlerde kısa vadede yeni pozisyon açmaktan çok, mevcut işlerin kapsamı ve sorumlulukları yeniden tanımlanıyor. Bu yüzden ilanlardaki daralma, “sektör küçülüyor”dan ziyade “sektör kendini yeniden ayarlıyor” şeklinde okunmalı.
“Teknik beceriye ihtiyaç azalmıyor” vurgusu neden önemli?
Sektörden gelen en önemli hatırlatma şu; moral bozucu manşetler “teknik becerilere artık gerek kalmıyor” gibi bir hava yaratsa da gerçek tablo o kadar karamsar değil. Evet, iş ilanları azalıyor; ama bu, teknoloji yeteneğine duyulan ihtiyacın ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Tam tersine, teknoloji becerileri artık sadece büyük teknoloji şirketlerinde değil, finans, sanayi, perakende, lojistik, sağlık ve medya gibi hemen her alanda rekabetin temel parçası haline geliyor.
Bu tablo, teknoloji kariyerinin daraldığını değil, oyunun kurallarının değiştiğini gösteriyor. Şirketler artık daha seçici, daha deneyim ve dönüşüm odaklı pozisyonlara yöneliyor.
2026’ya girerken tablo nasıl okunmalı?
Önümüzdeki dönemde tablo büyük ölçüde benzer bir çizgide kalırsa, teknoloji sektöründe işe alımın “normal” kabul edilen ritmi de yeniden tanımlanacak. Pandemi yıllarındaki hız ve hacim kısa vadede geri gelmeyebilir. Bu durum adaylar açısından iki yönlü bir etki yaratıyor: Başlangıç seviyesinden sektöre giriş daha çetin bir rekabete dönüşürken, teknik yetkinlikler teknoloji dışındaki alanlarda bile kariyerin ana kaldıraçlarından biri haline geliyor.
Verilerin anlattığı şey bir çöküş değil; sektörün büyüme odaklı genişleme evresini geride bırakıp verimlilik ve dönüşüm merkezli yeni bir safhaya geçmesi. İlan sayısı gerilese de dijital becerilere ihtiyaç kaybolmuyor; sadece işin tanımı ve aranan profil yeniden şekilleniyor. Bu dönemde avantaj sağlayacak olanlar, tek bir pozisyona sıkışmadan esneyebilen, otomasyonun devraldığı işleri daha üst düzey sorumluluklara taşıyabilen ve bilgisini farklı sektörlerde somut değere çevirebilen profesyoneller olacak.





