Yapay zeka bankacılığın yeni CFO’suna mı dönüşüyor?

Yapay zeka; bankacılıkta kısa vadede maliyetleri düşürürken, uzun vadede oyunun kurallarını kökten değiştiriyor.

Bankacılık sektörü, tarihinin en sessiz ama köklü dönüşümünü yaşıyor. Dijitalleşme ve regülasyon rüzgarlarının ardından şimdi sahnede yapay zeka var. Artık yapay zeka, yalnızca operasyonel verimliliği artıran bir araç değil; maliyet, risk ve strateji yönetimini yeniden tanımlayan bir “karar ortağı”.

McKinsey & Company’nin yeni yayımladığı Global Banking Annual Review 2025 raporu, bu dönüşümün rakamlara nasıl yansıdığını net biçimde ortaya koyuyor: AI uygulamalarının sektörde kısa vadede %20’ye kadar maliyet düşüşü sağlayabileceği tahmin ediliyor. Ancak raporun altını çizdiği kritik bir nokta var; bu tasarruflar uzun süreli olmayacak.

Kazanç var, sürdürülebilirlik belirsiz

McKinsey verilerine göre 2024’te bankacılık sektörü, 1,2 trilyon dolarlık net gelirle tüm sektörler arasında lider konuma yükseldi. Yine de tablo sanıldığı kadar parlak değil. Sektörün piyasa değerlemesi, diğer sektörlerin ortalamasının yaklaşık %70 gerisinde. Bunun nedeni, teknolojik yatırımların getirdiği maliyetlerin kârı gölgelemesi ve rekabetin artması.

Raporda, “AI’dan elde edilecek kazançların kalıcı olabilmesi, kurumların iş yapış biçimlerini baştan tanımlamasına bağlı,” deniyor. Yani mesele yalnızca teknoloji değil; süreçlerin, insan kaynağının ve kurum kültürünün dönüşümü.

Yeni model: Agentic AI

McKinsey, “agentic AI” olarak tanımlanan yeni bir döneme dikkat çekiyor. Yakın gelecekte bankalarda bir insan çalışan, 20 ila 30 yapay zeka ajanını yönetecek. Bu ajanlar, kredi risk analizinden müşteri hizmetlerine kadar uçtan uca süreçleri özerk biçimde yürütecek.

BNY Mellon, Capital One ve JPMorgan Chase gibi kurumlar bu dönüşümün öncüleri arasında. BNY Mellon CIO’su Leigh-Ann Russell, yalnızca kendi kurumlarında 117 farklı AI aracının operasyonlarda aktif olarak çalıştığını açıkladı. Bu da bankacılığın geleceğinde “insan gözetimindeki özerklik” modelinin kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor.

AI: İki ucu keskin kılıç

Yapay zeka, üretkenliği artırırken beraberinde yeni riskleri de getiriyor. JPMorgan Chase CFO’su Jeremy Barnum, 2025’in üçüncü çeyrek açıklamasında bu dengeye dikkat çekti:

“AI bazen, süreçleri yeniden yapılandırmak yerine mevcut hataları daha hızlı tekrarlamanıza yol açabilir.”

Bu uyarı, sektörün en büyük paradoksuna işaret ediyor: Yapay zeka süreçleri hızlandırıyor ama eğer bu süreçler hatalıysa, zarar da aynı hızda büyüyor.

Kalıcılık için insan faktörü

McKinsey raporu bu noktada açık: Bankalar, AI’yı sürdürülebilir biçimde işlerine entegre etmek istiyorsa, teknoloji ekiplerini tek boyutlu uzmanlıklardan çıkarıp çok yönlü hale getirmeli. Veri bilimciler, finansçılar, etik uzmanları ve mühendislerin birlikte çalıştığı hibrit ekipler, bu dönüşümün omurgasını oluşturuyor.

Türkiye özelinde ise bankacılık sektörü bu dönüşümün eşiğinde. Dijital bankacılık regülasyonlarının hızla olgunlaşması, veri merkezlerinin yerelleşmesi ve müşteri davranışlarının dijitalleşmesi, AI yatırımlarının etkisini artırıyor. Ancak aynı zamanda yetkin insan kaynağı, veri kalitesi ve güvenlik gibi alanlar hala kırılgan noktalar.

Öne çıkan bulgular

  • %20 tasarruf potansiyeli: AI kısa vadede net maliyetleri %20’ye kadar azaltabiliyor.
  • Rekabet baskısı: Kazançların kalıcılığı sınırlı; artan rekabet tasarrufu müşteriye yansıtıyor.
  • Yeni model: Agentic AI, insan gözetiminde özerk çalışan sistemlerin önünü açıyor.
  • Dönüşüm ihtiyacı: Kalıcı verimlilik için süreçlerin ve kurum kültürünün yeniden tasarımı gerekiyor.
  • Türkiye perspektifi: Dijitalleşme hızı yüksek, ancak veri ve yetenek altyapısı hala gelişim aşamasında.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu