Dell ve Intel, teknolojinin mevcut ve gelecekte var olması öngörülen işgücü eğilimleri üzerindeki rolünü belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği ikinci küresel gelişen işgücü araştırması sonuçlarını açıkladı.
İşyeri kavramı değişirken, işle ilgili sorumluluklar evde, müşteri ofisinde, hatta kafe ve toplu taşıma araçları gibi herkese açık yerlerde bile yerine getirilebiliyor. Dolayısıyla, mobilite bir öncelik haline geliyor. Bu değişim ortamında, mobil teknolojiler ve alternatif arayüzler giderek güçlü bir rol oynuyor. Dizüstü bilgisayarlar, tabletler, cep telefonları, ‘2’si 1 Arada’ cihazlar, ince işlemciler ve masaüstü sanallaştırma çözümleri, BT yöneticilerine daha önce benzerine rastlanmamış bir mobilite olanağı sağlıyor.
Gelişen İşgücü Raporu, günümüzde nerede ve nasıl çalışıldığını ortaya koyarak, ofiste ya da evde çalışan profesyonellerin en iyi performansı sergileyebilmek için ne gibi teknolojilere ihtiyaç duydukları konusunda işverenlere önemli veriler sunuyor.
Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru; “Mobil teknolojilerin temel bir sağlayıcısı olarak, gelişen işgücüne doğru çözüm ve hizmetleri sunmaya devam edebilmemiz için değişen ortamın nabzını tutmamız kritik önem taşıyor. Araştırmanın da gösterdiği gibi, ‘ofis’, artık dört duvarın arasındaki bir masadan ibaret olmaktan tamamen çıkmış durumda. Sürekli bağlantıda olma hali, iş hayatı ve özel yaşamdaki cihazlar arasındaki sınırları belirsizleştiriyor. Çalışanların daima üretken olabilmeleri için ofiste, evde ve yolda sürekli olarak bilgiye erişebilmeleri, BT departmanlarının da kullanıcıları ve verileri gittikleri her yerde güvenli durumda tutup yönetebilmeleri büyük öneme sahip” dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın: “Gelişen teknoloji yeni iş kolları yaratırken, iş yapış şekillerini de değiştiriyor. Rekabetin bu kadar çetin ve başarıya ulaşanların da rekabette fark yaratanlar olduğunu düşünürsek, bu süreçte şirketler çalışanlarının motivasyonu ve verimliliğini artırmak için farklı yöntemlere başvuruyor. Daha esnek çalışma şartları, yaşamımızın tüm akışını değiştiren ve iş hayatını evrimleştiren mobilite kavramı ve çalışma ortamlarında daha yüksek teknolojiye sahip olmak hiç şüphesiz üretkenliği ve motivasyonu artırıyor. Dell ortaklığı ile yürüttüğümüz ve bugün sonuçlarını açıkladığımız “Teknolojiyle Gelişen İş Gücü Araştırması” teknolojinin gelişiminin iş dünyası üzerinde yarattığı değişimi net olarak ortaya koyuyor. Dijital dönüşümünü hızlandıran şirketlerin üretkenlik ve çalışan motivasyonu anlamında nasıl öne çıktığını çıkacağını gösteriyor. Teknoloji tüm sektörlerin geçirdiği evrimin temelini oluşturuyor ve Intel olarak geliştirdiğimiz teknolojilerle bu evrime önderlik ediyoruz” dedi.
Dell ve Intel ‘Gelişen İşgücü Araştırması’nda Ön Plana Çıkan Eğilimler
Araştırmada ortaya çıkan temeleğilimler, çalışanların nerede ve nasıl çalıştıklarına, teknolojinin özel ve mesleki hayatlarını nasıl etkilediğine ve teknolojinin gelecekteki otomasyonu çevresindeki tahminlere odaklandı.
- Her Sorunu Çözecek Tek Bir Çözüm Yok: Çalışanlar, ne zaman ve nerede çalışıyor olurlarsa olsunlar, işlerini tek bir cihazla yapmıyor, aynı anda birden çok cihaz kullanıyorlar. Masaüstü bilgisayar kullananların yarısından fazlası, aynı zamanda başka bir cihaz daha kullanıyor. İş için tablet ya da ‘2’si 1 Arada’ dizüstü bilgisayarı tercih edenler, bunları daima başka cihazlarla birlikte kullanıyor. Bununla birlikte, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı artıyor. Bu cihazlar, en çok yöneticiler tarafından ve gelişmekte olan ülkelerde tercih ediliyor. Performans, çalışanların iş cihazlarındaki önceliği olarak öne çıkıyor. Çalışanların yüzde 81’i, performansı birinci ya da ikinci en önemli unsur olarak gösteriyor.
Çalışmanın nerede yapıldığı da kullanılan cihazlar üzerinde etkili oluyor. Finansal hizmetler, kamusal sağlık hizmetleri ve devlet kuruluşları başta olmak üzere, çalışanların yüzde 62’si, işyerindeyken birincil iş cihazı olarak masaüstü PC’yi görüyor. Ancak evde çalışılırken dizüstü bilgisayarlar da masaüstü bilgisayarlar kadar sık kullanılıyor. Çalışanlar, evlerinde kişisel nedenlerle teknolojinin daha mobil formlarına geçerken; dizüstü bilgisayar, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı ofise oranla yükseliyor.
- Ofis Çalışma Ortamlarının Kralı, Ama Aynı Zamanda Oldukça Karmaşık Bir Ortam Çalışanlar artık farklı yerlerde iş yapabilseler de ofis hâlâ birincil çalışma ortamı olmayı sürdürüyor. Çalışanların yüzde 97’si, zamanlarının en azından bir kısmını işverenlerinin ofisinde geçiriyor. Gelişmiş ülkelerde çalışanların ise haftada ortalama 32 saati ofiste geçiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki çalışanlar için bu süre 26 saat. Küresel olarak çalışanların yüzde 35’i, ortalama olarak haftada 2 saat herkese açık yerlerde çalıştığını belirtti. Çalışanlar, ortalama olarak haftada dört saat dışarıda (örneğin, bir müşterinin ofisinde), 5 saat de evlerinde çalışıyor. Ofiste geçirilen ortalama süre ise haftada 29 saat.
Tüm bunlara ek olarak ofisteki dikkat dağıtıcı unsurlar da sorun olarak görülüyor. Ofis merkezli çalışanların yüzde 76’sı en verimli çalışmayı ofis ortamında ve kendi masalarında gerçekleştirdiğini belirtirken; yüzde 48’lik kesim ise ofis ortamında sık sık çalışmasının bölündüğünü ifade ediyor. Çalışanların neredeyse 5’te 1’i ofiste kulaklık ya da kulak tıkacı kullanırken; çalışmasının sık sık bölündüğünü belirtenlerde bu oran iki katına çıkıyor.
Araştırma sonucuna göre, ofisin bireyler arası iletişimin artmasına da çok büyük bir katkısı olmuyor. Çalışanların yüzde 51’i fiziksel olarak yakınlarında bulunan çalışma arkadaşlarıyla doğrudan konuşmak yerine, çoğu zaman internet üzerinden mesajlaşarak ya da e-posta yoluyla iletişim kuruyor.
- Üretkenlik Tartışması: Ofiste Çalışanlar mı, Uzaktan Çalışanlar mı Daha Üretken? Evden çalışanlar hakkındaki algılar değişiyor. Artık insanların yüzde 52’si, evden çalışanların ofiste çalışanlar kadar ya da daha fazla üretken olduklarını düşünüyor. Bununla birlikte, bu algının her yerde değiştiği de söylenemez. Çin, Hindistan, Türkiye ve BAE’deki 10 çalışandan 4’ü, evden çalışanların daha az üretken olduklarına inanırken; gelişmiş ülkelerdeki çalışanların yüzde 29’unun bu konuda kesin bir fikri yok. Herhangi bir süreyle evde çalışanların yarısı, evde ofise kıyasla daha üretken olduklarını düşünüyor. Kalan yüzde 50’nin yüzde 36’sı, evde ve ofiste eşit derecede üretken olduklarına inanıyor. Sadece yüzde 42’lik bir kesim, evde daha az üretken olduğunu söylüyor.
Araştırma, evden çalışmanın faydalarını da ortaya koyuyor; çalışanların yüzde 30’u daha fazla uyuyor, yüzde 40’ı daha az otomobil kullanıyor ve yüzde 46’sı kendisini daha az stresli hissediyor. Ancak evde de her şey mükemmel değil. Eşler, çocuklar, anne babalar ve ev hayvanları çalışmayı bölebiliyor ve çalışanların yüzde 20’si evden çalıştığında daha az egzersiz yaptığını, yüzde 38’i ise daha fazla atıştırdığını belirtiyor.