‘Nesnelerin Internet’i CIO’lar için ne anlama geliyor?

2020 yılında 50 milyar cihaz Internet’e bağlı olacağı öngörülüyor. Peki söz konusu durum organizasyonları ve “nesnelerin” gelecekteki bağlanırlılıkları ile ilgili CIO’ların kararlarını nasıl etkileyecek?

Yapılan anket sonuçlarına göre işletmeler güvenlik, maliyet ve entegrasyon endişelerini gerekçe göstererek ‘Nesnelerin Interneti’ne pek sıcak bakmıyor.

Frost & Sullivan analisti Andrew Miltory, bu yıl makineler ya da nesneler tarafından insanlara oranla daha fazla veri üretileceğini öngörüyor. Bu nedenle 2014 hem IT alıcılarının hem de IT satıcılarının odağının Nesnelerin Internet’i üzerine kayacağı bir yıl olabilir. Nesnelerin Internet’i MIT’deki Auto-ID merkezinin kurucularından Kevin Ashton’un, ekibiyle birlikte RFID ve diğer sensörler için global standart sistemini oluşturduğu sırada dile getirdiği bir tanım.  Cisco Systems nihayetinde her şeyin Internet’e bağlı olacağı düşüncesine inandığından ifadeyi ‘Her şeyin Interneti’ olarak değiştirdi. Aslında Cisco bugün dünya üzerindeki insanlardan daha fazla şeyin Internet’e bağlı olduğunu söylüyor; ve çok yakında, “Halihazırda sessiz olan nesnelerin bir sesi olacak” diye ekliyor Cisco gelecek bilimcisi Dave Evans.

50 milyar bağlı nesneler, ama şirketler umursamıyor (Şimdiye dek)

Bilgisayarlar, elektronikler, akıllı telefonlar ve iletişim araçları gibi geniş çeşitlilikteki çoklu ortam cihazlarının yanı sıra bu “nesneler” termostatları, aydınlatma sistemlerini, kapı kilitlerini, ofis ekipmanlarını, beyaz eşyaları, çeşitli sağlık monitörlerini, medikal ve fitnes sensörlerini, çiftlik ekipmanlarını, fabrika ve ambar makinelerini vs. içeriyor. Ya da Cisco’nun tanımı temel alındığında “her şey” “açma/kapama anahtarına sahip olan herhangi bir şey” manasına geliyor.

Bazı şüpheciler teknoloji uzmanlarının bunları yıllardır konuştuğunu -Ashton’un 1999’da Nesnelerin İnterneti’nden bahsetmesinden bu yana- ama çoklu ortam ve elektronik cihazlarının bağlantısının ötesinde çok az şeyin değiştiğini iddia ediyor. Bu bir yana, bu azlık her geçen gün katlanmaya devam ediyor.

Forrester analistleri Christopher Mines ve Michele Pelino’nun yaptıkları çalışmalarına göre kurumsal müşteriler arasında internete bağlı olma minimum oranda benimseniyor. “2013 ağ ve telekomünikasyonlar anketinin sonuçlarına göre firmaların yüzde 50’den fazlası makineden makineye (M2M) ya da Nesnelerin Interneti (IoT) yeteneklerini uygulamakla ilgilenmiyor/ya da hiçbir planları yok. Diğer tarafta sadece yüzde 8’lik kısım M2M veya IoT sistemlerini uyguladıklarını söylüyor.”

Forrester’a göre ilgi eksikliği güvenlik endişeleriyle başlıyor (yüzde 37), onu sırasıyla maliyetler (yüzde 32), teknolojinin olgunlaşmaması (yüzde 25), entegrasyon güçlükleri, migrasyon veya kurulum riskleri ve mevzuat meseleleri izliyor.

Buna rağmen ABI Research 2020 itibariyle 30 milyarı aşkın cihazın kablosuz olarak Nesnelerin Internet’ine bağlanacağını öngörüyor; Cisco’nın tahmini ise 50 milyar cihaz. Peki söz konusu durum organizasyonları ve “nesnelerin” gelecekteki bağlanırlıkları ile ilgili CIO’ların vermeleri gereken kararları nasıl etkileyecek?

Her şeyin Internet’i tüm işletmeleri etkileyecek

Mines ve Pelino, CIO’ların bağlantılı dünya teknolojisini iş sonuçlarıyla ilişkilendireceğini belirtiyor. “CIO’lar organizasyonlarının gelecek vaat eden fırsatları yakalaması ve bağlantılı dünya çözümlerinin gücünü kullanması için hayati bir katalizör görevi üstlenecek” diye açıklıyorlar. “Bağlam bilinçli, konum bazlı uygulama ve servisler firmaların müşterileriyle olan birlikteliğini ve onlara hizmet biçimlerini değiştiriyor. CIO’lar bir teknoloji perspektifinden neyin mümkün olduğu ile işletme için anlamlı olan arasında denge kurmak zorunda.” diyor Mines ve Pelino.

Frost & Sullivan’dan Milroy ise Nesnelerin Internet’i hareketindeki “patlamanın” önümüzdeki birkaç yıl zarfında “düşük maliyetli sensörler, bulut bilgiişlem, ileri düzey veri analitiği ve mobilite” tarafından yürütüleceğini ifade ediyor. Ulaştırma ve lojistiğin bugün Nesnelerin Internet’i ekosistemi için en büyük gelir fırsatlarını temsil ettiğini de ekliyor Milroy.

“Ürünleri hareket ettiren (ve asıl ürünlerin içerisinde çalışan) şeyler içerisindeki düşük maliyetli, IP destekli sensörlerin konuşlandırılması sadece tedarik zinciri optimizasyonunun çok ötesinde zengin fırsatlar yaratıyor” diyor Milroy ve ekliyor: “Birçok endüstri içerisinde; ulaştırma, sağlık, ilaç, imalat, enerji yönetimi, tesis yönetimi, güvenlik ve gözleme, hizmetler, telekom, finans, sigorta ve dahasında kazanç elde edilecek. Temel olarak her sistem içindeki tüm sektörler, bağlantılı dünyanın bir parçası olacak.”

Forrester analistleri konu Nesnelerin Internet’i olduğunda CIO’ların dört önceliğe sahip olduğunu belirtiyor:

– İş sonuçlarını belirlemek.

– Organizasyonel ve yetenek takımlarının aynı hizada olmasını temin etmek için iş liderleriyle birlikte çalışmak

– Güvenlik sorunlarını ve veri ihlali endişelerini çözmek.

– Çalışanların yazılım yeteneklerini değerlendirmek ve genişletmek.

“Çok az sayıda bağlantılı dünya sistemleri eksiksiz ve bu yüzden onlar mimari, entegrasyon ve çevik geliştirme uzmanlığı gerektiriyor” diyor Mines ve Pelino. “Bu sistemlerin uygulanması operasyonlar, tesisler ve ürün geliştirmeyle birlikte analitik uzmanlarının bir araya geldiği bir iş-teknoloji görev gücü ortaklığını gerektiriyor.” açıklamasını yapıyorlar.

Son olarak her ne kadar bu “nesnelerin” IP destekli olması bekleniyor olsa da, Nesnelerin Interneti’nin gerçek potansiyeli için IT endüstrisinin standart protokolleri benimsemesi gerekecek, diyor Milroy.  “Nesneler birbirleriyle ve onlarla bir araya gelen insanlarla iletişim kuramayabilir. Bizim bir ‘Siloların Internet’i’ yaratma riskimiz mevcut.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu