Neden önemli: Fiziksel yapay zeka, otonom robotlardan endüstriyel otomasyona uzanan geniş yelpazede geleceğin en kritik teknolojilerinden biri kabul ediliyor. NVIDIA Cosmos ise açık kaynaklı araçlar, güçlü modeller ve donanım çözümleriyle geliştiricilere bu alanda önemli bir üstünlük sunuyor.
NVIDIA, SIGGRAPH 2025’te fiziksel yapay zeka ve robotik geliştirme süreçlerine odaklanan “Cosmos” platformunu tanıttı. 7 milyar ve 56 milyar parametreli iki farklı versiyonla sunulan Cosmos-Reason modelleri, robotların fizik kurallarını anlamasını, nesneler arası ilişkileri kavramasını ve daha isabetli planlama yapmasını sağlıyor.
Büyük ölçekli fiziksel veri kümeleriyle eğitilen bu multimodal (görsel + dil) modeller, çevre algılama, hareket planlama, veri kümesi oluşturma ve video analizi gibi görevlerde yüksek doğruluk ve güvenilirlik sunuyor. Böylece robotlar, gerçek dünyada daha karmaşık ve fiziksel olarak uygulanabilir adımları hayata geçirebiliyor.
Simülasyondan gerçeğe hızlı geçiş
Cosmos platformunun bir diğer önemli bileşeni Cosmos Transfer modeli. Bu teknoloji, üç boyutlu simülasyonlardan veya uzamsal kontrol verilerinden gerçekçi video ve görsel veri üretimini hızlandırıyor. Böylece geliştiriciler, gerçek dünyada veri toplama maliyetini düşürerek modellerini daha hızlı ve güvenli şekilde eğitebiliyor.
Geliştirici araçları ve açık kaynak ekosistemi
Cosmos, yalnızca modeller değil, aynı zamanda geliştiricilerin kullanabileceği yazılım kütüphaneleri, simülasyon ortamları ve veri düzenleme araçlarını da içeriyor. Açık kaynak olarak sunulan bu ekosistem, farklı sektörlerden robotik projelere hızla entegre edilebiliyor.
Donanımda Blackwell dönem
NVIDIA, yazılım ve modellerin yanı sıra donanım tarafında da yeni çözümler sundu. RTX Pro Blackwell Server, robotik geliştirme süreçlerinde tek mimaride yüksek performans sunarken, DGX Cloud platformu ise bulut tabanlı yönetim ve ölçeklendirme imkanı sağlıyor.
Geleceğe yatırım
NVIDIA’nın fiziksel yapay zeka hamlesi, yalnızca veri merkezleri için değil, gerçek dünyada görev yapacak otonom sistemler için de kritik bir yatırım olarak görülüyor. Bu adım, robotların karmaşık görevleri daha güvenilir ve verimli şekilde yerine getirebileceği yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.





