Günlük dilde kadını yok saymaya devam ettikçe nihai hedefimize asla ulaşamayacağız!

Günlük ve profesyonel hayatta kadın ve erkek eşitliği için dil değişimini oldukça önemli bulduğunu vurgulayan SabancıDx Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Gökçe Kaya, “Günlük hayatımızda kullandığımız cümlelerde kadını yok saymaya devam edersek, nihai hedefimize hiçbir zaman ulaşamayacağımızı düşünüyorum. Dil, toplumsal ayrılıkların ve eşitsizliklerin oluşmasında ve sürdürülmesinde öne çıkan bir faktör. İnsanlara geçmişten beri kullanılan bu dilin yanlış olduğunu söylediğinizde, onları kendi içlerinde sorgulamaya itiyorsunuz” diyor.

Uzmanı olduğu alanda 20 yılı geride bırakan bir profesyonel Gökçe Kaya. Kadın çalışanların iş hayatında, özellikle teknoloji sektöründe hak ettikleri orana hala ulaşılamamış olmasına vurgu yapan Kaya, kadınların bu anlamda yollarını açmayı da kendine görev biliyor.

SabancıDx Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Gökçe Kaya bu ayki Kadın Kadına Teknoloji sayfamızın konuğu…  

Gökçe Hanım, öncelikle temsil ettiğiniz kurumdan bağımsız, bir kadın profesyonel olarak sizin, kadınların iş hayatında ve teknoloji alanında var olmasına yönelik düşüncelerinizi ve varsa çalışmalarınızı merak ediyorum.

Tarih boyunca kadınlara yüklenilen sosyal roller, kadınların gerek iş boyutunda gerekse toplumsal yaşamdaki varlığını, görünürlüğünü ve etkinliğini olumsuz yönde etkiledi. Söz konusu teknoloji olduğunda ise daha şaşırtıcı bir gerçeklikle karşılaşıyoruz. Zira genellikle “erkek egemen” bir kavram olarak tanınan teknolojinin insanlığın yaşamını değiştirmeye başladığı yıllarda kadınların belirgin izlerine rastlıyoruz. İlk algoritmanın yazılması, İkinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren “Enigma” şifreleme makinesinin sırrının çözülmesi, bugün dahi uydu telefonlarında kullanılan şifreli iletişim protokolünün geliştirilmesi ve daha pek çok yeniliğin arkasında tüm bu sosyal rollerinden sıyrılıp yeteneklerini sergilemeyi başarabilmiş kadınlar var. Günümüzde halen kadınların teknoloji sektöründeki varlıklarını konuşmamız bize bu gerçeği unutturmamalı ve bu noktaya nasıl gelindiğini iyi analiz etmeliyiz. Zira tarihsel işleyişte net olarak görüyoruz ki, kadınlar iş ve toplumsal rol dengesini daha kolay yakalayabilecekleri düşünülen alanlara yönelmeye teşvik ediliyor ve bir bakıma ufukları daraltılıyor.

Fırsat eşitliği kapsamında kadınların teknoloji eğitim erişimine katkı sunarak, kadınların çok yönlü düşünme, çoklu görev becerisi, azimli ve duyarlı olma, duygusal zekaya sahip olma gibi özelliklerinin teknoloji dünyasına kattığı değerin artması gerekiyor. Kadınların öne çıkan bu özellikleri geleceğin insanı için aranan yetkinlikler. Riski yönetme, sağduyu, empati, sosyalleşme… Bunlar da kadınların sahip oldukları özellikler ve aslında her ne kadar üzerinde çalışılsa da yapay zekada eksik olan özellikler. Şu çok net ki kadınlar teknolojiye bu çok yönlülükleri ile hem renk hem güç katıyorlar.

Kurumsal İletişim ve Pazarlama alanında geride bıraktığım 20 yılın 15 yılından fazlasını teknoloji sektöründeki pek çok global ve yerli şirkette geçirdim. Bu yolculukta birbirinden farklı şirket kültürlerini deneyimlemenin bugün geriye baktığımda ne kadar değerli olduğunu daha net görüyorum. Kapsayıcılığa ve çeşitliliğe önem veren kurumlar, farklı fikir, beceri ve düşünce biçimine sahip olmanın getirdiği fırsatları rekabet avantajına dönüştürebilen; fikirlerin pozitif anlamda çarpıştığı, üretken yapılardır. Özellikle teknoloji dünyasının hızla değişen, yaratıcı ve çevik yapısı içerisinde bu özellikler vazgeçilmez nitelikte. Sektöre katılan bu değere karşın halen kat edilecek çok yol var. Çünkü, teknoloji dünyasına ilgi duyan kadın mühendis ve sektördeki kadın sayısı geçtiğimiz on yıllara kıyasla artmış olmasına rağmen hak ettiği orana ulaşılabilmiş değil. Kadınların teknoloji sektöründeki oranının artması için onların yollarını açmayı en önemli görevlerinden biri olarak görüyorum.

SabancıDx’in pek çok vizyoner çalışmasına şahit oluyoruz. Bu noktada; içeride durumlar nedir? SabancıDx bünyesinde kaç kadın çalışan bulunuyor? Rakamlarla ifade edebileceğiniz öne çıkan detaylar var mı? 

SabancıDx’te tüm kapsayıcılığa ve çeşitliliğe önem veren kurumlar gibi farklı fikir, beceri, düşünce biçimine sahip olmanın avantajlarının rekabet avantajına dönüştüğü veesnek çalışma imkanının sunulduğu inovasyona dayalı bir çalışma ortamı yaratılmış durumda. Kurumumuzda kadın çalışan oranımız yüzde 33 oranı ile sektör seviyelerinde ve bu oranın daha da artması hedefleniyor. Yürütme kurununda kadın oranımız ise yüzde 50 ile sektörün üzerinde.

Beyin göçünü azaltmak ve ülkemiz gençlerinin hayallerine yönelik olarak SabancıDx, yenilikçi, açık görüşlü, farklı fikirlere değer veren yönü ile çalışanlarına en iyi ortamı sunuyor, umutlu geleceğe değer katmak için çalışmalarını sürdürüyor.

“Profesyonel hayatta kadınlarla erkeklerin eşit fırsatlara sahip olması” vurgusunu çok fazla duyuyoruz. Bir yandan da ülkemizde bu anlamda atılan çok önemli adımlar var. Ancak hala eşitlik kavramı sözlüğümüzden çıkamamış durumda. Bunu siz bir kadın olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve fırsat eşitliği kapsamında hatırı sayılır bir yol kat etmemiz için değiştirmemiz gereken çok fazla anlayış ve alışkanlık var. Bu doğrultuda, atılan önemli adımların yüksek sesle takdir edilmesi ve alkışlanması gerekse de günün sonunda “eşitlik” kavramına ihtiyacımız olmadığında bu adımların asıl değeri ortaya çıkacak.

Günlük hayatımıza ve dilimize yerleşecek bir anlayış değişikliğine gidilmesi gerekiyor. Konulara kadın-erkek değil insan penceresinden bakıldığında, cinsiyet değil üretkenlik konuşulduğunda ve farklılıkların kattığı değer görüldüğünde daha farklı bir yaşam ortaya çıkacak. Cesur adımlara, iyi örneklere ve her daim desteğe çok ihtiyaç var. Teknoloji sektörü öncü ve yenilikçi yapısı ile bu misyonla çok örtüşüyor. Sektördeki bir kadın iletişimci olarak, bizlere önemli bir rol düştüğüne inanıyorum. Bu doğrultuda, kadınları destekleyen projeler geliştirmekten büyük mutluluk duyuyorum.

Biz bazı röportajlarımızda, kadınların iş hayatındaki yerine dair atılan farklı adımlara şahit oluyoruz. Örneklemek gerekirse, bunlardan en bilineni, “iş kadını” yerine “iş insanı” tanımı. Şirketler bu dili değiştirmek için farklı uygulamalara gidiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu şekilde bir dil değişikliği eşitlik konusunda gerçekten bir destek oluşturabilir mi?

Dil değişimini oldukça gerekli ve önemli buluyorum. Günlük hayatımızda kullandığımız cümlelerde kadını yok saymaya devam edersek, nihai hedefimize hiçbir zaman ulaşamayacağımızı düşünüyorum. Dil, toplumsal ayrılıkların ve eşitsizliklerin oluşmasında ve sürdürülmesinde öne çıkan bir faktör. İnsanlara geçmişten beri kullanılan bu dilin yanlış olduğunu söylediğinizde, onları kendi içlerinde sorgulamaya itiyorsunuz. Alışkanlık sebebiyle insanlar hata yapmaya devam etse de bunu düzeltmek için çaba sarf ediyorlar ve kendi içlerinde bir farkındalık oluşuyor. Bu farkındalık ise sadece dilin değişimiyle kalmıyor, diğer günlük davranış biçimlerine de yansıyor, bir kültür yaratıyor.

Erkekler ve kadınlar arasındaki fırsat eşitsizliğini nasıl yorumluyorsunuz? Bu konuda kişisel yorumunuzu özellikle merak ediyorum.

KONDA verilerine göre, Türkiye’deki kadınların yüzde 18’i üniversite mezunuyken, eğitim almayanların oranı ise yüzde 12. fırsat eşitsizliğinin olmadığı bir yapıda bu iki oran arasında önemli bir fark olması beklenir. Sağlam ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın güvence altına alınabilmesi için ülkelerin, kadınların toplum içindeki yerini güçlendirmeleri ve kadınların ve kız çocuklarının eğitimine önem vermeleri gerekiyor. Tüm dünyada yaşanan bu eşitsizlik, kadınların şirketlerdeki popülasyonu, yarattıkları katma değer ve sürdürülebilir gelecek için kadınlara duyulan ihtiyaç arttıkça yok olacak.

Ülkemizde erkek ve kız çocuklarının meslek seçiminde belirli mesleklere kodlandıklarını hala görmekteyiz. Bunu tersine çevirmek için Türkiye’deki girişim ve çalışmalar da arttı elbette. Siz bunları yeterli buluyor musunuz? Artı olarak önerileriniz olur mu?

Türkiye’deki yetkin insan kaynağı ihtiyacı, bir eğitim programı veya bir online eğitim platformuyla karşılanacak boyutta değil. Öte yandan büyük küçük her adım çok kıymetli. Şu an için beyin göçüyle kaybettiğimiz ve maalesef kaybedeceğimiz yetenekleri de hesaba kattığımızda daha çok proje üretmemiz gerektiğini görüyoruz. Hedefe ulaşmamız için her fırsatta sahip olduğumuz yetkinlikleri, yolun başındaki gençlerimizle paylaşmamız ve onlara el uzatmamız gerekiyor.

Son olarak, Wtech ile çok önemli bir çalışma başlattınız. Bunun detaylarını alırken, özellikle siber güvenlik ve analitik eğitiminin gerekçesini de öğrenmek isteriz. Bu alanda ihtiyaç daha fazla olduğu için mi? Ya da ilgi mi daha fazla? Biraz detaylandırabilir misiniz?

Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) ile güçlerimizi birleştirerek yeni yılda “Geleceğin Yüzleri” projesini başlattık. Proje kapsamında 100 kadına siber güvenlik ve analitik alanlarında eğitim imkanı yaratıyoruz. Projeyi, teknoloji sektöründe yetkin insan kaynağı ihtiyacına çözüm sunma ve kadınların potansiyellerini açığa çıkararak onları bilişim sektörüne kazandırma amacıyla hayata geçirdik. Bu projeyle katılımcılar, iki ay boyunca online ortamda görecekleri 40 saatlik canlı eğitim sonrasında uluslararası seviyede geçerli sertifikaya sahip olma fırsatını yakalayabilecek. Programı, sürdürülebilir gelecek için en önemli yeni nesil teknolojilerinden, SabancıDx’in de stratejik odağında yer alan siber güvenlik ve analitik üzerine kurguladık. Tasarrufun, verimliliğin ve belirsizliklerle dolu geleceğin anahtarı veri analitiğinde yatıyor. Hepimiz, her gün internet ortamına yüzlerce veri bırakıyoruz. Üstelik bu veriler çoğunlukla sağlık veya kredi kartı bilgisi gibi hem kişisel hem de özel bilgiler barındırıyor. Bu verilerin siber güvenlik alanındaki teknolojilerle korunarak, kurumların ve kişilerin zarar görmelerinin engellenmesi gerekiyor. Bu program kapsamında eğitim alan katılımcılar, siber güvenlik ve analitik alanında teknoloji sektöründeki yetenek açığı sorununa katkı sunarken, bizim için de potansiyel iş arkadaşlarımız olacaklar.

Rakamlar

*Türkiye, yüzde 37,11 ile STEM bölümlerinden mezun kız öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke.

*Türkiye’de kadın istihdamının yüzde 7’si Bilgi Teknolojileri alanında.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu