Avrupa’nın en yüksek kapasiteli veri merkezi test laboratuvarı Türkiye’de

Avrupa’nın en son teknolojiye sahip veri merkezi test laboratuvarını Türkiye’de açan Systemair, uzun yıllardır sektöre öncülük ediyor.

Systemair Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Eroğlu: Performans testleriyle, belirlenen koşullar ve uygulanan yük altında test yapılan sistemde oluşabilecek darboğazları ortaya çıkarıyor ve sistemin genel performansını ölçüyoruz.”

Avrupa’nın en son teknolojiye sahip Veri Merkezi Test Laboratuvarı 365 Performance Center’ı Türkiye’de açan İsveç merkezli global iklimlendirme devi Systemair, veri merkezi çözümleriyle uzun yıllardır sektöre öncülük ediyor. Şirket, karbon etkili ve yüksek verimli cihazlar üreterek, ürünlerinin çevresel etkilerini optimize etmek için de çalışmalar yapıyor. Fabrika kabul testlerini artık kendi bünyesinde yapacak Systemair’in Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Eroğlu ile veri merkezlerindeki iklimlendirmeleri, test laboratuvarını daha fazlasını konuştuk…

Veri merkezlerinde iklimlendirme ve soğutma nasıl farklılaşıyor? Systemair bu çerçevede ne gibi çözümler sunuyor?

Hassas iklimlendirme çözümlerine ihtiyaç duyulan veri merkezlerinde büyük ölçekli veriler depolanıyor, verilerin depolanabilmesi için ise çok komplike ve büyük ekipmanlar kullanılıyor. Bu ekipmanlar oldukça yüksek ısı yaydığından ortam sıcaklığı da buna paralel olarak yükseliyor. Hem depolama hem de istasyon ekipmanlarının yaydığı ısı, makinelerin bozulmasına ve milyonlarca verinin kaybolmasına neden olabileceğinden mutlaka iklimlendirme ve soğutma sistemleri kullanılması gerekiyor. 

Systemair olarak sıcaklığı, nemi, temiz hava hareketlerini ve mahaldeki insan sağlığını korumak için oluşturduğumuz entegre çözümlerle öne çıkıyoruz. İklimlendirme ve soğutma sistemlerimizdeki en önemli amaç, veri merkezlerindeki ekipmanlar için en uygun hava şartlarını sağlamak. Yeni veri merkezi soğutma cihazımız Geniox Tera, en düşük güç ve su tüketimiyle çevre dostu çözümlere odaklanılarak geliştirildi. Optimize edilmiş tasarımı sayesinde, iç basınç kaybı ve hava hızı minimumda tutularak en düşük fan güç tüketimi sağlayan bu cihaz, dış hava ile ısı transferi yapıyor. Bu sayede, düşük enerji tüketimi ile veri merkezlerinin enerji verimli olmasına katkıda bulunuyoruz. Geçtiğimiz aylarda ise Avrupa’nın en yüksek kapasiteli veri merkezi test laboratuvarını açtık. 20 milyon TL yatırımla faaliyete geçirdiğimiz bu tesisin dünyadaki veri merkezi soğutma çözümlerine yeni bir soluk getirmesini hedefliyoruz. Bu veri merkezi test laboratuvarı ile fabrika kabul testlerini kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. 

Veri merkezi test laboratuvarı tam olarak nasıl fayda sağlıyor? Kullanıcılar hangi bilgilere kavuşmuş olacak?

Bilindiği üzere veri merkezi soğutma sistemlerinin eksiksiz ve sorunsuz çalışabilmesi için fabrika kabul testleri çok önemli. İlgili proseslerde yaşanabilecek herhangi bir aksaklık zincirin tüm halkalarını etkileyeceğinden hatasız bir süreç yönetimi hayati bir değer sahip. Biz 365 Performance Center ile bu testleri kendi bünyemizde yapıyoruz. Bu sayede veri merkezi soğutma çözümleri sunduğumuz müşterilerimizin ürünlerini teslim etmeden önce burada belirli prosedürleri takip ederek test edip ve onaylayabiliyoruz. Performans testlerinin amacı, belirlenen koşullar ve uygulanan yük altında test yapılan sistemde oluşabilecek darboğazları ortaya çıkarmak ve sistemin genel performansını ölçmek. Bu bağlamda, yarı mamullerin ve yaptığımız hesaplamaların nihai cihazla aynı olduğunu ispatlamayı hedefliyoruz. Bunu yaparken enerji tasarrufunu maksimize edecek bir test düzeneği kullanmak ise çevreyi korumak adına en önemli sorumluluğumuz… Laboratuvarımızın uluslararası standartlara uygunluğu nedeniyle hem uzun yıllardır sağladığımız testleri artık daha verimli bir şekilde gerçekleştireceğiz hem de enerji verimliliğiyle geleceğimizi koruyacağız. Ek olarak, benzer laboratuvarlar kış simülasyonu için gerçek kış mevsimini beklerken biz mevsim şartlarından bağımsız olarak +45°C yaz ve -5°C kış simülasyonu sağlayabiliyoruz. 

Veri merkezi soğutma projelerinde en çok dikkat edilmesi gereken husus nedir, en büyük yanlışlar nerede yapılıyor?

Veri merkezi, sıcaklık ve nemin kontrol edildiği, elektrik kaynağının stabilize edildiği ve kesintisiz olduğu özel şekilde iklimlendirilmiş bir alandır. Diğer unsurların yanı sıra yapısal kablolama, denetimli erişim, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama ve söndürme sistemlerine de ev sahipliği yapan veri merkezleri, bir şirketin IT sistemlerinin ve donanımının tümünü kapsıyor. Dolayısıyla çok dikkat edilerek yatırım yapılması gereken bir alandır ve titiz bir şekilde yürütülmelidir. Nem, bir veri merkezinde bulunan donanıma tehdit unsurlardan en az gözle görülenidir. Bir veri merkezinde bağıl nem ile ilgili olarak iki olası tehlike bulunur. Birincisi elektrostatik deşarj olasılığıdır ve nem çok düşük olduğunda gerçekleşir. Ayrıca, bu olasılık sıcaklık düşük olduğunda da artar. Elektrostatik deşarj insanlar tarafından oldukça zor fark edilebilir ve genelde yaralanmalara yol açmaz. Ancak, 10 Volt değerindeki bir deşarj donanıma hasar verebilir. İkincisi ise korozyondur. Bu durum metalik bir donanım, donanım ıslandığında veya havadaki su yoğuşmasının sonucu olarak küçük damlalar oluştuğunda veya suya maruz kaldığında oluşur. Örneğin; yüksek nem bulunan bir ortamda, sunucuların içerisindeki elemanlar hasar görebilir ve veri kaybı yaşanabilir. Buradaki ana nokta, yoğuşma ve elektrostatik deşarjın engellendiği bir ortamda, nemin optimum bir aralıkta tutulacak şekilde dengelenmesidir.

Soğutma kapsamında, veri merkezleri için en önemli konulardan biri de IT donanımına giren havanın sıcaklığıdır. Bu anlamda, koridorların kapatılması ve ortaya çıkan sıcak-soğuk alanların fiziksel ayrımı enerji verimliliğini artırmak için çok önemlidir. Veri merkezlerinde rafların ve koridorların konumlanmasına bağlı olarak ortaya birçok sorun çıkabilir. Özellikle de enerji maliyetlerinde artış gözlemlenebilir. Bu noktada yerleşim tipleri çok iyi belirlenmeli gerekirse sıcak ve soğuk hava akımlarının birbirlerine karışma olasılığını ortadan kaldırmak için sıcak ve soğuk koridorların yalıtılması gündeme gelmelidir. Buna ek olarak, IT donanımı bulunan odalarda sürekliliği garanti altına almak amacıyla, kesintisiz çalışma için uygun yedekleme bulunmalıdır. 

Son zamanlarda küresel iklim değişikliği çok konuşuluyor. Daha önce kurulmuş veri merkezlerinde, bu değişikliğin bir yansıması olur mu? 

Azalan doğal kaynaklar ve bu kaynakların aşırı tüketiminin olumsuz etkileri son yıllarda iyice belirginleşirken sürdürülebilirliğe olan talep giderek artıyor. Bu durum, ekosistem üzerindeki yükün azaltılması ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu doğrultuda, sera gazı emisyonları ve iklim değişikliğini sınırlandırmaya yardımcı olmak üzere enerjinin azaltılması gerekiyor. Üstelik pandemiyle katlanarak artan uzaktan çalışma ve eğitimle birlikte veri iletişimi de büyük önem kazandı. Gündemde olan 5G, üretimde IoT kullanımı, yapay zekâ uygulamaları ve mobil iletişim de veri trafiğini muazzam bir şekilde artırıyor. Dolayısıyla bu durum, değişimi zorunlu kılıyor. Daha önceden yapılmış veri merkezleri, yapılacak bazı düzenlemeler ve kompakt tasarımlarla kendini güncelliyor. Örneğin; dış üniteye ihtiyaç duymaya entegre mekanik soğutma sistemleri, enerji tasarrufu sağlayan EC fanlar giderek daha fazla kullanılıyor. Enerji tasarruflu Endirekt Free Cooling teknolojiler öne çıkıyor. Biz de iklimlendirme sektörünün teknoloji öncüsü olarak sürdürülebilirliği inovasyonla bir araya getirdiğimiz veri merkezi soğutma ürünleriyle çevreyi korumayı hedefliyoruz. Bu hassasiyetle geliştirdiğimiz Geniox Tera Endirekt Free Cooling cihazı, dış havayı ve suyun doğal soğutma etkisini kullanarak veri merkezlerini soğutmak için özel olarak tasarlandı. 

Veri merkezlerindeki en büyük sorunlardan biri de enerji maliyetleri, doğru soğutma teknolojileri nasıl bir maliyet tasarrufu sağlıyor? 

Şu anda veri merkezleri, dünya enerjisinin yaklaşık olarak yüzde 2’sini harcıyor. IT ekipmanları, serverler gibi cihazlardan sonra en fazla elektriği soğutma sistemleri harcıyor. Depolama kapasitesi ve daha kompakt ekipmanlar sürekli olarak artarken veri merkezleri için uygun maliyetli soğutma ihtiyacı talebi doğuyor. Veri merkezlerinin sadece güvenilir bir şekilde çalışması yetmiyor, bunun yanı sıra enerji verimli olmaları ve gelecekte ortaya çıkacak çevresel gerekliliklere de uyum sağlamaları gerekiyor. Enerji maliyetlerindeki tasarruflar bir veri merkezinin kârlılığına büyük ölçüde katkı sağlayacağı için enerji verimli bir soğutma sistemine sahip olması gerekir. Yeşil BT olarak isimlendirilen elektrik kullanımı düşük, karbondioksit emisyonu en düşük ölçüde olan doğa dostu teknolojiler giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Konuyla ilgili uzmanlar, Yeşil BT yaklaşımının enerji giderlerinde yüzde 40’a kadar maliyet tasarrufu sağlayacağını düşünüyor. Aynı şekilde “Free Cooling” teknolojisi sayesinde elde edilen enerji verimliliği hizmet bedellerini de doğrudan etkileyerek kullanıcılara maliyet avantajı yaratıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu