Mekana değil işe odaklanma vakti: Ev ofise, ofis eve dönüşüyor!

Şirketler için artık ofise değil, işe odaklanma vakti olduğunu söyleyen Han Spaces Kurucu Ortağı Gizem Burteçin, “Yeni dönemde ev ofise, ofisler de eve evriliyor. Evimiz gibi güvenli, hijyenik ve bizi rahat hissettiren ofislere ihtiyacımız var. Ve anladık ki hepimiz ofise gitmek zorunda değiliz, o halde bizi ofise çekecek bir kültür, kullanıcı kolaylığı ve uçtan uca hizmet dünyası olmalı.” dedi.

Alkaş Gayrimenkul ve Nurus ortaklığı ile kurulan HAN Spaces, yüzyıllar öncesinden gelen iş hanı kültürünü teknolojiyle buluşturan, insana ve doğaya saygılı çalışma alanları tasarlayan ve yöneten bir iş platformu ve Proptech şirketi. HAN Spaces kurumsal ofis, sanal ofis, coworking ve özel masa seçeneklerini kurumların ihtiyaçlarına yönelik uçtan uca hizmetlerle sunarken, HAN Flex Ofis ve Hibrit çalışma modelleri ile şirketlerin kısa veya uzun dönemli talepleri doğrultusunda çalışma alanları geliştiriyor ve yönetiyor. İlk lokasyonu Levent’te yaklaşık 7 bin metrekare bir binayı işleten HAN Spaces, pandemi döneminde ihtiyaç duyulan esnekliği, konforu ve teknolojik altyapıları sağlıyor. HAN Spaces Kurucu Ortağı Gizem Burteçin ile yeni nesil işhanı konseptini, değişen, gelişen iş hayatı ve PropTech ekosistemi üzerine konuştuk…

HAN Spaces nasıl doğdu, biraz bahseder misiniz?

İlgili Makaleler

Biz HAN’ı kurgularken önce dünyadaki örneklere baktık sonra kendi özümüze döndük. Kendi kültürümüze baktığımız zaman hanlar aslında belki bin yıl öncesinden bugünün paylaşım ekonomisini ve paylaşımlı ofislerini ortaya koymuş yapılar. Türk ve Anadolu misafirperverliği ile beraber, çok doğru lokasyonlarda konumlanan, ticaretin kalbi olan, göz göz odaları olan  çalışma alanları. Bugün ihtiyaç duyduğumuz ve hayal ettiğimiz çalışma düzenini, hanlarda tekrar yaşatalım.

Biz kendimizi sadece bir paylaşımlı ofis olarak görmüyoruz. Coworking hizmeti de veriyoruz ama aslında bir proptech (gayrimenkul teknolojileri) şirketiz. Bunun üzerine işletmeyi koyduk ve bir iş ağını hayata geçiriyoruz. İşimiz binalarla olsa da odağımızda insan var ve çözüm hizmet, tasarım ve teknoloji. İnsanlar nasıl çalışmak istiyor? Çalışma hayatı nereye evriliyor? Neye ihtiyaç duyuluyor? Nasıl bir işletme olmalı? Standart ve sıkıcı plaza hayatını dönüştürmek, ofislere ve binalara hayat vermek istiyoruz. Neden çalışma alanları yeşil ile, sanat, kitaplar ve renkli topluluklarla daha keyifli hale gelmesin? En iyi şekilde işletip uçtan uca şirketlerin, kurumların ve bireylerin ihtiyaç duyacağı hizmetleri veriyoruz.

Bir yandan bütün iş yapış modellerimiz değişiyor ve bu iş yapış modellerimiz değişirken de siz Re-Set isimli bir oluşumla da bu iş yapış modelini tanımlamaya çalışıyorsunuz. Re-set fikri nasıl doğdu?

Bu bir tasarım düşüncesi. Bazı şeyler doğru zamanda ihtiyaçtan ortaya çıkıyor. Mart ayının 16’sında, pandemi sürecinin farkına vardığımızda hızlı aksiyon alınması gerektiğini de fark ettik. Bu sorumlulukla Önceliğimiz insan olunca insanların sağlığına, yarın ofislerine dönerken ‘virüs kapar mıyım, aileme bulaştırır mıyım?’ endişesini taşımadan gönül rahatlığıyla çalışabilmesine ve şirketlerin verimliliğine odaklandık; esnek ve verimli alanlara dönüşümün aynı zamanda sağlıklı, sürdürülebilir olması yönünde katkı sağlamak istedik. Yeni dönemde çalışma alanlarının standartlarının belirlenmesi için bir ortak akıl platformu olan Re-Set Workspace’i hayata geçirdik. Öncülüğünü yaptığımız Re-Set Workspace ile farklı alanlarda görüş bildiren dernekleri, iş dünyası liderlerini, akademisyenleri, tasarım, teknoloji ve sağlık konularında öncü isimleri bir araya getirdik.

MESS ve Nurus ana sponsorluğunda düzenlediğimiz oturum, komisyonlar sonucunda ‘Türkiye İş Hayatı ve Çalışma Alanları Yeni Dönem Raporu’nu yayınlıyoruz. Düzenlediğimiz Ideathon’da mimariden, insan kaynaklarına, teknolojiden, sağlık ve sürdürülebilirliğe farklı platformlarda yer alan 60 lider ile 12 hafta boyunca  gelen  farklı bakış açıları ile kamuoyunu bilgilendirdik. Future Bright araştırma şirketi çalışanların beklentilerini ortaya koyan kalitatif ve kantitatif araştırmalar düzenledi. İnsan, Çalışan Sağlığı ve İş Yeri Güvenliği, Sürdürülebilirlik, Tasarım, Teknoloji ve Çalışma Alanlarının Geleceği alanlarında 6 komisyona 120 üst düzey yönetici, uzman ve akademisyen değerli görüş ve önerileri ile katkı verdi.  Esnek çalışmadan, yeni dönem çalışma modelleri ve teknolojik adaptasyona, hukuki mevzuattan, iş yaşam dengesi ve sürdürülebilirliğe, ofise dönüşte alınması gereken önlemlerden çalışma alanlarındaki tasarım ve altyapısal değişikliklere kadar iş kültürü ve çalışma alanlarını her yönden ele aldık.

Önceliğimiz sağlık ama sağlığın da ötesinde bu yeni dönem birçok değişimin yaşandığı bir dönem. O zaman bu dönem bir fırsattır. Esnek çalışma açısından, teknolojiye doğru şekilde entegre olmak, akıllı binalar, yeşil binalar ve sürdürülebilirlik açısından, engellilerin binaya girip çıkabilmeleri ve erişilebilirlik açısından çok değerli kazanımlar elde edebileceğimiz bir dönem. Binaların sadece aklı olması yetmez ruhu da olmalı. Binaların yeşil olması lazım, sürdürülebilir olması, yaşanabilir olması, hava alıyor olabilmesi lazım. Bu sebeple yeni dönem standartlarını hep birlikte konuşmak ve belirlemek istedik.

Re-Set Workspace, MESS ve Nurus ana sponsorluğunda, Turk-Net co-sponsorluğunda, Bahçeşehir Üniversitesi, Bilişim Vadisi, Girişimcilik Vakfı, Great Place to Work, İDEALİST İç Mimarlık Derneği, Özyeğin Üniversitesi ve PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği) gibi değerli paydaşların katılımı ve Alkaş organizasyonuyla hayata geçti. Cisco, Daikin, Doğa HSE, EY, Hafele, ISS, IFS, Johnson Controls, Kayalar, Labirent, Logitech, Mey Diageo, Ofix, Organik Kimya, Özay Hukuk, Rasyotek, Samur Halı, Schneider Electric, Sensormatic, Servis 365, Tahincioğlu, Vemus gibi hem ofiste çalışan hem de ofis için çalışan şirketlerin de bilgi, birikim ve desteğiyle oluşan ortak akıl çalışma alanlarına standartlarına reset atıyor.

Peki sizce, ofisler dönüşümü hızlı bir şekilde yapabilecek mi veya insanlar geri gelecek mi veya atıl durumda kalmış ofislere neler olacak?

Bizce bu dönüşüm hızlı yaşanacak. Gelecek bize artık daha esnek çalışmayı getirecek. Bu sıçrama bize çevikliğin ve esnek çalışmanın mümkün olduğunu gösterdi. Burada trafik yönünden de bir esnek planlama gerekiyor. Öncelikli olarak kısa vadede aynı anda ofise dönülmeyecek. İnsanların bir kısmı departmanlarına göre evden çalışmaya devam edecekler. Bazı günler ofise gelecekler. Bazı departmanlar tamamen freelancer gibi evden de çalışabilecekler. Ofis binalarındaki boşluklardan da bahsetmek gerekirse bu dönem öncesinde bile A ve B sınıfına baktığımız zaman, İstanbul’da 6 milyon 500 bin metrekare toplam ofis vardı. Bunun yüzde 25 bazı kaynaklara göre yüzde 30’u boş ofis. Zaten bu kadar boşluk varken bir ekonomik verimsizlikten bahsediyoruz. Sadece ofisle kalmıyor. İşin satın alma kalemleri, işletmesi, kafeteryası, verilen hizmetleri, temizliği, güvenliği var. Çok ciddi bir maliyet kalemi olduğu için verimlilik tedbirleri böyle dönemlerde muhakkak ki alınacak. Binaların alanları tabii ki küçülmeyecek ama ofislerin alanları olarak baktığımız zaman belki yarıya inecek, belki daha da küçülecek. Boşluk oranları artabilir. Talep tarafı esnekken aynı şekilde arzında daha esnek olması lazım. Aslında akıllı bina mantığını akıllı metrekare sunuyor olması lazım, hizmet sunuyor olması lazım. Yani şirketler için artık ofise değil, işe odaklanma vakti. Bizim gibi operatörlerin daha fazla uçtan uca hizmetler ve hazır ofisler sunacağı bir modele doğru evirilmek durumundayız.

İşin proptech kısmında iki ayrı yapı var. HAN IQ bir bina yönetim ve işletim sistemi. Ofislerin bakım onarım ve taleplerinden, kullanıcı kontratlarına farklı bileşenleri içeren bir ERP sistemi. HAN App ise kullanıcının kolayca çalışma alanına, toplantı odalarına check in yapmasını sağlayan, kullanıcı kolaylığı sunan bir platform. Bir çalışan  evde çalışmak istemiyor olabilir ama bu çalışan günde üç saatini de trafikte harcamak istemiyorsa o zaman evine yakın bir uydu ofisten çalışabilmelidir. Bu uygulama insanlar esnek çalışmasını, istediği kadar zaman istediği kadar mekan kullanmasını sağlıyor. Şirketlerin de anlaştığı akıllı bir çözümle o çalışan bir check-in yaparak evine en yakın hana gidip orada çalışabilmeli. Dolayısıyla bizim vizyonumuz da hep kolaylık ve teknolojik entegrasyon doğrultusunda şekilleniyor.

HAN tarafında da Nurus’un mobilya tarafında da çözümleri hep akıllı olmak üzerine yapılandı

Ofis mekanları değişiyor, ofislerin içleri değişiyor… Bir yandan da Nurus’tan bahsediyoruz. Türkiye’nin çok önde gelen mobilya dizayn atölyesi.  Pandemi sonrasında sağlık gerekçelerini ön planda tutan farklı mobilya tasarımları da gelir mi sizce?

Gelir. Çünkü Re-Set workspace’in çıkışında bile gerçekten Nurus DNA’sının izi var. Kısa dönemde baktığımızda ki Nurus sadece ofis işinde değil, havaalanları tarafında da mobilyalar hem yurtiçinde hem yurtdışında üreten bir firma. İşin eğitim, hastane kısmı var. Bütün bunların ihtiyaçlarına baktıkları zaman Nurus açısından da farklı tasarımlar, farklı çözümler tabii ki de söz konusu olacak. Kısa vadede seperasyon gibi, modülerlik gibi, esnek mekanizmaların devreye girmesi gerekiyor. Mekanın kendisinin de esnek olması gerekiyor, mobilyanın da akıllı olması lazım. Ofis IoT dediğimiz bir dünyası var Nurus’un. HAN tarafında da çözümlerimiz, Nurus’un mobilya tarafında da çözümleri hep akıllı olmak üzerine yapılanmış durumda.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu