BYOD çalışanları daha mı verimli?

Kendi cihazını getir (BYOD), iş ile kişisel yaşam arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran bir hareket. Nihayetinde BYOD çalışanların kişisel akıllı telefonlarını ve tabletlerini iş amaçlı olarak kullanmasıyla ilgili. Peki çalışmaları gerekirken insanların Facebook’larını kontrol etmeleri veya hafta sonlarında işle ilgili e-postaları okumaları anlamına mı geliyor?

Diğer bir ifadeyle, BYOD çalışanların verimliliğini arttırıyor mu yoksa engelliyor mu?

Bunun kolay cevabı elbette ikisi de. Fakat eğer CIO’lar bir BYOD programını destekleyeceklerse çalışan performans kazanımları tarafında ölçeği belirlemeleri gerekiyor. Çünkü kötü bir biçimde yönetilmiş mobil BYOD programları firmanın sahip olduğu cihaz programlarından daha yüksek maliyete sahip oluyor.

Diğer CIO’ların ise BYOD programlarıyla ilgili pek fazla seçeneği yok; insanlar iş yerlerinde bazı teknolojik cihazları ısrarla istemekte yarış yapıyor. “IT üzerindeki baskı çok yoğun,” diyor Aberdeen Group analistlerinden Andrew Borg. “Tehlike şu, ‘Bana istediğim şeyi ver yoksa kendim alacağım’.”

Teselli şu ki BYOD gerçekten çalışanların verimliliğini arttırıyor.

Şu olası senaryoyu ele alın: Çalışanlardan birisi işletmenin verdiği BlackBerry cihazı yerine kişisel iPhone’unu kullanmak istiyor. Söz konusu kişi hevesli bir şekilde daha az özelleştirilebilen BlackBerry yerine güncel verileri sağlaması için iPhone’unu verimlilik araçları ve uygulamalarla kişiselleştirecek.

Bunun sonucunda kişisel iPhone’u onun yanıt vermesini hızlandıracak.

“Onlar aynı zamanda cihazlarını sadece iş saatlerinde değil sürekli yanlarında taşıma eğiliminde. Bu da daha erişilebilir olmaları anlamına geliyor,” diyor Borg.

BYOD ayrıca işe alımlara da yardımcı oluyor ve yeni çalışanların işe alınmasını hızlandırıyor. Mobil cihazlar aynı bir cüzdan ya da çanta gibi fazlasıyla kişisel oldu. Dolayısıyla potansiyel çalışanlar kendi kişisel cihazlarını kullanmalarına izin veren bir firmada çalışmak isteyecektir. Cihazlarına alışkın olduklarından, mesela iPhone, BlackBerry’nin akrobasisini ve kısayollarını öğrenmeye ihtiyaçları yok.

“En büyük seçimi sağlamanın yolu bir BYOD programıdır,” diyor Fortune 100 firmalarından yazılım ve servis sağlayıcısı Mobi Wireless Management’ın kurucu direktörü Brandon Hampton. “Bu, en parlak çalışanların peşinde olan rekabetin yüksek olduğu endüstriler için (örneğin hukuk firmaları) iyi olabilir. Bu ekstra bir kazanç.”

Fakat CIO’lar niteleyici söylentiler yerine niceliksel ölçümleri tercih ediyor ve BYOD’un performans kazanımları çok belirgin değil.

Aberdeen, BYOD üretkenlik kazanımlarına, yeni cihazların iş akışı verimliliklerini nasıl geliştirdiği açısından bakılmasını öneriyor. “Her ne kadar spesifik süreçlerin ve rutin aktivitelerdeki azaltılan dakikaların tahminlerini ölçmek cazip olsa da, aksi halde her yerde bulunan mobil erişim olmaksızın oluşabilecek uzun darboğazlara yol açacak iş akışlarına bakmak önerilir,” diye konuşuyor Borg.

BYOD programlarının popüler bir adayı olan iPad, yakın zamanda 100 yıllık hidrolik üreticisi Eaton firmasının ürün satış biçimini değiştirdi; temel olarak satış sürecini altüst etti. CIO Justin Kershaw, çalışan verimlilik kazanımlarını, gelen siparişleri ve satış döngüsünün uzunluğunu görüntüleyerek ölçüyor.

“Eski süreçte bu günler, haftalar alıyordu ve şimdi biz bunu saatlere, hatta dakikalara indirmiş durumdayız,” diye konuşuyor Kershaw.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu