Sanallaştırma performans yönetimi: Efsaneler ve gerçekler

Performans yönetimi tüm sanallaştırma girişimlerinin azami seviyeye çıkartılmasının önemli bir bileşeni olmuştur. Fakat var olan birçok efsane bütün bir sanallaştırma girişimini sekteye uğratabilir. IT’nin konuşlandırmaları başarılı bir biçimde ölçekleyebilmesini sağlamak için en büyük efsaneleri ve bunlarla bağlantılı gerçekleri veriyoruz.

Efsane No. 1: VDI ve masaüstü yöneticileri sadece sunucu ölçümleri hakkında endişelenmek zorundadır.

İlgili Makaleler

Gerçek: Performans yönetim araçları tüm IT siloları çapında (son kullanıcıdan uygulamaya, network’e, sunuculara, VM’lere ve depolamaya kadar) bilgiyi analiz edebilmeli, hem fiziki hem de sanal ölçümleri kapsamalıdır. Bu veriler olmaksızın yöneticiler potansiyel performans sorunlarını (örneğin WAN genelinde yaşanan kaynak sıkıntısı veya depolamada yaşanan bir gecikme) doğru bir şekilde tespit edip çözüme ulaştıramaz.

Efsane No. 2: Son kullanıcı deneyimini gerçekleştiği anda tamamen yakalamak imkânsızdır.

Gerçek: Performans yönetim araçları son kullanıcı memnuniyetini temin etmek için son kullanıcı deneyimini yakalamak zorundadır. Bu herhangi, bir VDI uygulamasının başarısı için 1 numaralı etken olarak tanımlanmıştır. Eğer kullanıcılar problemler gerçekleştiğinde faaliyetlerini kaydeden bir DVR’ı tetikleyebilseler, yöneticiler altyapı üzerindeki yükü (CPU, bellek, depolama ve masaüstülerin etkileşimi) gerçek zamanlı olarak yakalayabilir. Bu türden bir kayıt kullanıcılara performans problemiyle karşılaşır karşılaşmaz anında IT ile iletişim kurmanın basit ve proaktif bir yolunu sağlar; aksi halde olay gerçekleştikten sonra neyin yanlış gittiğini anlatmaya çalışmak durumunda kalırlar.

Efsane No. 3: Performans yönetiminin canlı olması gerekmez.

Gerçek: Sanallaştırılmış bir altyapının performansından emin olmak için, canlı ve kesintisiz bir biçimde devasa sayıdaki nesneyle bağlantılı bilgiyle uğraşmak zorundasınız. Performans yönetimine canlı, interaktif bir biçimde odaklanmadığınız takdirde altyapınızda nelerin olduğuna dair kısmi bir resim elde edebilirsiniz.  Saniye saniye takip IT’nin belirli bir performans değişiminin ne gibi etkileşimlere neden olduğunu görmesini sağlar; bu ‘canlılık’ işlem ölüm analizi yerine hastalık sınıflandırmasına imkân tanır.

Efsane No. 4: Kapasite planlaması ve performans görüntüleme aynı fonksiyonelliği sağlar.

Gerçek: Kapasite planlaması ve performans yönetimi zaman ölçeğinin zıt uçlarında birbirini tamamlayan yetenekleri sağlar. Kapasite planlaması gelecekte üretim sistemlerini etkileyebilecek uzun vadeli, yavaş ilerleyen trendleri tanımlamak için faydalıdır. O aynı zamanda bir VDI cluster’ına eklenecek ekstra masaüstlerinin sayısı gibi şeyleri tanımlamak için senaryo planlamasında da kullanılabilir. Diğer taraftan performans yönetimi saniyeler veya dakikalar içerisinde gerçekleşen, hızlı ilerleyen olayları yakalamanın tek yoludur.

Operasyonel olarak performans yönetimi kullanıcı ve uygulama yükünü uygun hale getirmek üzere dinamik olarak değişen ve esneyen altyapının incelenmesi için günlük olarak kullanılır. Üretim ağlarında performans yönetimi sanal veri merkezlerinin anlaşılması, problemlerin çözülmesi ve optimize edilmesi için günlük olarak gereksinim duyulan anlık ihtiyaçları kapsar. Kapasite planlama uzun vadeli, yavaş ilerleyen olayların geleceğe dönük görünüşünü sağlar.

Efsane No. 5: Sanallaştırma sadece bir diğer silodur.

Gerçek: Sanallaştırılmış ortam, birbirinden ayrı siloların aksine tamamen paylaşılan kaynaklarla ilgilidir. Sanallaştırmada silo duvarları çöktü ve bu paylaşılan kaynakları yönetmek için performans yönetimi tarafında bütünsel bir yaklaşım gerekiyor. IT sanallaştırma girişimlerinden maksimum değeri elde etmek için sanallaştırılan uygulamaların diğer iş yüklerine olan etkisini tamamen anlamak zorunda.

Efsane No. 6: Etmen tabanlı yazılıma ihtiyaç var.

Gerçek: Etmen tabanlı (Agent-based) yazılım sanallaştırılmış ortamların ölçeklenebilirliğini kısıtlıyor; darboğazları ve duplikasyonu arttırıyor. Her VM içerisinde bir misafir etmene sahip olmak IT’nin sanallaştırılmış altyapılarını ölçekleme yeteneğini kısıtlıyor. Aynı zamanda birden fazla silodan veri kaynaklarını kabul etmek için gereken genişletilebilirliği sınırlıyor.

Efsane No. 7: Sanallaştırılmış bir altyapıda birbirinden ayrı araçlar olabilir.

Gerçek: Sanallaştırmada performans problemlerinin nedenselliğini anlamak kritiktir. IT’nin performans problemlerinin nedensenliğini anlaması gerekiyor ve bu da tek bir sistem içerisine entegre edilmiş bir anlayışı gerektiriyor. Sanallaştırma dinamik bir altyapıdır ve IT’nin nesnelerle etkileşimleri arasındaki korelâsyonu görmek için dinamik değişimleri görüntülemesi gerekir.

Efsane No. 8: LOB (Line of business – iş hattı) uygulamalarını sanallaştırmak çok risklidir.

Gerçek: Sanallaştırmanın tüm faydalarını elde etmek için işletmeler LOB uygulamalarının kesinlikle sanallaştırılması gerektiğini fark ediyor. Fiziki ve sanal ortama yayılan canlı ve kesintisiz silo anlayışıyla, IT şimdi en kritik uygulamalarının performans ve ulaşılabilirliğini temin etmek için gereken anlayışa sahip; gecikmeyi terk ederek girişimlerin değerini maksimum seviyeye çıkartıyor.

Efsane No. 9: Sanallaştırma içerisinde performans yönetiminin ROI’sini belirlemek imkânsızdır.

Gerçek: Efektif performans yönetimi IT’ye, problem çözümü süresini azaltarak ve LOB uygulamalarını dahil etmek için sanal ayakizlerini genişleterek sanallaştırma girişimlerinin ROI’sini maksimum seviyeye çıkartmanın bir yolunu veriyor. Her ikisi de organizasyonlar için sanallaştırmanın değerini geliştiriyor ve IT’ye de donanım anlamında kapeks tasarruflarının ötesinde teknolojinin uzun vadeli değerini daha kolay açıklama yeteneği sağlıyor.

Efsane No. 10: Büyük IT yönetim sağlayıcıları sanallaştırma yönetimine öncülük edecek.

Gerçek: Sanallaştırılmış ortamların yönetimi, her şekilde eski fiziki ortamdan farklılık gösteriyor. Üçüncü parti yönetim sağlayıcıları (büyük yönetim sağlayıcıları dışındakiler) bilhassa dinamik sanallaştırılmış ortamlarla birlikte birden fazla hypervisor’lu hibrit altyapıları yönetmek üzere tasarlanan fonksiyonellikle (ve ileri düzey etkileşimsel analitik yetenekleriyle) oyunu önde götürüyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu