Blokzinciri sağlık sektöründe nasıl kullanılıyor?

Son yılların en hızlı çıkış yapan teknolojisi blokzincirinin her geçen gün farklı bir kullanımına tanıklık ediyoruz. Bu sıradışı teknolojinin neredeyse olmadığı sektör yok ve ilerleyen dönemde de daha pek çok yerde göreceğimizi tahmin ediyoruz.

Sistemin en azından şimdilik güvenli yapısı nedeniyle başta para transferleri olmak üzere sigortadan, kişisel veriye korumaya, oy kullanmadan gayrimenkule neredeyse her alanda blokzinciri uygulamalarını görüyoruz. Son olarak sağlık sektöründe birçok kurumun blokzincir uygulamalarına geçişini ilgiyle takip ediyoruz.

Bilimsel araştırmalar tıp uygulamalarında çığır açarken insan ömrünü de uzatıyor. Ancak bu süreç her geçen gün daha maliyetli hale geliyor. Araştırmaların pahalı olması ve hastane gibi sağlık kuruluşlarının hizmet kalitesi gibi etkenler nedeniyle başta ABD olmak üzere ekonomik olarak gelişmiş ve sosyal devlet olmayı taahhüt eden ülkeler ne yazık ki verdikleri sözün altında kalıyor. ABD’de gayri safi yurt içi hasılanın %20’si sağlığa ayrılıyor. Buna rağmen ekside olmaktan kurtulamayan hükumetler, özel sigorta gibi uygulamalarla günü kurtarmaya çalışıyor. Son yıllarda hasta verilerini ve hastane veritabanını hedef alan siber saldırıları da hesaba kattığınızda sağlık hizmetlerini yönetmek imkansız hale dönüşüyor. İnovasyonu sağlıkla buluşturan en başarılı ülkeler arasında ise Estonya uzak ara birinciliği elinde bulunduruyor. 2012 yılında blokzincirine yatırım yapan Estonya nihayet vizyonunun karşılığını almaya başladı. Bugün sağlık kayıtlarının %95’ini, reçete işlemlerinin ise %99’unu blokzinciri üzerinden halleden Estonya, sağlık verisi açısından güvenliğin en yüksek olduğu örnek gösterilebilir.

İlgili Makaleler

Hasta Verisini Güvenli Hale Getirmek

Günümüzde hiç şüphe yok ki siber korsanların peşinde oldukları verilerin başında hasta verisi geliyor. Yüzyıllardır sağlık sisteminde hasta ve hekim mahremiyetiyle süregelen bu özel durum, günümüzde de kritik olmaya devam ediyor. Kurumlar, hastalarının sağlık durumlarına dair verileri gizli tutmakla yükümlüler. Dolayısıyla siber korsanlar hasta kayıtlarına ulaştıklarında, sağlık kuruluşlarını en can alıcı yerden vurmuş oluyorlar. İşte bu nedenle birçok kurum, blokzincirini kullanarak hasta verilerini güvenli ve dışarıdan erişilemez hale getirmeyi hedefliyor. Sadece 2009 ve 2017 yılları arasında 176 milyon hasta verisinin ihlal edildiği düşünüldüğünde durumun ciddiyeti ve vahameti bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu saldırılar sonrasında hastaların kredi kartı bilgileri gibi maddi açıdan önemli bilgileri çalındığı gibi, birçoğunun genetik test sonuçları da saldırganların eline geçti. Özellikle bu tip ihlallerin itibar anlamında sağlık kurumlarına ne derece zarar verdiğini belirtmemize gerek bile yok. Birçok CSO, artık tek bir merkezden alınan tedbirlerin küresel ve organize saldırıları bertaraf edemeyeceğini düşünüyor. Bu nedenle blokzincirinin şeffaf kayıt sistemi ve merkezsiz yaklaşımı güvenlik uzmanları tarafından hızlıca benimseniyor. Son dönemde hızla büyüyen blokzincir uygulaması NFT de aslında CSO’lara güven veriyor. Birçok uzmana göre NFT, satılan içeriğin kalitesi tartışmasından bağımsız olarak, kopyalanamaz ve çoğaltılamaz dijital veri üretiminin geniş kitleler tarafından test edilişi olarak yorumlanıyor. NFT ile satılan bir Tweet’in şu an için çalınamaması, CSO’ların bu teknolojiyi hasta verilerine adapte etmesi konusunda itici güç oluyor.

Büyük Veri Ve Blokzincirin Uyumu

Sağlık ve blokzinciri dediğimiz konuyu sadece hastaneler ve hasta kayıtları ile sınırlı tutmamak gerek. Sağlık araştırmaları yapan laboratuvarlar da blokzincirinin nimetlerinden yararlanıyor. Örneğin blokzincirinin merkez üstü yapısı ve üst seviye güvenliği, sağlık araştırmacılarının verilerini güvenle paylaşması için gerekli ortamı oluşturuyor. Dünyanın dört bir yanında insan yaşamını daha kaliteli hale getirmek adına canhıraş şekilde çalışan araştırmacılar, birbirleriyle iletişimi blokzincir sayesinde gerçekleştiriyor. Hatta bu alanda hizmet sağlayan Big Data ve Siber Güvenliği bir arada sunan kurumlar da var. Bunlardan bir tanesi ABD’nin Colorado eyaletinde faaliyet gösteren BurstIQ. Bağlanabilirliği öne çıkaran ve bunun için de güvenliğin altını çizen BurstIQ, sağlık kurumlarının ve laboratuvarların veri paylaşımı için gelişmiş bir platform sunuyor. ABD’nin sağlık yasası HIPAA ile tam uyumlu olan BurstIQ, çok büyük miktarda verinin ilgili kurumlar arasında iletişimini mümkün kılıyor. Elbette BurstIQ, sağlık kurumlarına odaklanırken blokzinciri alanındaki gelişmeleri ilk günden sistemlerinin doğal uzantısı haline getirmeyi şirket vizyonu olarak benimsiyor. Benzer bir uygulama İngiltere’de yer alıyor. Londra’da yer alan Medicalchain isimli blokzincir temelli şirket, hasta kayıtlarını bağımsız olarak toplayıp güvenli şekilde kaydetmeyi vaat ediyor. İngiltere’de birçok sağlık kuruluşunun tercih ettiği bu yöntem o kadar büyüyor ki Medicalchain, myclinic.com isimli bir platformu da hayata soktu. Gelişmiş bir teletıp platformu işlevine sahip myclinic.com yakın gelecekte sağlık hizmetlerinin nasıl bir dijital dönüşüme uğrayacağının göstergesi.

Orantısız Güç

Siber güvenlik tarafından tehdit altında kalan sağlık sektöründe sadece veri iletişimindeki aksaklık nedeniyle 11 milyar dolarlık bir kayıp yaşanıyor. İnsan hayatı söz konusu olduğunda bu rakamların telafisi mümkün olmayan ağır yaralara dönüştüğünü acı tecrübelerle öğreniyoruz. Blokzincir uygulamaları, hastalar ile hekimlerin, kurumlar ile araştırmacıların arasındaki mesafeleri kısaltıp insan ömrüne büyük katkı sağlayacak potansiyele sahip. Bu sayede teşhislerin daha hızlı ve daha yüksek doğrulukta konduğu, hastaların gizlilik haklarından yakınmadığı, aydınlık bir sağlık sektörü gelecekte belirebilir.

Yalnız görünen o ki, ülkelerin ve hükumetlerin sağlık konusunda şeffaf ve işbirliği içinde adımlar atması ve blokzincir gibi yeni teknolojileri hızla hayata geçirmeleri gerekiyor. Aksi halde her kurumun kendi bacağından asıldığı bir tabloda, organize siber suç örgütleri sahip oldukları orantısız güçle dengeleri alt üst edebilir. Blokzincir, insan hayatının geleceğini garanti altına alan yegane silaha dönüşebilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu