Özel bir bulut nasıl para kazanır ve çevreyi korur?

Kontrolden çıkan bir IT ortamını daha verimli bir hale getirebilmek için Ricoh Europe’un CIO ve CFO’su Ian Winham,sürecin oldukça zorlu olduğunu söylüyor.

Beş yıl önce, sayısız satın almalardan sonra, Ricoh Europe’daki  IT ortamı kontrolden çıkıyordu; 26 ERP oturumunu çalıştırmak sorunlarda sadece bir tanesiydi. “Öyle bir noktaya geldik ki üstesinden gelmemiz gereken üç şey bulunuyordu: Dahili olarak kendimizi daha verimli bir hale getirmek, kendimizi müşterilerimiz için daha efektif yapmak ve IT fonksiyonunu çevreye daha az zarar verir hale getirmek.” şeklinde konuşuyor Ricoh Europe’un CIO ve CFO’su Ian Winham. “Onların altyapılarını geliştirme üzerinde müşterilerle çalışıyoruz ve öyle bir noktaya geldik ki bunu kendimiz için yapmaya başlamak zorundaydık.” Sayıları giderek artan Avrupalı müşterileri ve yazdırma, doküman yönetimi ile IT servisleri müşterilerinin global gereksinimleri yüzünden standardizasyon ihtiyaç halini aldı.

“Bir müşterinin efektif bir biçimde nasıl yönetileceğini ortaya çıkarmada bolca kaos ve güçlük vardı.” diyor Winham. IT grubu uygulama rasyonelleştirmeyle başladı. Sadece sistemleri değil aynı zamanda süreçleri de (Toplam 122) standartlaştırma hedefiyle her şeyi atıp sıfırdan başladılar. Bir IT altyapısındaki karmaşayada aynı şekilde bakmaya başladılar. Hintli IT servis sağlayıcısı Infosys ile çalışan Ricoh, hem yazılım hem de Servis olarak Altyapıyı hazırlamak için iki T3 süper hub’lı bir özel bulutu geliştirdi. “Hemen başlangıçta bulutun final olacağını bildiğimizi söylemek harika olurdu.” diyor Winham.

“Fakat bildiğimiz tek şey eski sistemimizin küçük bir servete (hem finansal hem de çevresel anlamda) neden olduğu ve nihai vizyonumuzun neye benzeyeceğiydi.”

Genel bulut yeterli değil

Genel bulut kritik uygulamalar için nafi le bir çabaydı. “Müşterilerimize güven sağlamamız gerekiyor ve onların verilerinin nerede olduğunu, ne zaman transfer edildiklerini biliyoruz.” diye açıklıyor Winham.Ricoh Europe’un işlettiği 35 firma çapında özel bir bulut konuşlandırdı;

Ricoh müşterilerinin yüzde 50’sinden fazlası halihazırda tüm temel dahili uygulamalarıyla birlikte bu bulut üzerinde çalışıyor. “Biz şimdi ikinci aşamadayız. Halen ortalıkta gezinen eski küçük parçaları temizliyoruz.” şeklinde konuşuyor Winham. “Halen küçük veri merkezlerimiz ve IT dolaplarımız var ki ben bunlardan kurtulmak istiyorum.”

Dahili faydalar gayet aşikar. Firma dokuz veri merkezini iki tanesinde birleştiriyor ki bu da 1,000 adet sunucunun ortadan kaldırılmasıyla IT altyapı maliyetlerini yüzde 30 nispetinde düşürecek.

Bu aynı zamanda karbondioksit emisyonlarını 16,800 ton azaltarak (toplam 3,350 arabanın yollardan çekilmesine eşdeğer) firmanın 2050 yılı itibariyle toplam enerji tüketimini yüzde 87.5 azaltma hedefini yakalamasına yardımcı oluyor.

Fakat Winham şimdi bulutu Ricoh’un servis kolu için bir gelir üreteci olarak görüyor. Dahili olarak ilk bulut tabanlı uygulamalardan bir tanesini geliştirdiler (Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Birliği çapında faturalamayı düzenleme baskısıyla uyumlu olan elektronik bir faturalama sistemi). “Bu, altyapı projesindeki ajandayı kendimiz ve müşterilerimiz için gerçek değere sahip olan bir şey olarak yükseltti.” diye konuşuyor Winham.

Bu Winham’ın Ricoh’a getirdiği yeni bir yaklaşım. “Eğer kendimiz için bir şey inşa edeceksek, hem içeride hem de dışarıda bizim için bir değer zinciri var olmalıdır.” diyor Winham. “Ayrıca kendinizin kullanmadığı bir çözümü satmaya çalışma utanç verici. Aptal gibi görünürsünüz.” Buluta geçmenin en güç tarafı, Avrupa’nın mevzuat tarafında ilerlemek oldu, diyor Winham. “Veri koruma yönergesi her ülkede farklı yorumlandığından bir yandan müşterilerinizin hızını yakalamaya çalışırken hangi standardı uygulamak zorunda olduğunuzu ortaya çıkarmalısınız.” şeklinde konuşuyor Winham.

Finansal verilerin konumuyla ilgili yasalar daha da zor. Ricoh’un Luxemburg’daki veri merkezini devreden çıkartabilmesi için hükümetten onay alması gerekti. “Bir daha asla Luxemburg’da bir veri merkezi inşa etmek istemem.” diyor Winham.

“Bu nüanslar gerçekten can sıkıcı. Ve bunun gerçek teknolojiyle hiçbir alakası yok.” Elbette, zahmetli bölgede nasıl ilerleneceğini anlamış olarak Winham yeni bir servis hattını daha görüyor; Avrupa’da özel bulutları kurmalarında müşterilerine yardımcı olmak. “Sattığınız şeyi önce kendiniz yemek zorundasınız ve biz oldukça fazla denetim edindik. Yapmak istediğimiz şeylerden bir tanesi Ricoh, Infosys ve diğer ortaklarımıza sinerji oluşturarak söz konusu yeteneklerimizi katlamak.” diye konuşuyor Winham. “Herhangi birisi altyapıyı kurabilir veya güvenliğini sağlayabilir ama bunu kendi işiniz içerisinde yapma süreciniz önemli.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu