Sizinle büyük veri anlayışı arasındaki 4 engel

Büyük verinin sağladığı rekabet avantajlarını göz ardı etmeyin. Yapılan anketler, büyük çoğunluğun buna inandığını söylüyor. Ancak inanmak ve uygulamaya almak arasında büyük bir fark bulunuyor.

Son üç yıldır büyük veri etrafında dönen fısıltılar hızlı bir şekilde artmayı sürdürdü. Belli bir kesim çok fazla abartı olduğu inancıyla onu göz ardı ederken, dünya genelindeki firmalar dikkatle bu konuya eğiliyor: Yıllık olarak gerçekleştirilen Digital IQ Survey anketinin 5’incisinde danışmanlık firması PwC katılımcıların yüzde 62’sinin büyük verinin kendilerine rekabet avantajı verebileceğine inandığını ortaya çıkardı.
Ancak büyük verinin gücüne inanmak bir şey, uygulanabilir anlayışlar için büyük veriden yararlanmak başka bir şey. PwC aynı zamanda katılımcıların yüzde 58’inin verilerden anlayış elde etmenin temel bir güçlük olduğunu kabul ettiklerini ortaya çıkardı.
“Halihazırda bizim toplamakta olduğumuz bilgi ve veri miktarı gerçekten o kadar fazla ki, organizasyonun dört duvarının dışına taşıyor,” şeklinde konuşuyor PwC müdürü Anand Rao. “Organizasyonlar doğru insanlara sahip değil, doğru yapılar yerli yerinde değil ve onlar halen bazı araç ve tekniklerle boğuşuyor.”
PwC, 12 ülke çapında çeşitli endüstriler arasından 1.108 katılımcıya anket düzenledi. Katılımcılar IT ve iş liderleri arasında eşit olarak dağılmıştı ve yüzde 75’ten fazlası 1 milyar doları aşan gelirlere sahip organizasyonlarda çalışıyordu. PwC organizasyonların dört ana büyük veri engeliyle mücadele ettiğini ortaya çıkardı:

1. Onlar görselleştirmenin öneminin farkında değiller.
2. Onlar veri analizinden ziyade verilerin toplanmasına yatırım yapıyor.
3. Yetenek boşluğuyla yüzleşiyorlar.
4. Enformasyonu hızlıca işlemeye yetersiz sistemlerle uğraşıyorlar.
İşletmeler görselleştirmenin önemini fark etmiyor

Sıra çoğu organizasyonun kullanmakta olduğu veri yığınlarından anlayış elde etmeye geldiğinde, görselleştirme temel bir konudur. Görselleştirme verilerin bağlamının oluşmasına yardımcı olur ve olurluk incelemelerine hayat verir. Çoğu durumda, gelişmiş görselleştirme yetenekleri organizasyonların aksi halde elde edilmesi imkansız olabilecek anlayışları toplamasına imkan tanır. Söz gelimi kullanılmayan kayıtlar ve doğru olmayan bilgilere bağlı olarak çoğu uygulamanın yeraltı varlıklarının nerede olduğuna dair bir fikri yoktur. Bu da, bir elektrik hattı kazara kesildiğinde veya bir su borusu patladığında yerleşik halkın yaygın hizmet kesintileri yaşamasını getirir. Bu problemlerden kaçınmak için Las Vegas şehri hizmet ağının yaşayan bir modelini geliştirmek üzere akıllı verilerin avantajından yararlandı. VTN Consulting şehir yönetiminin çeşitli kaynaklardan gelen verileri, Autodesk teknolojisi ile oluşturulan gerçek zamanlı tek bir 3D modeli içinde bir araya getirmesine yardımcı oldu. Söz konusu model hem yer üstü hem de yeraltındaki tesisleri içeriyor ve şehir altında konumlanmış olan kritik varlıkların konum ve performansını görselleştirmek için kullanılıyor.

Şu ana değin, anket katılımcılarının sadece yüzde 26’sı veri görselleştirmeyi kullanıyor. Ancak en önde gelen firmalara odaklandığınızda resim oldukça farklı (yüzde 5’ten fazla gelir artışını rapor eden katılımcılar ve firmaları gelir, kârlılık ve inovasyon konusunda ilk sıralarda yer alanlar.) Bu organizasyonlar 2013 yılı içerisinde veri görselleştirmeye daha fazla yatırım planları yapıyor.

“Çoğu kişinin yöneldiği görselleştirme türü büyütüp küçültebildiğiniz bilgi panellerine sahip (iş kullanıcısı tarafından kolayca sindirilebilen),” şeklinde konuşuyor Rao. “Bu daha çok geriye dönük analiz yapmakla ilgili. Çoğu organizasyon buna yöneliyor. Gerçekleştirdiğimiz eylemlere bağlı olarak neyin olduğunu veya olmadığını anlayarak geleceğe bakmak istiyoruz. Bu da çok daha dinamik bir görselleştirmeyi gerektiriyor.”

Veri analizinden çok veri toplamaya yatırım yapmak
Rao ve Halter işletmelerin verileri toplamak için önemli miktarlarda yatırım yaptığını söylüyor, ama bunların bir araya getirilmesi ve analiz edilmesi için değil: Organizasyonların yüzde 32’si dahili verilerin toplanması, saklanması ve kurtarılması için 1 milyon doları aşkın yatırım yaparken sadece yüzde 26’lık kesim dahili verilerin analizi için 1 milyondan dolardan fazlasını harcadı.
Rao ve Halter’ın sonuçlardan gördüğüne göre finansal hizmetler, sigorta ve sağlık endüstrilerindeki katılımcılar daha çok veri entegrasyonuna yatırım yaparken önde gelenlerin üçte biri de benzer şekilde üçüncü parti verilerin entegrasyonu için 1 milyon dolardan fazlasını yatırım yapıyor.
Organizasyonların verileri analiz etmeksizin toplamasının nedeni IT ve iş tarafının veriyle çalışmanın eski yöntemlerine takılı kalmış olması olabilir.

“IT ve iş tarafının bu alandaki geleneksel birlikte çalışma modeli artık yürümüyor,” şeklinde konuşuyor PwC’den Oliver Halter. “İşletme ve IT her zaman birbirleriyle konuşmada güçlükler yaşadı. Geleneksel olarak işletme gereksinimleri yaratıyor ve IT de yerine getiriyor. Verileri araştırma dünyasında, bu artık o kadar iyi yürümüyor. IT’nin refleksi, ‘Biz verileri toplayacak ve yöneteceğiz, bununla ne yapacağınıza siz karar verin.”
Ancak büyük veriden anlam çıkartmak için gereken kapsamlı analiz sıklıkla iş kullanıcılarını aşar.
“Bunlar karmaşık şeyler ve sizin tipik iş kullanıcılarınız konu hakkında bilgili değil,” diyor Halter. “Aradığımız şeyin yeni bir organizasyonel yaklaşım olduğunu düşünüyorum ki bu da yeni yetenekler ve verileri araştırmanın yeni yolları manasına geliyor.”

1 2Sonraki sayfa

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu