Aslan O ki…

Bir koyunun komuta ettiği aslan ordusundan korkmam ama bir aslanın komuta ettiği koyun ordusundan korkarım…” Büyük İskender.

Büyük savaş ustası, stratejist ve cesur bir asker Büyük İskender… Eminim savaş analojisinden ve savaşçıları örnek vermemden haz etmeyen okurlarım vardır ancak savaş sanatı ile yönetim sanatı birbirlerine çok yakın sanatlardır ve bana göre her ikisi de sanattır. Savaş sanatının önemli sanatçılarından da birisidir Büyük İskender…

Peki bu sözü doğru mudur? Yani komutan koyunsa, askerler isterse aslan olsun korkulacak bir durum yok mudur ya da tam tersi komutan aslan ise askerler ekseriyetle koyun bile olsa korkmak mı gerekir? Yani tek bir lider (iyi ya da kötü ama lider) savaşın kazanılması ya da kaybedilmesi için bu kadar önemli midir? Cevap düşününce çok net: Evet, kesinlikle ana belirleyici unsurdur. Aslan lider o ki mücadeleyi kazandırabilir ya da kaybettirebilir. 

Biz bu net konuya biraz daha boyut kazandıralım. Erich Fromm sorar “İnsan kurt mudur kuzu mu?” ve sonra derinlemesine analiz eder. Kurt insanlar vardır, kuzu insanlar vardır, kurt postu giymiş kuzu insanlar vardır ve kuzu postu giymiş kurt insanlar vardır. Okumak istersiniz belki kitabı o nedenle vardığı sonucu paylaşmak istemem ama bu derinlemesine analiz insanın her halini ele alır. 

İz bırakmış iki insan Büyük İskender ile Erich Fromm arasında 2200 yıllık bir süre var. Daha önce onları buluşturan olmuş mudur bilmiyorum ama biz ikisinin aslanlı, kurtlu, kuzulu benzetmelerini biraz birbirine yaklaştıralım. Kurt izninizle ayrılsın sahnemizden yerini aslan alsın. Kuzu da zaten koyun, en azından hayvanları eşleştirmiş olduk. 

Bu halde elimizde aslan ve koyun kaldı. Erich hocamızın da hakkı kalmasın üstümüzde: Demek ki insan; aslan, koyun, koyun postu giymiş aslan ve aslan postu giymiş koyun da olabilir. Yani elimizde 4 çeşit insan oldu. Komutan da demeyelim onun yerine, yönetici diyelim ve ordu yerine de ekip diyelim. İskender ve Erich hocamızı buluşturmakla kalmadık, onlarla aynı masaya oturup biz de kendi katkımızı yaptık sayın okurum. Şu an çok büyülü bir an. Bir yanımızda Büyük İskender diğer yanımızda Erich Fromm sohbet ediyoruz. 

“Aslan” diyor İskender. Yani aslan yönetici, yönettiği ekibin kimlerden oluştuğundan bağımsız olarak her işi yapabilir. Bu böyle midir gerçekten? Evet aslan yönetici bir işin neden yapıldığını, ne zaman sonuçlanması gerektiğini, elindeki imkanlarla -ki bu insan kaynağı, bütçe, çalışılan yapı vb. her şey olabilir- sonuca bağlayabilir. Bu bana göre hiç de zor değildir. Böyle yöneticiler kimi zaman belki söylenebilirler ancak işini çok iyi bilen dirayetli bir yöneticinin işi başarıya ulaştırması olasılığı çok yüksektir. Burada İskender’e katılıyorum. Sağıma dönüp bakıyorum; Erich hocam da olumlu manada kafasını sallıyor. İyi de hissediyorum çünkü Erich hocam profesör ama öylesine değil gerçekten profesör. 

“Koyun” diyorum o zaman ben de İskender’e dönüp, “Koyun yönetici bir işi başarısızlığa götürür.” Olumlu cevap alacağımdan eminim çünkü İskender ile aynı şeyi söylüyorum. O da kafasını sallıyor olumlu manada ama burada kendimi biraz yağcı gibi hissediyorum. Fakat yağ çekmek istememden değil, adam Büyük İskender, büyük yani. Ben de Devrim’im, baş ederim kendisiyle. O güç içimde var da yaşlı ya çok, 2.200 yaşında adam! Bir de saygım büyük, üzülmesin… 

Koyun yönetici aslan yönetici gibi değil. İşin neden yapıldığını anlamamış olabilir. Bu aşamada “hadi canım adam koskoca yönetici olmuş nasıl anlamaz” diye düşünüyor olabilirsiniz (ki böyle düşünüyorsanız masamıza oturmayın çünkü İskender biraz asabi, kılıcı gök girip kızıl çıkabilir sırtınızdan) ama sizi temin ederim daha işi neden yaptığını bilmeyen, sadece aldığı emir ile işi bitirmeye çalışan birçok yönetici göreceksiniz çevrenizde. Hatta işe yön veren yöneticinin daha az olduğunu fark edeceksiniz biraz düşününce. 

İşin en zor kısmıdır ne yapacağını anlamak, yani işin en zor kısmı başıdır. Bu kısım tam anlaşılmaz, genelde bir emir ile alınır ve körlemesine o emir yerine gelsin diye çabalanır. İyi niyetten şüphe etmiyoruz ancak akıldan şüphe ediyoruz bu kısımda. Ve akıl pahalıdır (Küçücük bir bilgi: Akıl dediğimiz şey beynimizin prefrontal korteksinden gelir. Prefrontal korteks beynin en büyük kısmıdır ve çalışması durumunda çok fazla enerji harcar. O nedenle düşünmek pahalı bir aktivitedir). Akıl pahalıdır derken burada sevgili patronlara da ve üst düzey yöneticilere de bir gönderme yapalım “Siz de eğer organizasyonunuzda akıllar istiyorsanız ki istemelisiniz, o zaman o akıllara gerekli paketleri ve bütçeleri vermelisiniz.” Bu parantezi burada kapatalım çünkü İskender sinirlenmeye başladı, laf çok uzadı. 

Aslan yöneticinin tek melekesi akıl değildir, cesareti de önemlidir. Kimi koyun yöneticilerde akıl olabilir elbette, kimseye hakaret etmek değil amacımız. Ancak cesaretin olmadığı yerde bir yöneticinin aksiyon alması da beklenemez. Aklı olmasına rağmen korkuyor ve adım atmaktan çekiniyorsa belki koltuğunu korumayı başarabilir ama bir işi başarmayı beceremez. 

Sevgili koyunumuz neyin neden yapıldığını anlamadığı için meleye meleye bir şeyler yapmaya çalışıyor ya da anlamışsa da toynağından bir şey gelmediği için bir o yana bir bu yana hareket ediyorken, sevgili koyun yöneticimiz de buna benzer şekilde ne kendisini ne de ekibini harekete geçirebiliyordur. Ekibinde aslan çalışanlar bile olsa, yönetici koyun olduktan sonra onları da kilitler. İskender çağımıza uyarlanmış bu benzetmeyi sevdiği için sol yanımda mutlu mutlu gülümsüyor. Ne de olsa 2.200 yıl önce adam sözü söylemiş ve bu söz hala geçerliliğini koruyor. 

Yöneticisi koyun olan aslan çalışan ne yapar peki? Takım içerisindeki diğer koyunları yemek dışında, ki bu aktiviteden bir süre sonra sıkılır çünkü akıllıdır, başka bir yerde iş aramaya başlar. Çünkü gelişememektedir, ilerleyememektedir. Belki yıllarca bu koyunları yese karnı da doyar bu sürüde de yaşar ama aynı zamanda içindeki cesaret onu hareket etmeye iter. Elbette burada kimi zaman aslan çalışan aklı ve cesareti arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilir ancak o anın gerekliliklerine göre en doğru seçimi de yapacaktır. 

Sol yanımda Erich hocam biraz öksürdü. Benim kısma gel demek istiyor, anlamadım mı sanki? 

Koyun postu giymiş aslan yönetici! Bak burası ilginç zira böyle yöneticiler mutlaka görmüşsünüzdür. Akıllıdır, cesaretlidir ama bunları saklamayı seçer. Bunun birçok sebebi olabilir. Belki pozisyonunu korumak için zararsız görünmesi gerekiyordur ya da daha iyi pozisyonlara geçebilmesi için böyle görünmesi gerekiyordur. Bunu bilemeyiz ancak bildiğimiz tek şey, mutlaka bir düşüncesi olduğudur. Kurnazdır ama şahsi düşüncem bu tip yöneticilerin çok da sevilmediği yönündedir. Tek yapması gereken eğer aslansa aslan gibi ortaya çıkmasıdır. Varsın bilsindir herkes aslan olduğunu, bu tür kurnazlıklara gerek yoktur. Koyun postu altında kükrememek için sarf ettiği çabayı işine yansıtsa zaten yolu açıktır, yürüyecektir. Fakat sever bazıları kurnaz olmayı. 

Erich hocam kafasını olumlu manada salladı, sanki iyi gidiyorum değil mi hocam? 

Bir de aslan postu giymiş koyun yöneticiden bahsedelim. Sağa sola kükrer bu koyun yöneticiler. Neden? Korku vereyim de kimse benim korktuğumu görmesin diye. Korku duygusunu bastırmanın en iyi yolu etrafa salınan korkudur. Organizasyonu korku sarar bu tip yöneticilerin liderliğinde. Anlamaz pek bir şeyden, yönlendiremez, sadece kızar, bağırır, çağırır, saçma konularla çok vakit harcar. Ben böyle bir yönetici ile çalıştım, gerçekten de çalışmak çok zor olmuştu. Böyle yönetici gördüğünüzde eğer bir süre hiç aslan işareti de almamışsanız size kolaylıklar diliyorum. Koyun çalışansanız sorun yok çünkü bu tip aslan postu giymiş koyun yöneticiler bağırdıkça karşısında sinen diğer koyunları çok severler, koyun çalışanlar da bu tip yöneticileri çok severler, bir nevi kan çekiyor da diyebiliriz sanırım. 

Erich hocam gülüyor sol yanımda, hocam biz de biraz şaka yapalım değil mi? Ama bu konu ciddi hocam, gerçekten bu tip yöneticilerin sayısı fazla ve iş hayatını çekilmez kılıyorlar. 

Biz aslan yönetici seviyoruz ki bu tip yöneticiler sadece akıl ve cesaret de barındırmıyor. Bununla birlikte, uzunca süre birlikte çalıştığınız zaman görüyorsunuz ki ekibini de aslanlardan oluşturuyor. Koyun olanları ekipten ayırıyor, aslan olanları işe alıyor, ekipteki aslanları koruyor, yeni aslanlar yetiştiriyor, kimseden korkmuyor bir gün koltuğumu alır diye… Koyun postu giymiş aslanların postlarını bir kenara bıraktırıyor ve aslan postu giymiş koyunları da melemesinden tanıyarak derhal temizliğini yapıyor. Böylece bir aslan tarafından komuta edilen bir aslan ordusu oluşuyor. 

İşte aslan o ki; bir aslan ordusu oluştursun ve zaferleri kesin ve daim olsun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu