Euclid teleskobu, evrenin genişlemesinin sırlarını aydınlatmaya hazır

Euclid'in gözlem yetenekleri, evrenin yapısını anlamada devrimsel bir adım olarak görülüyor.

Avrupa’nın yeni ve güçlü uzay teleskobu Euclid, evrenin sırlarını çözmek için tasarlandı. Euclid, 1 Temmuz 2023’te fırlatıldı ve Dünya’dan 1,5 milyon kilometre uzakta, karanlık evreni gözlemliyor. Bu teleskop, evrenin genişlemesine neden olan karanlık enerji ve evrendeki tüm maddenin üçte ikisini oluşturan karanlık maddeyi anlamak için yaklaşık 10 milyar galaksiyi görüntüleyecek. Euclid, karanlık enerji ve karanlık maddeye ilişkin yapısal anlayışı kazandırmayı hedefliyor. Bu iki gizemli bileşenin, evrenin Büyük Patlama’dan beri genişlemesine neden olduğu düşünülüyor​​.

Euclid’in gözlem yetenekleri, evrenin yapısını anlamada devrimsel bir adım olarak görülüyor. Bu teleskop, zayıf yerçekimsel merceklenme süreciyle galaksilerin etrafındaki ışığın bükülmesini ölçerek, karanlık madde miktarını ve evren boyunca yayılımını tespit edecek. Euclid’in gözlemleri sayesinde, evrenin genişleme hızı hakkında yeni bilgiler elde edilecek ve bu hızın karanlık enerjinin bir sonucu olarak hızlanmakta olduğu ortaya çıkabilir​​.

Euclid Teleskobu
Euclid Teleskobu

Euclid, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından yürütülen tamamen Avrupalı bir misyon. Başlangıçta 2022’de Rusya’nın bir roketiyle fırlatılması planlanmışken, 2022’deki Rusya-Ukrayna krizi sonrasında ESA, Rusya ile bağlarını keserek teleskobu SpaceX Falcon 9 roketiyle fırlatma kararı aldı. Euclid’in 1,2 metre genişliğindeki ana aynası ve geniş görüş alanı, her fotoğrafta Ay’ın tam boyutundan 2,5 kat daha büyük bir alanı kapsamasını sağlıyor. Bu, yalnızca galaksileri değil, aynı zamanda Samanyolu’nda gizlenen yıldızdan daha küçük cisimleri incelemek için de kullanışlı​​​​.

Ayrıca Euclid, yıldızlararası cisimleri, kahverengi cüceler ve Jüpiter’den çok daha büyük gaz devleri gibi substellar cisimleri inceleyecek bir projenin de merkezinde yer alıyor. Bu proje, 2023’ten 2027’nin sonuna kadar sürecek ve Euclid’in geniş görüş alanı sayesinde daha önce görülenlerin 100 katı kadar substellar cisim keşfedilmesi bekleniyor. Bu tür gözlemler, yıldız ve gezegen oluşumları arasındaki eksik bağlantıları anlamamızda kritik öneme sahip​​.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu