BASF, ayrıca, firmanın akıllı telefonlarının idaresi için de gelecekte Microsoft teknolojisini kullanacağını açıkladı. Şirket, Windows Intune’u kullanarak mobil cihazları bulut üzerinden çok daha etkin bir biçimde yönetebilmeyi amaçlıyor. BASF, ofis programı olarak önceden IBM Notes’u -eski adıyla Lotus Notes- kullanıyordu.
Nissan-Renault global web sitelerini App Dynamics’le yönetecek
Nissan-Renault ortaklığı, My Renault portalını AppDynamics üzerinde yönetmeye hazırlanıyor. Salesforce projesinin bir parçası olarak hayata geçireceği projede otomotiv üreticileri, sahip oldukları ortak 300 web sitesinin yönetim ve kullanıcı deneyimi optimizasyonunu AppDynamics’e verecek. Masaüstü ve mobil sitelerinin uluslararası tanıtımını yoğun olarak yürütmekte olan Renault yıllık 4.5 milyon görüntüleme beklentisine sahip.
Renault-Nissan ortaklığının tanıtımını yapan ajansı DigitasLBi da performans, kullanıcı deneyimi ve altyapı analitiklerini görüntülemek üzere AppDynamics Intelligence platformunu kullanacak. Ayrıca IT departmanı da gerektiğinde altyapıyı ölçekleyebilip ve müşterilerin nerelere tıkladığını analiz ederek sitenin tasarımını optimize edebilecek. Yeni My Renault online portalını da içeren web siteleri DigitasLBi tarafından barındırılacak. Renault’un global çaptaki Salesforce konuşlandırmasının bu ay tamamlanması bekleniyor.
Satışlarının yüzde 10’u dijital ve CRM’den
Konuşlandırma otomotiv üreticisinin satışlarının yüzde 10’unu karşılayan bir kanal olan dijital ve CRM stratejisinin bir parçası. Geçtiğimiz yıl San Francisco’daki Salesforce’un Dreamforce konferansında, Renault Çağrı Merkezleri ve CRM Direktörü Laurent Laporte, firmanın bölgesel sistemlerini modernleştirerek “daha iyi bir servis için veriden yararlanma” planları yaptıklarını söyledi.
Laparte’nin açıklamalarına göre CRM projesi 34 ülkenin pazarlama araçları, 5 bin bayi yönetim kullanıcıları, satış performansı, 10 bin çağrı merkezi koltuğu ve ‘My Renault’ dijital müşteri portal sistemlerini 2015 Mart’ında merkezi bir Salesforce platformu üzerinde birleştirmeyi içeriyor. Laparte ayrıca yıllık 10 milyon potansiyel satışın bu proje sayesinde satışa dönüşeceğini umduğunu söyledi.
1999 yılında oluşturulan Renault-Nissan Alliance, iki lider otomotiv üreticisinin en uzun soluklu birlikteliği konumunda.
Rolls-Royce İK’sını buluta taşıyor
Lüks araç markası Rolls-Royce, operasyonlarının modernizasyonuna yardımcı olması için insan kaynakları yönetim uygulamalarını (HCM) Workday platformunu kullanarak buluta taşıyor. Böylece marka Workday Time Tracking dahil olmak üzere tüm İK yönetimi için Workday Human Capital Management sistemini kullanacak.
Workday ile birlikte Rolls-Royce, global operasyonlarını modernize edeceğini, yetenek yönetimini yenileyeceğini ve işgücü içerisinde daha büyük bir görülebilirlik sağlayacağını söylüyor. Rolls-Royce’un bu geçişi firmanın iki ana iş segmenti olan uzay/havacılık ile deniz ve endüstriyel güç sistemlerini kapsıyor. Bu iş segmentleri altında tasarım, imalat ve satış birimleri dahil olmak üzere 45 ülkedeki 55 bin çalışan yer alıyor.
İK’yı Workday bulutuna taşıyarak Rolls-Royce aralıksız büyümeyi desteklemek için ihtiyaç duyduğu çeviklik ve hızı elde edecek. Aynı zamanda daha iyi bir karar verme süreci için gerçek zamanlı iş gücü verisine erişim ve analiz yeteneği kazanacak. Workday HCM, Rolls-Royce’un İK süreçlerini dünya genelinde standardize etmesine, işletme çapında daha büyük verimlilik ve üretkenlik yaratmak için operasyonlarını modernize etmesine imkan sağlayacak. Rolls-Royce’un açıklamalarına göre uygulama aynı zamanda firmanın iş süreçlerini “dakikalar içerisinde” yapılandırmasına imkan tanıyacak.
İş süreçlerine hızlı analitik
Bunlarla birlikte firma iş gücü içerisine idarecilerin performansı daha iyi ölçebilmesine, önde gelen yetenekleri fark edebilmesine ve yetenek takımlarını rollerle hizaya getirmesine zemin hazırlayacak daha derin bir anlayış katacağını belirtiliyor. Maliyet ve proje kapasitesi gibi kiralama ve kaynaklandırma kararlarına yardımcı olabilecek analitik çözümleri alanında da markanın elini güçlendirecek. Şirket analitiklere hızlı erişim sağlarken, farklı coğrafya ve iş yapıları arasındaki kapasite boşluklarını da hızlı çözebilecek.
Çalışanlar bununla birlikte daha gelişmiş self servis becerilerle güçlendirilmiş olacak ki, bu da onlara bilgiye erişim imkanı sunarken mobil cihazlarla masaüstü sistemlerinden sezgisel, kullanımı kolay bir İK uygulaması üzerinde görevleri yerine getirmelerini sağlayacak.